Bakan Veysel Eroğlu sınıfta kaldı

Abone Ol

Kütahya merkeze 34 kilometre uzaklıktaki Gümüş köyü yakınındaki Eti Gümüş A.Şye ait siyanür ve ağır metal içeren çamurun depolandığı üç kademeli barajının ortasındaki set çöktü. Çoğu kimse pek farkında değil ama Kütahyada tam bir çevre felaketi yaşanıyor.

Ama ne hikmetse bir medya gurubuna ait olan işletmeyle ilgili bu skandal, gazete sayfalarında satır aralarında kaybolup gitti.

Konu gündeme geldiğinde çevre ve küreselleşme konusuna çok duyarlı olan ve zaman zaman görüşlerine başvurduğum Prof. Dr. Mustafa Öztürkün kapısını çaldım.

Kütahyadaki olay neydi, sahiden

Dile getirildiği gibi yüzbinlerce kişinin hayati tehlikesi var mıydı

Öztürk, tüm havuz setleri yanında özellikle bir numaralı çamur havuzu setinin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi, acilen ve öncelikle.

Hemen sonrasında da şu teknik bilgiyi verdi:

"Yılda 120 ton gümüşün üretildiği tesisteki siyanürlü çamurun yaklaşık olarak 500 mg/lt toplam siyanür içermesi kuvvetle muhtemeldir. 25 milyon metreküp kapasiteli üç çamur barajında yaklaşık olarak 15 milyon metreküp siyanürlü çamurun içinde en az 7.500.000 kg siyanür (CN-) olduğu tahmin edilmektedir."

Uzman bir isim olarak Prof. Mustafa Öztürkün şu sorularının da cevaplandırılması şart:

"Çamur barajındaki duru ve çamur fazlarındaki siyanür ve ağır metal konsantrasyonları nedir

Tesiste üçüncü kademe havuz setinin çökmesi sonucu siyanürlü çamurun dördüncü kademeye aktığı iddia edilmektedir. Bu doğru mu Varsa dördüncü kademe havuzun kapasitesi yeterli mi, taban sızdırmazlığı ve set güvenli mi Önümüzdeki günlerde yağmur yağarsa dördüncü kademe havuzun su tutma kapasitesi yeterli mi

Çamur barajı doğal arıtma işlemi yapıyor mu

Çamur barajları ile ilgili acil eylem planları var mı yok mu İncelenmeli. Barajların çökmesi veya taşması sonucu siyanürlü ve ağır metalli çamurun nasıl arıtılacağı acil eylem planlarında net olarak belli olmalıdır.

Nihai çamur barajından siyanürü ve ağır metali giderilmiş su alıcı ortama nasıl deşarj ediliyor Havuz yüzeyinde biriken suyun hidrolik bekleme süresi siyanürü doğal arıtmak için yeterli mi Numuneler hangi sıklıkta alınıyor "

Öztürkün bir de sitemi var;

"Ülkemizde en büyük eksiklik hafıza zayıflığı, Türkiyenin çoğu konuda hafızası yok, belgesi yok"

Söylenmesi gereken son sözü bir kez daha tekrar edeyim;

Bu kritik alanlarda gerekli yaptırımların uygulanması için illa çok büyük bir felaketin yaşanması mı gerekiyor

Bir şey daha: Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun açıklamasını ben de izledim; Sayın Bakan bu tesis bir medya patronuna ait olmasaydı da aynı tutumu sergileyecek miydiniz

Şimdiden sınıfta çaktınız Sayın Bakan!

Emeklinin bir de maaşından kesilirse nasıl geçinecek

"Ben emekli bir din görevlisiyim. Çıkarılan bir kanunla çalışan emeklilerin maaşlarından % 15 kesilmesi planlanmış. Çalışan emeklinin maaşından her ay 200 lira kesersen ne olacak Devlet bize zaten ne veriyor ki bir de kesiyor Bu Deli Dumrul vergisi gibi bir şey. Son çıkarılan yeniden yapılanma kanunu iyilik yapayım derken göz çıkaracak. Yakında haciz için kapılarımıza dayanacaklar. Geçen Bucakta konfeksiyon işi yapan bir arkadaşımın yanına uğradım, saat 11:00 oldu daha siftah yapmadı. Esnaf kan ağlıyor. Vergilerimizle ayakta duran TRTde neden sadece iktidar partisinin mensupları var TRT babalarının çiftliği mi " (İsmail Bedir- Emekli İmam- Burdur, Bucak)

Devletin her söylediği doğru mudur

Kütahyadaki çevre felaketiyle ilgili en esaslı eleştirilerden biri Yeni Şafak yazarı Kürşat Buminden geldi.  Devlet neyi söylüyorsa doğru söyler (!) başlıklı yazısında Bumin, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunu çok sert eleştirdi:  "Birçoğunuzu gülümsettiğinden emin olduğum bu sözler Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğluna ait. Çevre Bakanı Eti Gümüş A.Şnin Kütahyadaki maden işletmesinin başına gelen felaket karşısında "millet"i teskin etmek için yapıyor bu açıklamayı.

Bakanın bu açıklamasının içinde başka "gülümsetici" bölümler de var. "Felaket"i birkaç açıdan değerlendirmeye başlamadan önce bunlar içinden de birkaç örnek vereyim:

Bazı insanlar gidiyor, orada şehir efsaneleriyle birtakım balonlar uçurmak suretiyle iddialar ortaya atıyor. Bunların hiçbirinin aslı astarı yoktur.

Gerçekten "gülümsetici" değil mi Bakın şu "Bazı insanlar"ın yaptıklarına! Ortada "Devlet neyi söylüyorsa doğru söyler" gibi bir hakikat dururken "şehir efsaneleri" üreten bu "Bazı insanlar"a da bakın..."

Genç masonları özendirme gezisi

Haziran 2011 seçimlerinin en karakteristik özelliklerinden biri milletvekili adayları. Neden mi Siyasette her ne kadar geçirgenlik bir noktaya kadar hoş karşılansa da bakar mısınız özellikle CHP ile MHPnin milletvekili adaylarına. Her iki parti de eskiden merkez sağda yer alan isimlere listelerinde yer vererek oylardan nema lanmak peşinde. Tüm isimleri tek tek sayarak başınızı ağrıtacak değilim. Sadece bir örnek vermek istiyorum. CHP Bursadan listenin ikinci sırasında vekil adayı gösterilen Turhan Tayan. Tayan, Adalet Partisi orijinli. DYPde ağırlıklı isimlerden biriydi. DYPnin 51. Azınlık Hükümetinin Milli Eğitim ve daha sonra Milli Savunma Bakanlıklarını yaptı. Tayanın çok fazla bilinmeyen bir özelliğini bilmek de sizin hakkınız; Turhan Tayan, 1985 yılında Genç Masonları Özendirme Gezisi adı altında ABDye gitti. CHPde böyle başka isimler var mı dersiniz