Bir Mektup (Cemile Y)

Abone Ol

Babam, hayatını Allaha adamış bir kişiydi. Biz iki kız

kardeştik, ilkokuldan sonra bizi yatılı kursa verdi ve iki kardeş hafızlığı

burada tamamladık. Babam her Müslüman ın Kur an ı sadece okumakla kalmayıp,

aynı zamanda anlaması gerektiğine inanırdı. Bu konuda bize çok emek verdi ve

bizim için hep dua etti. Evimiz mescit gibiydi, babam her fırsatta Allah ın

emirlerini anlatır ve bize telkin ederdi. Evlenirken de ilk istediği şey

damatlarının dindar olmasıydı. Kardeşim de ben de bu konuda hassas davrandık ve

babamın tavsiyelerini evlendikten sonra da aklımızdan ve hayatımızdan

çıkarmadık.

Evliliğimin ikinci yılı bir rahatsızlık geçirdim, doktur

doğuma izin vermedi ama her şeyi göze aldım ve oğlumu dünyaya getirdim. Artık

bütün hayatımı ona adamış ve evin düzeninden, kazandığımız paraya kadar her

konuda onu düşünür hale gelmiştim. O bana enerji eriyordu, bir gün sesini

duymasam kendimi kötü hissediyordum. Okul çağına geldiğinde ona okuyup iyi bir

dava adamı olacaksın dedim. Çocuktu anlamadı gülümsedi Liseye kadar her şey

yolunda gitti. Oğlum ibadetlerini yerine getiriyor, derslerine çalışıyor ve

bizimle uyum içinde yaşıyordu. Liseye başladığında yeni bir arkadaş grubu ile

tanıştı. Oğlum değişmeye başladı, bize garip sorular soruyordu. Her seferinde

sabırla cevap veriyor ve İslami hassasiyet taşıyan bir gencin bu tür kuşkulara

yer vermemesi gerektiğini söylüyordum. Bana ama arkadaşlarım şöyle diyor, bana

şu sorular soruyor diyor ve dini sorgulamaya kalkıyordu. Okulunu değiştirmek

istedim ve bu fikrimi oğlumla konuştum fakat istemedi, eğer böyle yaparsan evden

kaçarım dedi. Sesimi çıkarmadım, fakat zaman geçtikçe çocuğum değişiyor ve biz

onu tanıyamaz hale geliyorduk. Artık namaz kılmıyor, Kur an okumuyor ve bize

karşı çıkıyordu.

Günlerde ağlayıp dua ettim, çocuğuma nasıl sahip

çıkamıyor ve onunla uzlaşamıyordum. Bir öğle vakti oğlumu yanıma çağırdım ve

arkadaşlarının kendisine zarar verdiğini ve bu gidişin doğru olmadığını

söyledim. Kızdı arkadaşlarıma laf edersen beni bir daha göremezsin diye

çıkıştı. Hayatımın en değerli varlığı biricik oğlumla artık anlaşamıyordum

Çocuğum sanki yabancı biriydi ve benden gittikçe uzaklaşıyordu.

Üniversiteye başladığında oğlum evden ayrılmış, dine

karşı gelen ve bizi eleştiren bir çocuk haline gelmişti. Ona ne kadar yardımcı

olmaya çalışsam da ulaşamıyor ve her geçen gün biraz daha uzaklaşıyordum. Her

şeyi doğru yapmaya çalışmıştık ama ne olmuştu da oğlumuzu kaybetmiştik Bu

soruyu kendime defalarca sordum. Ama çocuğunuz da olsa bir vakitten sonra

doğruları anlatıp, dua etmekten başka çareniz kalmıyor. Çünkü gençlik yıllarında

arkadaş çevresi gencin düşüncelerini çok fazla etkiliyor. Bunu bizzat yaşayan

bir anneyim