CUMHURBAŞKANI Erdoğan yapmış olduğu bir konuşmada; “Bitaraf olan bertaraf olur!” dedi. Çok doğru bir söz. Bunu hatırlaması ve hatırlatması faydalı olduğunu düşünüyorum. Kişi ve devlet “bitaraf” olamaz! Mutlaka hakkın ve halkın tarafında olmak durumundadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında başbakanlığı döneminde çıkan karar öncesi bedelli askerlikle ilgili önce su eleştirilerde bulunmuştu:
“Kardeşim iyi düşün taşın, git şehit analarına, fakir fukara, garip gureba analara sor, bak bakalım onlar ne diyor sana: Ben fakir fukarayım diye çocuğumu askere göndereceğim, parası pulu olan da çocuğunu askere göndermeyecek. Bu adalet mi ’ diyordu.
Sonra bedelli çıkıyor! Millet paşa paşa ödüyor ve askerlik yapmıyor. Parası olmayan ya kredi çekiyor ya da gidip askerliğini yapıyor. Dönemin Başbakanı; “Bu adalet mi ” sözlerini unutmuşçasına paralı askerlik yasasını çıkarıyordu.
En son çıkan paralı askerlik ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir basın toplantısında gazetecinin sormuş olduğu “paralı askerlik”le alakalı soruya da benzer cevabı veriyordu:
“Şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem. Çünkü parası olan var, parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı; askerlikten kurtulacak. Parası olmayanda gidecek askerliğini yapacak. Kimlerle görüştüysem ben, kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşımız, onlar bu işe hiç sıcak bakmıyor. Biz yola çıkarken kimsesizlerin kimi olarak çıktık. Sessiz yığınların sesi olarak çıktık. O zaman sormamız lazım! Ona göre de adımlarımızı atmamız gerekiyor.” Sayın Erdoğan sanırım Demirel hastalığına tutulmuş olmalı. Demirel; “dün dündür, bugün bugündür” sözlerini hatırlayınız.
Bu konuşmada oluşturduğu algı gibi mi oldu Sessiz yığınların sesine mi kulak verdiler. Yoksa parası olan yığınların sesine mi Ne değişti İzbe yerlerdeki vatandaşlarımızın maddi durumları mı değişti. Birden zengin mi oldular Yapmayın Allah aşkına! Günahtır! Bu fakir fukarayı bankanın kucağına, faize bulaştırmayın! “Paralı askerlik” yasasını onaylayan Cumhurbaşkanı tarafsız olduğunu söyleyebilir miyiz Parası olanın yanında mı, sessiz yığınların mı Sayın okuyucu ben işin içinden çıkamadım. Lütfen yardım eder misiniz Sizce sayın büyüğümüz, Cumhurbaşkanımız o sözlerinden sonra bu yasayı onaylamasının anlamı ne olabilir Vardır bir bildiği; değil mi
Bir bildiği olup olmadığını bilmiyorum ama bildiğim, “AKP Döneminde yapılan tüm özelleştirmeler ancak 2 yılda faize ödenen rakam ediyor.” Satılacak doğru dürüst büyük şey kalmadı. Önümüzdeki 2 yıl içinde neyi satmayı düşünüyorlar Hazinenin her üç ayda bir yapmış olduğu borçlanma ihalesi yetmiyor olmalı ki, para bulmak adına söylediklerinin tersi hareket etme mecburiyetine kalıyorlar Başbakan Ahmet Davutoğlu 10. Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planları’nı açıklarken; plaket hediye etmenin israf olduğunu ifade ediyordu. Plaket konusunda tasarruf yapılsın yapılmasına ama ondan önce başka konularda da tasarruf yapılması gerekmiyor mu 2003-2014 yılları arasında örtülü ödenekten harcanan rakam tamı tamına 7 milyar 127 milyon 418 milyon Türk lirası... Allah bilir daha bilmediğimiz neler var! Fütursuzca harcamanın ve denk bütçe yapmamanın sıkıntılarını hissetmeye başladık. AKP’nin politikalarını tanıtmak için SETA – DC’ye her yıl binlerce dolar ayrıldı. ”Haktan ve halktan“ yana olduğunu hükümet defalarca söylemektedir. Çıkan yasalar ve uygulamalar hiç de öyle dememektedir. Başörtüsünün serbest olması ve hastanelerin iyileşmesi (kısmen) halkın yaralarını iyileşmesine yeterli gelmemektedir. Hızlı tren 85 TL fiyatla kaç kişi binecek Parası olana hayat güzel! Ya bu ülkede kaç bin asgari ücretli olduğunu biliyor musunuz
“Bir bildiği var” algısı
12 yıldır çıkan yasaları bir sol hükümet çıkartmış olsaydı, İslami hassasiyeti olan herkes bir şekilde eylem yapıyor olacaktı. Ama İslami hassasiyeti olan bir hükümet yapınca; ”bir bildiği var” oluyor. Ne güzel milletin gazı alınıyor değil mi Kamuda başörtüsüne izin vermek, ardından 50. bankaya izin vermek, milleti faiz belasına bulaşmasına göz yummak, hakkın yanında olduğunu gösterir mi Hükümetin yapması İslami hassasiyetleri ön plana çıkararak, vatandaşının faize bulaşmasını önlemek olmalıydı. Meydanlardaki konuşmalarla algı oluşturmak, artından yapılanlar ve çıkan kanunlara bakınca birbirleriyle zıt orantılı olduğunu görmekteyiz.