BEKLEYİN! BEKLEYİN! BİR ŞEY OLACAK!

Abone Ol

Nedir o bir şey

Kimse bilmiyor!

12 yıl sonra ilk kez seçimler öncesinde son derece ilginç gelişmeler yaşanıyor;

*  İlk kez dengelerde bu kadar bariz bir fark gözleniyor.

*  İlk kez, “iktidar yıpranır” gerçeği sokaklarda konuşulmaya başlandı.

*  İlk kez “acaba başka bir alternatif de mümkün mü acaba ” cümlesi dillendiriliyor.

*  İlk kez, “hani yatırım, nerede istihdam, hep sat, hep sav, nereye kadar ” denmeye başlandı.

*  İlk kez, “neden bu kadar gürültü patırtı yapıyorsunuz ” diyenler çıktı, çıkıyor.

*  İlk kez, “demek ki seçim propaganda çalışmalarında iyi metotları biz de kullanabilirmişiz…” özgüvenini ortaya koyanlar oldu.

*  İlk kez “yekpare” görüntü, yerini kısmen de olsa “parçalı bulutlu” bir zemine terk etti.

*  İlk kez kamuoyu araştırma sonuçlarında iktidar partisinin bayağı düştüğü açık açık yazılmaya çizilmeye başlandı.

***

Bilmiyorum, farkında mısınız

Birkaç gündür orada, burada, kulislerde, kahvehanelerde, sokaklarda, taksilerde, bakkalda, manavda, çarşıda, pazarda, dost sohbetlerinde kısık sesle şu cümle telaffuz edilmeye başlandı;

*  “Olur mu kardeşim, bu adamlar hiç bırakır mı Bakın göreceksiniz, seçime beş kala öyle şeyler olacak ki oylar yeniden aynı yerde toplanacak…”

Ne olacak

Bekleyin, bekleyin, öyle bir şey olacak ki!..

Hepimiz beklemedeyiz. Bakalım neler olacak

BAŞKAN GÖRMEZ’E KOCAMAN BRAVO!

 

17 Aralık 2014’te şunları yazdım;

“Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e Mercedes S500 model makam aracı alındı.

Önce aracın fiyatı 1 milyon TL olarak lanse edildi.

Ancak anlaşıldı ki, fiyat bu kadar yüksek değil, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na göre Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden 322 bin TL bu makam aracı için tahsis edildi.

Elbette, Diyanet İşleri Başkanı en iyi hem de zırhlısından makam aracına sahip olmalı.

Ama Sayın Başkan bir kere kamuoyunun diline düştü bu olay.

Şimdi nereye gidersen git, millet önce makam aracına bakacak. Anlattıklarınız, sohbetleriniz ikinci plana düşecek.

“Başkan amma da pahalı ve lüks makam aracına biniyor” diyecekler.

***

“Algı”ların ne kadar önemli olduğunu hepimizden çok daha iyi bilirsiniz…

Dostoyevski, “Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız” der. İnsanlar, “görmek istediğini görmeye” eğilimli bir varlık. Ama bu “algı”yı yok etmek de yine bizim elimizde.

Tıpkı Mimar Sinan’ın “eğri minare” kıssasında olduğu gibi…

***

Sayın Başkan, Diyanet İşleri Başkanlığı’na geldiğinizden bu yana mesajlarınızı takdirle izleyenlerdenim. Konuşmalarınız, açıklamalarınız hoşuma gidiyor, doğrusu. “Hak ve Batıl” muvazenesinden isabetli yorumlarınız var. Üstelik hac arkadaşımsınız… Birlikte hacı olduk… Arafat’taki o hepimizi ağlatan duanızı nasıl unuturum

İsterim ki bütün bu güzellikler birilerinin “tezviratına” kurban gitmesin!

Sayın Başkan, gel bu makam aracını devret. Binme bu makam aracına! Türkiye’de araba mı yok! Başka bir araçla yoluna devam et.

Benimki âcizane bir öneri. Yine de siz bilirsiniz…”

***

Yeni bir gelişme yaşandı.

Görmez, Habertürk TV’de bu konu hakkında bir açıklama yaptı ve şunları söyledi: “Eğer siz bir algı operasyonuyla Diyanet İşleri Başkanı’nı itibarsızlaştırmaya karar vermişseniz, o takdirde sadece Türkiye’de değil Diyanet’in hizmet götürdüğü bütün noktalarda bu adımı atıyorsunuz. Bu haberler yayınlandığı zaman Diyanet İşleri Başkanı o araca binmemiş daha. Bunu gördüğüm an benim için o araç bir mezara dönüştü. Ben bir gün dahi o araca binmedim. Bu sarık leke kabul etmez. Bir nokta leke kabul etmez. Ben ibret-i âlem için o aracı iade edeceğim.”

***

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e kocaman bir bravo!     Aklın yolu bir.

Ama keşke o son cümleyi etmeyeydin, Sayın Başkan!

GÖZLERDE İHANET VARSA SÖZLERDE SADAKAT ARANMAZ!..

AKP’liler diyorlar ki; “Yapmayacağımız işi asla vaat etmiyoruz. Biz lafa değil işe bakarız.”

Gözlerde ihanet varsa sözlerde sadakat aranmaz!..

Biz gidenin arkasına nokta koyarız ki, gelenin adı büyük harfle başlasın diye.

Bu millet çektiklerini körden değil nankörden, yüzsüzden değil ikiyüzlüden, tipi bozuktan değil sütü bozuktan çekmiş ve çekiyor.

*  Biz lafa değil, ayakkabı kutularına bakarız.

*  Kol saatine bakarız.

*  Düşürülen uçağın enkazını ABD gelip bulana kadar bulamayana bakarız.

*  Soma’da ölenlere bakarız.

*  Diplomalı işsizlere bakarız.

*  Göç veren harabe köylere bakarız.

*  Dışardan taaa samana kadar yapılan ithalata bakarız.

*  Rekor boşanma oranlarına bakarız.

* Adli vakaların, icra dosyaların korkunç artışına, gündüz aleni yapılan hırsızlık ve gasplara bakarız!

*  Marka, her şeyi ile yerli uluslararası bir şeyimizin olmayışına bakarız.

*  Ahlâk ve maneviyatın yok edilişine bakarız.

*  Sıfır sorun diye diye nasıl sıfır komşu oluşumuza bakarız.

*  Bir dolar bir lira diyenlerin lirayı nasıl neredeyse doların üç katı küçülttüğüne bakarız.

*  Biz, yol yaptığını söyleyenlerin hâlâ o yollarda bir tek yerli aracının olmadığına bakarız.

*  Üretim yapanı, zanaatkârı nasıl bitirdiklerine bakarız, mücahit iken nasıl müteahhit olanlara bakarız.

*  Sarayın bir çay bardağı fiyatı kadar asgari ücret almayan ve onun da altında iş bulsa çalışacak yığınlara bakarız.

*  İşsizlikten evleniyoruz diyen gençlere bakarız. (AHMET ŞAHİN-MERZİFON)

AKİT TV HAYIRLI OLSUN!

Akit TV geçtiğimiz Çarşamba günü uydu üzerinden yayınına başladı.

“İnananların ekranı” sloganıyla yayın hayatına “merhaba” diyen Akit TV’nin; haber, dini sohbet, film, dizi, belgesel, gençlik, ekonomi, röportaj ve tartışma programları gibi içerikleri var. Yakın bir zamanda Digitürk, Dsmart, Tivibu ve internet gibi mecralarda da olacak. Hayırlı olsun.

NOT Bugün, 6 Mayıs 2015, Çarşamba. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!