Babam, hayatını Allaha adamış bir kişiydi. Biz iki kız
kardeştik, ilkokuldan sonra bizi yatılı kursa verdi ve iki kardeş hafızlığı
burada tamamladık. Babam her Müslüman ın Kur an ı sadece okumakla kalmayıp,
aynı zamanda anlaması gerektiğine inanırdı. Bu konuda bize çok emek verdi ve
bizim için hep dua etti. Evimiz mescit gibiydi, babam her fırsatta Allah ın
emirlerini anlatır ve bize telkin ederdi. Evlenirken de ilk istediği şey
damatlarının dindar olmasıydı. Kardeşim de ben de bu konuda hassas davrandık ve
babamın tavsiyelerini evlendikten sonra da aklımızdan ve hayatımızdan
çıkarmadık.
Evliliğimin ikinci yılı bir rahatsızlık geçirdim, doktur
doğuma izin vermedi ama her şeyi göze aldım ve oğlumu dünyaya getirdim. Artık
bütün hayatımı ona adamış ve evin düzeninden, kazandığımız paraya kadar her
konuda onu düşünür hale gelmiştim. O bana enerji eriyordu, bir gün sesini
duymasam kendimi kötü hissediyordum. Okul çağına geldiğinde ona okuyup iyi bir
dava adamı olacaksın dedim. Çocuktu anlamadı gülümsedi Liseye kadar her şey
yolunda gitti. Oğlum ibadetlerini yerine getiriyor, derslerine çalışıyor ve
bizimle uyum içinde yaşıyordu. Liseye başladığında yeni bir arkadaş grubu ile
tanıştı. Oğlum değişmeye başladı, bize garip sorular soruyordu. Her seferinde
sabırla cevap veriyor ve İslami hassasiyet taşıyan bir gencin bu tür kuşkulara
yer vermemesi gerektiğini söylüyordum. Bana ama arkadaşlarım şöyle diyor, bana
şu sorular soruyor diyor ve dini sorgulamaya kalkıyordu. Okulunu değiştirmek
istedim ve bu fikrimi oğlumla konuştum fakat istemedi, eğer böyle yaparsan evden
kaçarım dedi. Sesimi çıkarmadım, fakat zaman geçtikçe çocuğum değişiyor ve biz
onu tanıyamaz hale geliyorduk. Artık namaz kılmıyor, Kur an okumuyor ve bize
karşı çıkıyordu.
Günlerde ağlayıp dua ettim, çocuğuma nasıl sahip
çıkamıyor ve onunla uzlaşamıyordum. Bir öğle vakti oğlumu yanıma çağırdım ve
arkadaşlarının kendisine zarar verdiğini ve bu gidişin doğru olmadığını
söyledim. Kızdı arkadaşlarıma laf edersen beni bir daha göremezsin diye
çıkıştı. Hayatımın en değerli varlığı biricik oğlumla artık anlaşamıyordum
Çocuğum sanki yabancı biriydi ve benden gittikçe uzaklaşıyordu.
Üniversiteye başladığında oğlum evden ayrılmış, dine
karşı gelen ve bizi eleştiren bir çocuk haline gelmişti. Ona ne kadar yardımcı
olmaya çalışsam da ulaşamıyor ve her geçen gün biraz daha uzaklaşıyordum. Her
şeyi doğru yapmaya çalışmıştık ama ne olmuştu da oğlumuzu kaybetmiştik Bu
soruyu kendime defalarca sordum. Ama çocuğunuz da olsa bir vakitten sonra
doğruları anlatıp, dua etmekten başka çareniz kalmıyor. Çünkü gençlik yıllarında
arkadaş çevresi gencin düşüncelerini çok fazla etkiliyor. Bunu bizzat yaşayan
bir anneyim