Bir dava adamı: Oğuzhan Asiltürk

Abone Ol

Bismillâhirrahmânirrahîm!

MİLLÎ Görüş hareketinin Erbakan Hoca’dan sonraki 2. ismi rahmetli Oğuzhan Asiltürk’tür. Lidere hep bağlı kaldı. Erbakan Hoca’nın yolunu izledi. Davanın ölçülerine uymakta tavizsiz davrandı. Ölçülere uydu. Davası için çağrıldığı yere “koşarak” gitti. Lideri yıpratmak isteyenlere karşı kalkan oldu. Lidere sahip çıkmayı, davaya sahip çıkmak olarak gördü. Dava içinde tefrika çıkarmak isteyenleri uyardı. Yanlışlarını hatırlattı. Onları doğru çizgiye çekmeye çalıştı.

Millî Görüşçüleri, hak bildiklerini anlatmaya davet etti. “İnandığımız gibi yaşamazsak, yaşadığımız gibi inanmaya başlarız” derdi. Önce kendimizin gerçekleri bilip yaşaması gerektiğini anlatır, devam ederdi: “Sonra da başarımız için hikmet, güzel söz ve tatlı dille en güzel şekilde anlatır hale gelmemizdir. Hedefe ulaşmanın sırrı da ihlâs, sadakat, gayrettedir. Bunları hiç unutmamalıyız.” (Millî Gazete, 50. Yıl Almanak’ı, Sh. 12)

Oğuzhan Asiltürk, 1935 Malatya-Hekimhan doğumlu! 1954’te İTÜ’ye İnşaat Bölümü’nü okumak için gitti. Farklı alanda okumasına rağmen Erbakan Hoca da onun bazı derslerine giriyordu. Manevi ve maddi hocası oldu. Muhterem Asiltürk, manevi eğitimini Havlucu Ahmet Efendi’den (k.s.) aldı.

Sayın Asiltürk, İTÜ’yü bitirdikten sonra Kars’ın Arpaçay ilçesinde kendi işini kurdu. 10 sene kadar çalıştıktan sonra Ankara’dan bir daire satın aldı. Hep âhireti öncelerdi. Davası için yaşadı. Siyasi hayatında hiç mal varlığı edinmedi. Vefatından önceki 51 senede hep Ankara’daki bu evinde ikamet etti.

 TEMEL ESASLARA UYDU

OĞUZHAN Asiltürk’ün en önemli özelliği Erbakan Hoca’nın “ideal yöneticinin vasıfları” olarak anlattığı “Temel Esaslar”a uymakta titizlik göstermesiydi. Arkadaşlarına da bu ölçüleri uymaya davet ederdi. Çünkü bereket, kadim değerlere, doğru ölçülere uymaktan geçerdi. Davayı terk edip gidenlere karşı da görevini yapmaya çalıştı. Ayrı baş çekenler, Muhterem Asiltürk’ün bu “doğrucu” tavrından rahatsız olurlardı.

Yapılan çalışmanın cihat olabilmesi için, “Baş başa bağlı, baş Allah’a bağlı…” ilkesine uymak, lidere sahip çıkmak gerekirdi. Oğuzhan Bey, istişare aşamasında doğru bildiklerini çekinmeden söyler; liderin kararına da kendi kararı gibi uyardı. Oğlu, Doç. Dr. Murad Asiltürk, babasının bazı özellikleri hakkında şunları anlatmıştı:

“Çalışmalar için çağrıldığında hiç tereddüt etmeden koşarak giderdi. Görüşünü sonuna kadar söyler, karar verilince de tereddütsüz uyardı. Ölçüleri terk edenler için, ‘Biz hilesiz insanlarız. Hilesizlerin hilesi sabırdır. Sabreder, davanızı anlatırsanız hile bozulur’ derdi.” (9.10.2021)

Bir konuşmasında şunları anlatmıştı: “İnandığımız gibi yaşamak istiyoruz. Bizim dışımızdakiler de, bizim gibi düşünsünler, diye zorlamıyoruz. Kimseyle çatışmadık. Şiddet kullanmak inancımıza uygun değildir. Herkese yumuşak davranacağız: “İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü, iyiliğin en güzeli ile karşılık ver. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiştir.” (Fussilet, 34) Usûl ve esaslara uymakta büyük titizlik gösterirdi.

 SORUMLU DEVLET ADAMI

OĞUZHAN Asiltürk’ün önde gelen özelliklerinden biri de sorumlu, dirayetli ve milletimizin iyiliğini önceleyen bir “devlet adamı” oluşudur. İçişleri ve Çalışma bakanlıkları yaptı. 5 dönem TBMM’de milletvekilliği görevi üstlendi.

İçişleri Bakanlığı döneminde Kıbrıs Barış Harekâtı zaferle sonuçlanmıştı. ABD, kendisinden izinsiz Barış Harekâtı’nı yaptığı için Türkiye’ye “silâh ambargosu” koydu. Asiltürk’ün Amerika’ya cevabı gecikmedi. ABD’nin Türkiye’deki bütün askerî üslerini kapattı. Türkiye’nin, kendi kararını verebilen “bağımsız bir ülke” olduğunu gösterdi. Bu, büyük bir cesaretti. Cumhuriyet tarihinde bir ilkti.

Eğer, Saadet Partililer iktidar olsaydı bugün de aynısını yaparlardı. ABD, 15 Temmuz’da darbeyi İncirlik’te planlayacak, hazırlığı orada yapacak, İncirlik’i darbenin merkez üssü haline getirecek de, Türkiye bunu seyredecek, öyle mi? Millî Görüş iktidarı olsaydı, Türkiye’ye zarar veren ABD üslerine izin vermezdi. Bir emekli tuğamiralin; “Kürecik Radar Üssü Türkiye’ye değil, ABD’ye hizmet ediyor” gerçeği gereğince, ABD’nin askerî üslerini âcilen kapatırdı.

Millî Görüş, Türkiye’nin inancı, tarihi, aslı, kendisiydi. Yerli ve milliydi. Rahmetli Asiltürk ve tüm şuurlu Millî Görüşçüler değerlerinden zerrece taviz vermediler. Oğuzhan Bey, bakanlıklarda ilk mescidi açmıştı. Kitap okumak suç sayılıyordu. Asiltürk, kitabın suç olamayacağını gösterdi. Adalet Bakanı Şevket Kazan’la birlikte müstehcenlikle mücadele kampanyası başlattılar. Vefatının 3. yılında Muhterem Oğuzhan Asiltürk’ü ve vefat eden tüm Millî Görüşçüleri rahmet ve hayırla anıyorum.