Yakalanan teröristlerin ifadeleri FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz’da darbeye teşebbüs edeceğini dağdaki teröristler tarafından bile bildiğini ortaya koyuyor!
Şehirdekilerin zaten bildikleri ama dağdakilerin dahi böyle bir teşebbüsten haberdar olmaları bir hayli gücümüze gitti!
Herkes tarafından bilinen ama “bir benim bir de istihbarat örgütümüzün” bilmediği bir “darbe teşebbüsünden” haberdar olmamamız gerçekten üzerinde uzun uzun düşünmemizi gerektiren bir durum! Hadi “benim bilmememi” mazur görelim!
Ama “istihbarat örgütümüzün” böyle bir gelişmeden haberdar olmaması kabul edilebilir gibi mi? Bugüne kadar adına “istihbarat zaafı” dediğimiz şey bu işte!
Yakalananların yaptıkları açıklamalar!
Yakınları FETÖ’cü olan eşten dosttan duyduklarımız! FETÖ’cü olarak bilinen tanınmış isimlerin televizyon ekranlarından söyledikleri!
Hepsi ama hepsi darbe teşebbüsünün ayak sesleriymiş!
Ancak ne var ki içinde bulunduğumuz gaflet nedeniyle bir şey anlamamışız!
Herkes biliyormuş!
Hatta herkes “aba altından sopa” gösterircesine FETÖ muhalifi yakınlarını, “Yakında görürsünüz” diye uyarıyormuş!
Öyle anlaşılıyor ki herkesin bilip dile getirdiği bir gerçek karşısında biz kulağımızın üstüne yatmış ve bir güzel uyumuşuz!
Ta ki 15 Temmuz akşamı jetler Ankara semalarını gürültüye boğana kadar!
O gürültü sonucu tabir caizse “el yordamı” ile bir şeyler öğrenmeye çalıştık!
Öğrendiğimiz ilk şey herkesin haberdar olduğu bir durumdan bizim hiç haberimizin olmayışıydı!
Evet, dağdaki terörist bile bir şeyler olacağını biliyormuş ama bizim hiçbir şeyden haberimiz yokmuş! “Bizim” derken, “Bir ben bir de istihbarat teşkilatımız” demeye çalıştığımızı tekrarlamaya gerek var mı? Öncelikle gidermemiz gerek şey istihbarat zaafını ortadan kaldırmak olmalı!
Baksanıza o zaaf yüzünden pek çok insan FETÖ’cü diye ya açığa alınıyor ya da doğrudan doğruya işinden atılıyor! Sonra da bu zaafın ortaya çıkardığı olumsuzlukları gidermek için 81 ilde kriz merkezleri kuruluyor! Ortaya çıkan tüm olumsuzlukların temel nedeni istihbarat zaafımızdan başka bir şey değil!