İslam kahramanları karalanırken düşmanları ise aklanıyor.
Uluslar arası sistem böyle çalışıyor. Hamza Kaşgari veya Cabir Mecri gibi yerel
İslam düşmanları veya kem söz sahipleri kollanıyor. İslamcılar ise dört koldan
kuşatılıyor. Sözgelimi Katar bir avuç Mısır asıllı Müslüman Kardeşler mensubunu
feda etmek ve ülkesinden çıkarmak zorunda kaldı. Bunlar arasında Mübarek
döneminden beri sürgünde yaşayan Vecdi Guneym gibi vaizler de var. Her devir
onlar için çile ve sürgün devri. Bir avuç kalan kahramanların hayatı ya damda
mevkuf olarak ya da sürgünde son buluyor. Bunlardan birisi yeni olarak
Katar dan ayrılması gereken Vecdi Guneym. Yeryüzü onun için bir sürgün yeri.
Amr Halit gibi sürgündeki davetçi ve tebliğcilerden olan lakin Amr Halit ten
farklı olarak Müslüman Kardeşler çizgisinde kalan Vecdi Guneym 2008 yılında
Bahreyn den uzaklaştırıldı. Güney Afrika ve İngiltere gibi ülkeleri dolaştı ve
ardından bu ülkeden de İngiliz başbakanlarının konuştuğu dille terör vaizi
olduğu ve teröre kışkırttığı bahanesiyle sınır dışı edildi. Londra da yüzüne
kapandı. Yemen, Malezya derken son göç
durağı Katar oldu. Körfez ülkelerine ilaveten Mısır ın sıkıştırması sonucu bu
ülkede de kalamadı. Vietnam savaşı bize bir kavram hediye etmişti. Bot
insanları diye. Şimdi Akdeniz de bot insanlarına yatak ve sahne oluyor. Şimdi
bir de yakında bot İslamcıları veya bot davetçileri türeyecek. Kimsenin kabul etmediği
yeryüzü insanları türeyecek. Katar dan gönderilenleri Sudan gibi ülkeler kabul
etmiyor. Tunus iç dengeleri nedeniyle kabulde nazlanıyor. Zaten bunların bir kısmı dediğimiz gibi
İngiltere den kovulmuşlardı. Tekrar bu ülkeye dönüşleri söz konusu değil.
Geriye Necaşi nin görevini çağdaş konjonktürde üstlenecek bir avuç ülke
kalıyor.
***
Müslüman Kardeşler e yönelik olarak küresel kampanya
davetçilere karşı da sürüyor. Bu da onları yer ile gök arasında asılı
bırakıyor. Davetçilerin kaderi bu. Amr Halit veya Ahmet Kubeysi gibi çakma
olanları da var. Bunlar çark etmekle maruflar. Muhammed Bin Abdulvehhab
hakkında `Yahudi imalatı dedikten sonra Ahmet Kubeysi yüzde yüz çark etti.
Lakin yine Iraklı davetçilerden Muhammed Ahmet Raşid BAE de kötü muameleye maruz
kaldıktan sonra Endonezya ya gitmek ve orada yaşamak zorunda kalmıştır. Irak ın mühim âlimlerinden Abdulkerim Zeydan
Yemen de sürgünde ölmüştür
(http://www.risalehaber.com/author_article_print.php id=15686 ). Dönekler
olduğu gibi sonuna kadar sözlerini sadakatle sürdürenler de var. Mısırlı
Karadavi ve Hafız Selame gibiler gibiler hem yerel hem de uluslararası karalama
kampanyalarına maruz kaldılar ve kalıyorlar. Hem de her yönden. Karadavi, hem İran hem de Suud ekseninden hem de
Batı dan çapraz kampanyalara maruz kaldı. Kuveyt e girişi sorun oldu. BAE ye
girme yasağı getirildi. Londra ve Paris
gibi batılı başkentler yüzüne kapandı veya aleyhinde amansız kampanyalar açtı.
Kuveyt nispeten
serbest bir ülke olmasına rağmen son günlerde Nebil Avadi vatandaşlıktan
atıldı. Brixton da yaşayan ve Birmingham da `Al Bir Okulunu işleten Nebil
Avadi arsız kampanyaların hedefi oldu. Bunun sonucunda Kuveyt kendisini
vatandaşlıktan attı. Daha önce de Ahmet Kattan gibi vaizler Saddam Hüseyin e
karşı olmalarına rağmen Amerikalılar telkinleriyle susturulmuşlardı. Köklerin
veya kaynakların kurutulmasıyla alakalı olarak küresel bir kampanya
yürütülüyor. Bunun yerel ortaklarını da görüyoruz. Bununla birlikte Nebil Avadi
gibiler vatandaşlıktan çıkartılma kararını ihtisapla yani ecrini Allah tan
bekleyerek sineye çektiler. Nebil Avadi `belki bunda da bir hayır vardır
diyerek duygularına tercüman olmuş ve meseleyi geçiştirmiştir. İngiliz sarı
basını ise Nebil Avadi yi IŞİD in bankeri olarak tanımlayarak manevi tetikçilik
yapmıştır. Bu yüzden ve Amerikan baskıları üzerinden Kuveytli bir bakan da
görevinden el çektirilmiştir. Haçlılar İslamcılara IŞİD üzerinden terör
uyguluyorlar. Bu çifte kavrulmuş bir terör. Bir taraftan IŞİD saldırıları bir
taraftan da IŞİD adına karşı saldırılar arasında yani çapraz ateş altında
kalıyorlar. Kuveytli bakanlar bile terörle suçlanıyor ve icaplarına bakılıyor.
Adalet ve İslami İşler Bakanı Nayef al-Ajmi açıkça teröre destek vermekle
suçlanmıştır. Basmakalıp terör suçlaması Batı nın İslamcılara infaz yaftası
olmuştur. Bununla birlikte esnemiyorlar ve verdikleri sözde duruyorlar. Ahzab
23 üncü ayette onlar hakkında Yaratan şöyle buyuruyor: İnananlardan, Allah a
verdiği ahdi yerine getiren adamlar vardır. Kimi, bu uğurda canını vermiş, kimi
de beklemektedir. Ahdlerini hiç değiştirmemişlerdir.