''Bizden'', ''sizden'', ''habersizden''

Abone Ol

Geçen günlerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’la beraber düzenlediği basın toplantısında konuşmanın bir yerinde halkın evde oturmasını ve Tolstoy ve Mustafa Kutlu okumasını söylemişti. Sosyal medyada aman efendim bir yaygaradır koptu. Başka yazar mı yokmuş, neden Mustafa Kutlu’ymuş, hem Mustafa Kutlu diye bir yazar mı varmış, daha neler neler. Böyle zamanlarda halkımızın röntgeni daha bir ortaya çıkıyor. Tahammülsüzlükler, ayrımcılık, ideolojik bağnazlık ve diz boyu cahillik. Mustafa Kutlu’yu ideolojik takıntılardan dolayı tanımayan adam bile kendisinden anlayış beklemek yerine zeytin yağı gibi üste çıkmaya çalışıyor. Vay efendim benim tanımadığım bir adamı nasıl olur da Sağlık Bakanı millete okuması için tavsiye edebilir. Hem Tolstoy’dan sonra Mustafa Kutlu mu gelirmiş (?) Bu bendenlik sendenlik meselesi bakalım nereye ve ne zamana kadar sürecek? İşinde gücünde olan halk tartışmanın bu tarafından pek bir şey anlamış değil elbette. İyi ki de milletin çoğu bu tartışmalardan uzak. Kültürel derinlik, entelektüel farkındalık bu ise şayet, olmaz olsun.

Sakın bu “bizden” “sizden” ayrımının sadece ideolojik kutuplaşmalara mahsus olduğunu falan sanmayın. Bugün düşünceleri, inançları, hayata bakışları ve hatta siyasi görüşleri bile birbirine yakın olan kişilerin söz konusu edebiyat olunca nasıl birbirine karşı gettolaşıp ayrıksı durduklarını görürüz. Mustafa Kutlu ismi etrafında birleşenlerle, karşısında konuşlananlar kendi aralarında birbirlerine sahip çıkma noktasında aynı duyarlığı gösteremiyorlar ne yazık ki. Edebiyatın birleştirici yüzü ne zaman kendini gösterecek hasretle bekliyoruz. Belki de bu korona günleri bittikten sonra insanların birbirine soğuk yüzleri de yavaş yavaş ısınmaya başlar. Dileriz öyle olur.

KORONA GÜNLERİNİN HATIRLATTIKLARI

İsmet Özel “Neyi kaybettiğini hatırla” diyordu. Sadece bu kadar mı? Karanlıkta kaybettiğini orası karanlık diye aydınlıkta aramaya kalkan şaşkın adam gibi olma diyordu. Günümüz insanının en büyük sıkıntısı: Tahattur! Kafası o kadar bugünle dolu ki dün ile ilgili hiçbir tecessüsü yok. Dün ne yapmıştım, neye sahiptim de ne kadarı kaldı, bugünün dünden farkı ne? Bu sorularla meşgul olmayan modern bir zihin yapısına sahibiz. Korona günleri işte bu düzeneği bozdu. İster istemez geriye dönme ihtiyacı hissediyor insanlar, hatırlama müthiş derecede önem kazandı, geçmiş günlerin yıldızı parladı. Karşıdan bir soru olmadığı halde kalabalıklar “neyi kaybettiğini hatırlamaya” çalışıyor. Ailenin önemi, dostluklar, muhabbet, sahil boyu gezinti, sevdiklerimizi sıkı sıkı kucaklamak, büyüklerimize dokunmak, ellerini öpmek, çocuklarımızı kucağımıza almak meğerse ne kadar önemli nimetlermiş de farkında değilmişiz.

Ölüm tahminimizden de yakınmış. Dünya bir zerrecikle yok olacak kadar eğretiymiş meğer. Zaman kâğıt parçası gibi tutuşup yok olabilecek denli gözümüzün önünden gelip geçiyormuş aldırışsız. Süsümüz, konforumuz, kozmetiğimiz, estetiğimiz, makyajımızdan daha önemli olacağı aklımıza bile gelmeyen bir şey varmış: Üç katlı maskemiz ve de eldivenimiz!

“Sağlık olsun” sözünün öylesine bir teselli cümlesi olmadığını bugünlerde daha bir anlamış olmalıyız. Tıraş olduktan sonra “sıhhatler olsun” ifadesi de hiç boş değilmiş. Sağlık kadar önemli bir şey daha var; sağlık ordusu. Doktorlar, hemşireler ve tüm sağlık çalışanlarının nasıl cansiparane bir şekilde başkalarının hayatını kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atmaktan çekinmediklerini gördük ve görüyoruz. Mahalle bakkalından, istediklerinizi kapınıza kadar getiren kargo elemanına, mobil servis çalışanına kadar herkesin ne denli önemli görevler ifa ettiğini yakinen görmüş olduk.

Zor zamanlar insanın hayata bakışı çok daha farklıdır. Böyle zamanlarda direkt görme bakmaktan önce gelir. Yaşadığımız hayattaki pürüzleri daha yakından görme imkânı bulmuşuzdur umarım. Hayatı bir yaşama salgını gibi yaşamanın bedelini ödüyoruz bu küresel salgınla. Hayat da bilinçli bir bekleyiş sürecidir, ölüm de anlamlı bir gidiş serüveni. Bugün yaşadıklarımız ne ölümün tanımına sığıyor ne de hayatın. Dileriz bu çetin imtihandan bir an önce kurtuluruz. Bu elim salgında hayatlarını kaybedenlere rahmet, hastalıkla mücadele edenlere şifalar diliyorum.