Basireti parlatmalı

Abone Ol

TENİMİZ gıdasız kalır zayıf düşersek doktora gider zafiyetimizi

giderecek reçete ile çaresine baktığımız gibi tenimiz dengesiz beslenme

nedeniyle şişmanlık hastalığına tutulursak yine diyet uzmanına gider çaresine

bakarız.

Bizim, tenimizi ayakta tutan bir de canımız var.

Canımızın da imansızlıktan ve bilgisizlikten kaynaklanan zafiyet hastalığı

olduğu gibi servet, şehvet, şöhret iştahıyla aşırı taşkınlık hastalığına

tutulabilir. Her iki halde de peygamber varisi olarak bildirilen gönül

doktorlarına müracaat edilmeli

Başımızdaki göz ağaçtaki çiçeği görür. Gönül gözü ise

çekirdekteki çiçeği görür ve  çiçekteki

meyveyi görür. Baştaki göz elmayı görür, gönül gözü ise alınmış mı, çalınmış

mı Alın teriyle mi sulanmış, kanla mı sulanmış bunu araştırır.

Baştaki göz bülbülü bir çiğnemlik et görür, gönül gözü

ise dünyanın bütün müzik aletlerinin toplamından daha büyük ve güzel görür.

Uluslararası ilişkilerde göz, diğer devletlerin servetini görür, gönül gözü ise

o serveti elinde tutan bileği değil, o bileği yönlendiren yüreği görür ve ona

seslenir.

Herkesin gönül gözü vardır. Rabbimiz bunu bize doğuştan

vermiştir. Ancak bazı hatalarımız nedeniyle gözlerimiz zayıfladığı, şaşı

olduğu, kör olduğu gibi gönül gözümüz de kararabilir. Yanılmalar, çift görmeler

olabilir. Hâkim rüşveti cebe indirdikten sonra haklıyı haksız görmeye başlar.

İşaret parmağınızı gözünüzün ucuna biraz bastırarak karşınızdakine bakarsanız,

karşınızdakini çift görürüsünüz. Gönül gözünüze de baskı yaparlarsa Müslüman ı

mürteci görmeye, kâfiri entel görmeye başlarsınız.

Biz yüzümüzü ve gözümüzü günde beş vakit namazda su ile

temizlerken gönül aynamızı da takva ile sırlamaya, amelle cilalamaya

çalışırsak görüntüler net olur. Haklıyla haksız apaçık belli olur. Rabbimiz:

Ey iman edenler, eğer Allah tan sakınırsanız O size Furkan ı (iyilikle

kötülüğü ayırt edecek nuru) verir, kötülüklerinizi örter ve afveder. Allah

büyük lütuf sahibidir buyurur. (Enfal Suresi, ayet: 29).

Allah ın emirlerini yerine getirerek yasaklarından

kaçınarak parlatılan gönül aynası, varlığa sevinmediği gibi yokluğa da

yerinmez. Ayna, önünden gelip geçenlerden rahatsız olmaz. İslâm ı hakkıyla

yaşayan insanların gönlü, en hassas kuyumcu terazisinden daha hassas olur.

Efendimizin ifadesiyle;

  Haram, gönülde

çarpıntı meydana getirir, helal ise gönle huzur verir. (Cami-ül-ulum, İbni

Recep 11 ve 27 nci hadislerin şerhi, senedi zayıf bir hadis).

Güzel bir gönle sahip olanlara ise Peygamber Efendimiz;

İnsanlar fetva verseler de kalbine danış buyurmuş. (Ahmet, Müsned 3/112).

Eroin kullananın gözleri şeşi beş görmeye başladığı gibi

inkârla gönlünü, haramla midesini dolduranların gönüllerinin terazisi topu

kaçmış kantar gibi hep bana, hep bana demeye başlar. Şu anda Türkiye nin ve

dünyanın en büyük  sorunu bu.

Yolsuzluk dosyalarının temelinde İslâm a yan bakma

vardır. Fertlerin kalbi olduğu gibi toplumların da kalbi vardır. Toplumların

kalbi, Toplu vurdukça onu top sindiremez.

Sosyologların, Ma şeri vicdan (toplum bilinci)

dedikleri bu toplumun gönül gözü, âlimlerinin, siyasilerinin, sanatkârlarının,

komutanlarının, hâkimlerinin, hamallarının, zenginlerinin, fakirlerinin,

doktorlarının, hastalarının gözüyle olayları değerlendirir.

Onun için Rabbimiz, Peygamber Efendimize: De ki: İşte

benim yolum. Ben Allah a basiretle davet ederim. Ben ve bana uyanlar da

(böyle). Allah ı tesbih ederim. Ben müşriklerden değilim. (Yusuf Suresi, ayet:

108) buyurarak basiretle, toplumu yanıltmadan, yanlışa yönlendirmeden, parlak

gönüllerden dışarı sızan parlak delillerle, hikmet dolu sözlerle, güzel

nasihatlerle davet etmemiz istenmekte.