Hafızlığımı kaybetmemek için namazlarımda hatim sırasına
göre eklenti yapmaktayım. Böylece her hafta Kur an-ı Kerim den birkaç sayfa
ezberimi kuvvetlendirmiş oluyorum. Gerek namaz içinde ve gerekse namaz
öncesinde okuduğum bu ilahi kitapta yeni bilgi ve tecrübelerim ışığında daha
tatmin edici manalara ulaşmak mümkün oluyor.
Bazı okumuş kişiler deprem ve tsunami gibi afetlerin
kendiliğinden gerçekleştiğini söylemektedirler. Halbuki Kur an-ı Kerim in
birçok yerinde Allah Teala insanları hile veya günahları sebebiyle bela ve
musibetlere çarptırdığını haber vermektedir.
Bir ara namazlarımda okuduğum Nahl suresinin 26. ayetinde
Cenab-u Hak: Onlardan öncekiler hile yaptılar. Allah da onların binalarının
altından (bela) getirdi ve üstlerindeki çatılar çöktü ve hiç düşünmedikleri
yönden onlara azap geldi uyarısını yaptıktan sonra 27. ayette Sonra Kıyamet
günü (Allah) onları rezil edecek ve onlara: -uğurlarında meşakkate düştüğünüz
(mücadele verdiğiniz) benim ortaklarım (bana ortak yaptıklarınız) nerede
(Haydi şimdi sizi kurtarsınlar bakalım!)- diyecek; ilim sahipleri de: -Kesin
olarak rezillik ve kötülük bugün kafirlerin üzerinedir- diyecekler.
26. Ayet İnsanlara tuzak kuranların cezasını bildirdikten
sonra 27. ayette de kıyamette rezil olacakları bildirilerek birinci azabın
dünyada tabii afet olarak gerçekleşebileceğini açık olarak ortaya koymaktadır.
Şu günlerde hâlâ namazlarımda Fatiha ya eklemekte olduğum
Nahl suresi 45. ayette ise Yüce Mevla: Kötülük olsun diye tuzak yapanlar
Allah ın onları yere göçüreceğinden veya hiç düşünmedikleri taraftan
kendilerine azap geleceğinden emin midirler Uyarısını yaparken 46. ayette:
veya Allah ın onları gezip dolaşmaları (tasarrufları, çeşitli halleri) içinde
yakalamasından emin midirler Onlar Allah ı aciz bırakamazlar. tehdidinde
bulunmakta ve 47. ayette: Veya Allah ın onları bir korku üzerine tutmaktan
emniyette midirler Şüphe yok ki Rabbiniz kesin olarak koruyucu ve rahmet
edicidir şeklinde bir taraftan korkuturken öbür taraftan da bu korkutma ile
insanların yola gelerek her hangi bir azaba düşmelerini önlemek istediğini
bildirmektedir.
Evet! Yüce Allah kullarına merhametinden onlara bazen
korkulu halleri, anarşiyi veya ekonomik sıkıntıları yaşatır ki yola gelsinler
de onları cezalandırmasın. İşte insanlar, özellikle Müslümanlar bu ilahi ikazı
dikkate alarak yeniden çekidüzene girmeli ve kulluk görevini gereği gibi yerine
getirmelidirler ki dayanılmaz bela ve musibetlere maruz kalmasınlar
Ruh-ul Beyan da geçen meşhur bir hadis-i şerifte de
Peygamberimiz şöyle uyarıyor: Beş bela beş günahla gelir. Faiz yenilince batış
ve deprem olur. Hâkimler zulmederse yağmur kıtlanır. Zina zuhur ederse ölüm çok
olur. Zekât verilmezse hayvanlar helak olur. Zimmet ehline (Müslümanların
arasında bulunan gayri Müslimlere) tecavüz edilirse devlet onların eline
geçer. (Ruh-ul Beyan C.2, S.385)
Mevlana Celaleddin Rumi de Moğolların Anadolu yu işgal
edip yağmalamasını Selçukluların ezan sesine kulak vermeyişlerine bağlayarak
şöyle diyor:
Şumei an ki suy-i bangi namaz Daiyellah ra neberdendi niyaz Yani
uğursuzluk şu ki namaz sesinin tarafına, Allah ın davetçisine (müezzine) dua
götürmezlerdi (ezanı tekrar etmezlerdi).
Ayet-i kerimelerden sonra Sevgili Peygamberimizin şerefli
sözlerinin ve Melana nın nükteli beytinin de dikkate alınacağı ümidiyle.