Başbakan Erbakan ve Erbakan’ın D-8 Projesi-2

Abone Ol

Kaldığımız yerden devam; önceki yazı ile birlikte okunmasını tavsiye ediyorum…
“Zihinlerde kalıcı yerini koruyan ikinci eseri o hükümetin, en kalabalık nüfusa sahip sekiz Müslüman ülkeyi bir araya getirme amacıyla oluşturulmuş, kısaca D-8’ler diye anılan ‘Gelişen sekiz ülke örgütü’dür.
Global ticaretteki hacimleri 1,5 trilyon dolar olan sekiz ülkenin kendi aralarındaki ticareti yalnızca 200 milyar dolardı; ‘D-8 hareketi’ ile hedeflenen bu tabloyu tersine çevirmekti. Bir tür İslam ortak pazarı… Erbakan Hoca bunun olabileceğine inanıyordu; daha da önemlisi, her biriyle samimi ilişkiler kurduğu -kurmaya çalıştığı- sekiz ülkenin liderlerini de bunun gerçekleşebileceğine inandırmıştı.
Askerler -biraz da dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yönlendirmesiyle- Milli Güvenlik Kurulu’nu (MGK) kullanarak, bunun gerçekleşmesini engellediler. Ömrü henüz bir yılı bulmamış hükümet sarsıntı geçirdi, DYP’li ortağın bazı bakanları istifalarıyla hükümeti sarstı. Süreç içerisinde Refah Partisi Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatıldı da. Cumhurbaşkanı Demirel 54. Hükümet’in Başbakanı Erbakan’ın, koalisyon ortağı Tansu Çiller’e yerini terk etmek üzere sunduğu istifasını kabul etti, ancak yeni hükümeti kurma görevini Çiller’e değil Mesut Yılmaz’a verdi. Siyasi ayak oyunlarının en fazla yaşandığı bir döneme yol açılmış oldu. Türkiye demokrasiden o zaman uzaklaşmaya başladı.

D-8 projesi de suya düştü.
Ancak D-8 bir hedef olarak üye ülkelerin gündemindeki yerini koruyor.
25 yıl sonra bile…
Evet, D-8 projesinin ilk ilanı üzerinden tam 25 yıl geçmiş bulunuyor.
Geçen hafta aldığım davet üzerine, D-8 projesinin ilan edildiği İstanbul’daki Çırağan Sarayı’nda, olayın ilk duyurulduğu salonda yapılan, ‘D-8’in 25. Yıldönümü’ toplantısına gittim dün.
Üye olarak belirlenmiş ülkeler, büyükelçileri veya başkonsoloslarını toplantıya göndermişlerdi; içlerinden bazıları toplantıda konuşup projeye desteklerini hatırlattılar.

Düşünün, aradan 25 yıl geçmiş, nice uluslararası sorun İslam dünyasının gücünü biraz daha erozyona uğratmış, bir araya gelebilmek bir yana araya husumetler bile girmiş; ancak D-8 ile başlatılmış olan hedef, üye olarak düşünülmüş ülkelerde değerini hâlâ korumakta…

Salonda konuşmaları dinlerken, 100 yılının tamamlanmasına az kalmış Cumhuriyet tarihimizin beşte birine şimdiden damga vuran en uzun süreli hükümetin partisi iktidarını tamamladığında, kendisinden geriye neler kalabileceğini düşünmeden edemedim. Bir yıllık Refah-Yol Hükümeti’nden geriye, 25 yıl sonra bile tarafların değerini vurgulamadan edemedikleri ‘D-8 projesi’ kaldı; AK Parti’den aynı değerde ne kalacak?

AK Partililer için üzerinde düşünmeye değer bir soru bu.
Toplantıyı, Necmettin Erbakan’ın çizgisini günümüzde de sürdüren Saadet Partisi düzenledi. Refah-Yol Hükümeti’nde yer almış bakanlardan toplantıya gelebilecek durumda olanlar oradaydılar. O hükümette çevre bakanlığı yapmış Ziyaettin Tokar ile halen CHP’de siyasi hayatını sürdüren o hükümetin Maliye Bakanı Abdüllatif Şener diğerleri adına birer selamlama konuşması yaptılar. Hükümet ortağı Doğru Yol Partisi’nin o zamanki başkanı ve 54. Hükümet’in Başbakan Yardımcısı-Dışişleri Bakanı Tansu Çiller de bayağı kapsamlı bir tebrik mesajıyla anma toplantısına katıldı. 54. Hükümet’te Devlet Bakanı olan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, D-8 projesinin altyapısını hazırlama görevini Erbakan Hoca’nın kendisine verdiğini hatırlatan bir girişle başladığı konuşmasında, o projeyle amaçlanan hedeften günümüzde ne kadar uzaklaşıldığını gözler önüne seren çarpıcı bilgiler verdi. Barışı hedefleyen D-8 ile, savaşların, çatışmaların hüküm sürdüğü günümüz arasındaki muazzam çelişkiye dikkat çekti Cumhurbaşkanı Gül. Temel Karamollaoğlu ve lideri olduğu Saadet Partisi D-8 ile amaçlanan barışçı dünya görüşünü unutturmak niyetinde değil.”