Bingöl Üniversitesi 10. yılını geride bıraktı.
Yeni bir üniversite olmasına rağmen ve Güneydoğu gibi sorunlu bir bölgede yer aldığı halde bilim-kültür ve sanat alanında çok önemli etkinliklere öncülük ediyor.
Üniversitelerin sadece bünyesindekilere değil, aynı zamanda ait olduğu kente ışık taşıdığı inkâr edilemez.
Bingöl Üniversitesi de bölge insanına yönelik bu sorumluluğunun bilincinde bir üniversite.
Bundan üç yıl evvel de geniş bir konuşmacı ve müzakereci kadrosuyla Bingöl Sempozyumuna ev sahipliği yapmıştı.
Geçtiğimiz hafta (16-17 Mart) üniversite kuruluşunun 10. yılı münasebetiyle bir dizi etkinlik düzenledi. ‘Yüzenada Edebiyat Günleri’ başlığıyla iki gün boyunca Bingöllülere sanat, edebiyat ziyafeti sunuldu. Bu etkinliklerden Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftçi’nin başkanlığında gerçekleştirilen “Ali Haydar Haksal ve Yedi İklim” konulu panel hem anlamlı hem de bir o kadar vefa örneğiydi.
Panele Prof. Dr. Mehmet Törenek, Yedi İklim yazarı Osman Bayraktar, Prof. Dr. Erdoğan Erbay ve şair Nurettin Durman konuşmacı olarak katıldılar.
Programdan sonra aynı zamanda gazetemiz yazarı olan usta öykücü Ali Haydar Haksal’a Bingöl Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi.
Aynı gün bendenizin de katılımıyla İdris Ekinci, Mehmet Özger, İsmail Söylemez ve Metin Kaygalak ile günümüz şiirini konuştuk.
Oldukça canlı bir katılımın olduğu programa öğrencilerin ilgisi görülmeye değerdi.
Aynı ilginin akşamki ‘Şiir Dinletisi’nde de görülmesi bu bölgelerde kültür, sanat ve edebiyat programlarının bir karşılığı olduğunu söyler gibiydi.
Bu vesile ile katılımcı şair yazar ve misafirlerle bizzat yakından ilgilenen Bingöl Üniversitesi rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak Bey’e, nezaket ve inceliği ile Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakazi’ye, programa muhabbet ve heyecan katan şairler Mehmet Özger ve İsmail Söylemez’e çok teşekkür ediyoruz.
Bu etkinliklerle bir kez daha şiir ışığının Doğu’dan yükseldiğini kanıtlamış oldular.
BAZI ŞEYLER
CF Dergisi yeni sayısında yeni bir anlayış ve heyecanla çıkmış. Bunu dergiyi karıştırınca sayfaların birbirine değerken çıkardığı senfonik serinlikten anladım.
FİKRİ Dergisi iyi bir başlangıç için bütün sebeplere, malzemelere sahip. Sadece biraz daha heyecan lazım. Olmuyor heyecansız; heyecansız bir dergi oluyor cansız.
Mahalle Mektebi 34. yoklamasında beni var olarak geçmiş tutanaklara. Zaten ben bu mektebe hiç geç kalmadım ki. Üstelik evime yakın bir mektep, bizim mahallede. Mahalle Mektebi bu son sayısında da diri ve dinamik. Taş Mektep gibi.
Karabatak Dergisi Mart-Nisan sayısını Peygamber Efendimiz’e ayırmış. Özel ve güzel bir naat sayısı sunmuş okuyucularına. Derli-toplu ve kalıcı bir sayı olmuş. Mübarek olsun.
Şiar Dergisi, gittikçe geliyor. Yakın ve sıcak, samimi ve harbi. Düşmemesi gerek.
Dil ve Edebiyat dergisi yeni bir hamleye hazırlanıyor. ‘Sıkı durun’ mesajını aldık. Daha sivri değil, daha sivil olmak değişmek için ilk adımdır. Bekliyoruz.
Sade Soda Dergisi sade soda olmaması gerek, soda olmanın ötesine de geçmeli. Öyle ise daha hafızada kalır bir periyodu seçmeli. Çıkmak kadar çıkarken çıktığını belli etmek de önemli olmalı. Haksız mıyım?