Çanakkale Savaşları Türk ün özüne dönüşünün, dirilişinin
bir başlangıcıdır. Şehitlerimizin Gelibolu Yarımadasında koyun koyuna yatması
birliğimizin sembolüdür. Orada ülkenin her yerinden gelen şehitlerimizin
kanlarının izleri vardır. Türk milleti bu savaşla dünyaya bir defa daha
göstermiştir ki, onun vatanı, namusu ve inancı çok azizdir. Ama bunu bilmeyen
veya bilmek istemeyenlerin hayalleri ve bu ülke üzerinde planları vardı:
İngilizlerin ünlü ve genç şairi olan ve savaşa katılmış bulunan Robert Brock,
İngiliz gençlerini hem savaşa teşvik ve hem de milli idealleri elde etmek için
şöyle bir şiir yazmıştı:
... Bu inanılmayacak kadar güzel bir şey. Talihimizin
bize bu kadar yardım edebileceğini hiç tahmin etmiyordum. Gidiyoruz. Galata
Kulesi 15 pusluk toplarımızla yerle bir edilecek. Deniz kana boyanıp leş gibi
olacak. Ayasofya nın mozaiklerini, halılarını yama edeceğiz. Türk lokumları
(kızları) benim olacak İnanıyorum ki bir devrin kapanışına şahit olacağım.
Tanrım! Hayatımda bu kadar mesut olmamıştım. Sırf bir tarafa akan bir ırmak
gibi çocukluğumdan beri içimde bu arzunun İstanbul a girecek askerlerin
arasında bulunmak hevesinin bulunuşunu şimdi iyice anlıyorum
Arıburnu na Anzak Kolordusu çıkarma yapacağı sırada asker
kıyafetli genç bir papaz sessizliği bozarak: Meryem Ana nın, Tanrımız İsa nın
yolunda olmak ne güzel! Biz insanlar için bundan daha büyük bir mutluluk
düşünülebilir mi Barbarlar, dinsiz Türklerden dünyanın incisi İstanbul u
alacağız ve Hıristiyan kardeşlerimizi kurtaracağız... (Mehmed Niyazi, s.131.)
diyordu. Basın da görüşlerini bildiriyor içlerindeki Haçlı ruhunu ortaya koyan
makaleler yayınlıyor görüşler serdediyordu.
İngiliz Sunday Times gazetesinin yayın müdürü E. Asmead
Bartlette konuyla ilgili makalesinde şöyle yazıyordu: Son Haçlı Seferi nden
beri ilk defadır ki batı, doğuya yönelmiş bulunuyor. Hıristiyanlık âlemi, Fatih
Sultan Mehmed in 29 Mayıs 1453 meş um tarihinde Bizans İmparatorluğu na
indirmiş olduğu şiddetli darbenin öcünü almak için toptan harekete geçmiş
bulunuyor. Birkaç hafta içinde kanlı savaşlarla karşılaşacağız. Bu öyle bir
savaş olacak ki neticesinde ya Ayasofya tapınağı Hristiyan âleminin eline
geçecek ya da hilal... Diğer savaş meydanlarından alınıp buraya yığılan
gemiler, sanki bir tek amaç için, belki de Hristiyanlık âleminin Türklere karşı
yapabileceği son Haçlı Seferi içindir. Hâlbuki bu sonuncusu ve en büyüğü olan
Haçlılar, bir zamanlar Viyana kapılarından Kudüs e kadar uzanmış olan eski
Osmanlı İmparatorluğu nun her köşesinde kemikleri dağılıp kalmış ortaçağ
şövalyelerinin öcünü alacaktır Bu makale İngilizlerin savaşa bakışını
özetlemiştir. (Kadir Şeker, Konferans.)
Öte taraftan Amiral Corden; Havalar müsait gittiği
takdirde iki hafta sonra İstanbul da olabileceğimizi ümit ediyorum diyerek
Çanakkale yi geçmenin bu kadar basit olduğunu sanıyordu. Onun bu görüşü İngiliz
basını tarafından da desteklenmiş ve İngiliz gazetelerinde durum ...İlk
İngiliz savaş gemisi boğazdan geçtiği anda Avrupa da Türk devletinden iz
kalmayacaktır şeklinde değerlendirilmişti.
İngilizler in Bahriye Bakanı Sir Churchill in kabine
toplantısında verdiği demeç, basın bülteninde şöyle yer almıştır: Ekselanslar,
herhalde artık bir tereddüdünüz kalmamıştır. Sizlere, bir elimizi bağlasalar,
tek elimizle boğaz engelini aşacağımızı söylememiş miydim İşte donanmamızın
muhteşem zaferi. Boğazın girişindeki dört tabya berhava edilmiştir. Evet, bu
cephe son derece isabetle açılmıştır. Tannenberg de Almanlar karşısında ağır
yenilgiye uğrayan dostumuz Rusya ya yardım edeceğiz. Çarlık yönetimi, savaş
aleyhtarı komünistleri ezecektir. Çanakkale-İstanbul suyoluyla onlar mühimmata,
biz de sayısız asker gücüne kavuşacağız. Hepinizin takdir edeceği üzere. Bu
cephenin sonucu sadece bununla kalmayacak, kadavralaşmış Osmanlı Devleti
ortadan kalkacak; bizim veya hasımlarımızın yanına geçmekte tereddüt eden
Bulgaristan, Romanya gibi Balkan devletleri yanımızda yer alacaklar. Avusturya
ve Almanya yı doğudan da sıkı bir şekilde çembere alacağız. Yenilmez donanmamız
Çanakkale Boğazını aşınca, muzaffer ordumuz İstanbul a girmeden, orada isyan
patlayacaktır. Osmanlının başşehrinde yaşayan sayıları hiç de azımsanmayacak
kadar olan Hıristiyanlar ve Levantenler, kurdukları komitelerle yapılacak
şenliklerin şu anda programını hazırlamaktadırlar. (Mehmed Niyazi, s.s. 31-32)
İşte onlar bu niyetlerle yola çıktılar, bu niyetlerle askerlerini yola
çıkardılar. Zafer ve bu çirkin hayallerini gerçekleştirme umuduyla
dopdoluydular. Hatta İstanbul daki Hristiyan azınlıklar Beyoğlu caddesine bakan
evlerin ön cephelerinin camlarını kiralamak için birbirleriyle yarış ediyorlar,
müttefik askerlerin geçit resminde evlerine asacakları bayrakların ve
askerlerinin üzerlerine serpecekleri konfeti ve çiçeklerin hazırlıklarını
yapıyorlardı. Müttefik kumandanlarının yatacağı karyolalar bile hazırlanmış,
yatak çarşaflarına varıncaya kadar her şey ayrıntısıyla düşünülmüştü. (Ramazan
Huruç, s.68.) Düşünmedikleri tek şey vardı: Bizler Türk ve Müslüman askerleri
ve imanımızı hesaba katmıyorlardı. İki güzellikten birine kavuşmak düşüncesi
şuur altına yerleşmiş bir millet için ölüm sevgiliyle kavuşma anıdır. Böyle
düşüncelerle beslenen bir milletin önünde elbette ki hiçbir engel duramaz.
Böyle bir millet, elbette yüce Allah ın övgülerine ve korumasına mazhar
olacaktı. Oldu da Çanakkale lokmasını yutamadılar, Çanakkale, boğazda kaldı.
KAYNAKLAR
Çanakkale Mahşeri, Mehmed Niyazi, İstanbul: Ötüken
Neşriyat, 2006.
Ian Hamilton, Gelibolu Günlüğü, Çev. Osman Öndeş,
İstanbul: Hürriyet yayınları, 1972.
Ramazan Hurç, Çanakkale Savaşlarının Manevi Yönü, Fırat
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1999, sayı: 4, s.s. 61-95.
Mehmet Gençcan, Çanakkale Savaşlarından Menkıbeler,
Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1990.
Turhan Seçer, Destanlaşan Çanakkale Savaşları, İstanbul:
Kastaş Yayınevi, 2005.
Ömer Çakır, Türk Harp Edebiyatında Çanakkale Mektupları,
Ankara: Akçağ yayınları, 2009.
Orhan Yıldıran, Çanakkale Muharebeleri, Ankara, Genel
Kurmay Basımevi, 1966.
Kadir Şeker, Konferans Konuşmasından. (18 Mart 2008
tarihinde MAE Üniversitesi Eğitim Fakültesi Konferans Salonunda verilmiştir.)
Selahaddin Adil Paşa, Çanakkale Cephesinden
Mektuplar-Hatıralar, İstanbul: Yeditepe Yayınevi, 2007.