Bindik bir alamete!
Doludizgin gidiyoruz kıyamete!
Akıbetimiz hayrola!
Ülkemizi yönetenler akıllarına eseni yapıyor!
Bir bakıyorsunuz (Musul örneğinde olduğu gibi) Her şey
diplomasi ile hallolmuyor deyip kollar sıvanıyor!
Musul daki asker sayımız artırılıyor!
Sağdan soldan özellikle de Irak tan gelen yakınmalar
üzerine önce, Asker çekmek falan yok havasında konuşmalar yapılıyor ama hemen
ardından askerler başka bölgeye kaydırılıyor!
İçine düşülen bu hâl izaha çalışılırken de, Biz kendi
kendimize böyle bir karar almadık ki, uluslararası toplum istedi biz de oraya
asker gönderdik babında laflar ediliyor!
Sakın, Uluslararası toplum kim ola ki diye kafanızı
fazla yormayın!
Uluslararası toplum denilince aklınıza ABD gelsin yeter!
Sonra bir de bakıyoruz aynı ABD, askerlerimizi Başika dan
çekmemiz gerektiğini söyleyip duruyor!
Evet, dış politikada tam bir keşmekeş, tam bir karmaşa
yaşanıyor!
Sanki söylenen hiçbir sözün önemi ve değeri yok!
Demek ki uluslararası toplumun sözüne bakılarak bir
yerlere girilince yine onların sözüne bakılarak bir yerlerden çıkılması da
kaçınılmaz oluyor!
Evet, tüm komşularla aramız açık!
Zorda kaldığımızda sırtımızı dayayacak kimsemiz yok!
Ve işin garibi bundan sonra, Ne yapacağımız ya da
Nasıl davranmamız gerektiğini bilenimiz de pek yok gibi görünüyor!
Bırakın kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli programları
günlük planların yapıldığından bile şüphe duyulsa yeridir!
Hep el yordamı ile bir şeyler yapılıyor gibi!
Muhtemelen tamamen uluslararası toplumun elindeyiz!
Onların gazı ile Suriye politikası daha doğrusu Suriye
politikasızlığı geliştirilmedi mi
Ve hemen burnumuzun dibinde kızılca kıyamet koparılmasına
davetiye çıkarılmadı mı
Şimdi dünyanın bütün güçleri orada güç denemesinde
bulunuyorlar!
IŞİD i bombalıyoruz bahanesi ile yapmadıkları zulüm yok!
Dedik ya bindik bir alamete!
Doludizgin gidiyoruz kıyamete!
Akıbetimiz hayrola!
Umarız yarın, Bugünleri de arar hale gelmeyiz!
Ve bugünleri hasretle anmayız!