Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olarak kabul edilen Babil'in Asma Bahçeleri, varlığı hala tartışmalı olan en gizemli yapılardan biridir. Pek çok eski yazar tarafından övgü ile bahsedilmesine rağmen, bugüne kadar yapılan arkeolojik çalışmalarda bu bahçelerin gerçekten var olduğuna dair somut bir kanıt bulunamamıştır. İster bir efsane olsun, ister gerçekten tarihte yer almış bir yapı, Babil’in Asma Bahçeleri, insanlık tarihinin en büyük muammalarından biri olmaya devam ediyor. Bu yazıda, Babil’in Asma Bahçeleri hakkında bilgiler sunacak, tarihçesi ve özelliklerinden bahsedeceğiz. Hazırsanız, Dünyanın Yedi Harikası arasında yer alan Babil’in Asma Bahçeleri’ni yakından tanıyalım!
BABİL’İN ASMA BAHÇELERİ NEREDE, HANGİ ÜLKEDEDİR?
Babil’in Asma Bahçeleri, Irak’ın Babil eyaletinde, antik Babil kentinin bulunduğu Hille yakınlarındadır. Çamur tuğlalardan inşa edilen bu bahçeler, devasa bir yeşil dağ görünümüne sahip olup, çeşitli ağaçlar, çalılar ve asmalar ile bezenmiştir. Bahçelerin mühendislik harikası olarak tanımlanmasının nedeni, bu bitkilerin kat kat yükselen teraslar üzerinde yetiştirilebilmesidir.
BABİL’İN ASMA BAHÇELERİ HALA VAR MI?
Babil’in Asma Bahçeleri, Antik Dünyanın Yedi Harikası arasında en çok merak edilen ve tartışılan yapılarından biridir. Günümüzde, bu efsanevi bahçelerin varlığına dair herhangi bir fiziksel kanıt bulunmamaktadır ve kesin konumları hala bir sır perdesidir.
Asma Bahçeler'in gerçek olup olmadığı, tarih boyunca birçok araştırmacının ve arkeoloğun ilgi odağı olmuştur. Eski yazarların metinlerinde detaylı şekilde anlatılan bu bahçelerin varlığı, modern bilim tarafından doğrulanamamıştır.
Bahçelerin neden yok olduğuna dair çeşitli teoriler mevcuttur. Bir teoriye göre, doğal afetler ya da savaşlar nedeni ile tahrip edilmiş olabilirler. Bir diğer teori ise, zamanla bakımsız kalarak ve doğal etkenler ile yıkılarak yok olduklarını öne sürmektedir. Bunun yanı sıra, sulama sistemlerinin bozulması ve çevresel değişiklikler de bahçelerin kaybolmasına neden olmuş olabilir.
BABİL’İN ASMA BAHÇELERİ HANGİ AMAÇ İÇİN KULLANILIRDI?
Babil’in Asma Bahçeleri, antik dönemin en büyüleyici yapılarından biri olarak kabul edilir. Diğer Mezopotamya bahçelerinde olduğu gibi, Asma Bahçeler de dönemin yöneticileri ve yüksek sosyete mensupları için serin ve gölgeli bir dinlenme yeri olarak hizmet verirdi.
Bu muhteşem bahçeler, sakinlerinin günlük hayatın stresinden uzaklaşabileceği, huzur dolu bir sığınak olarak tasarlanmıştı. Bahçelerde, gölge sağlayan ağaçlar ve taze hava sunan bitkiler bulunmaktaydı. Bu özellikleri sayesinde Asma Bahçeleri, yazın kavurucu sıcağından korunmak için ideal bir mekan haline gelmişti. Ayrıca, bahçelerin içinde meyve ağaçları da bulunurdu.
BABİL’İN ASMA BAHÇELERİ’NİN TARİHÇESİ
Babil'in Asma Bahçeleri, bugün Irak sınırları içerisinde yer alan antik Babil kenti yakınlarında bulunduğu tahmin edilen, tarihin en görkemli yapılarından biridir. Milattan önce 6. yüzyılda, Yeni Babil İmparatorluğu'nun II. Nebukadnezar döneminde inşa edilmiştir. Tahta geçtikten sonra, Babil’i ideal bir şehir haline getirmeyi arzulayan II. Nebukadnezar, şehri çini süslemeler ile kaplı devasa duvarlar ile çevreletmiş ve bu etkileyici bahçeleri inşa ederek yeryüzünde bir cennet yaratmıştır.
BABİL’İN ASMA BAHÇELERİ’NİN ÖZELLİKLERİ
Babil’in Asma Bahçeleri, pek çok efsane ve hikayede bahsedildiği gibi, çeşitli bitki türleri ile donatılmıştı. Bu bahçelerde bulunan başlıca bitkiler şunlardır:
- Zeytin ağaçları
- Badem ağaçları
- Üzüm asmaları
- Ayva ağaçları
- Armut ağaçları
- Hurma ağaçları
- İncir ağaçları
Bununla birlikte, bahçelerde ithal edilen egzotik ağaçlar da yer alıyordu. Bu ağaçlar arasında şunlar bulunuyordu:
- Sedir
- Abanoz
- Köknar
- Nar
- Arınç
- Ceviz
- Selvi
- Dişbudak
- Erik
- Meşe
- Gül
- Söğüt
- Mür
- Müren
Bu çeşitli bitkiler, özel olarak tasarlanmış şelaleler aracılığı ile sulanıyordu; böylece her bir bitkinin ihtiyacı olan su düzenli olarak sağlanabiliyordu. Bahçelerin sulama sistemi, dönemin mühendislik harikalarından biri olarak kabul ediliyordu. Fırat Nehri’nden alınan su, gelişmiş bir pompa sistemi ile bahçelere taşınıyor ve şelaleler aracılığı ile de bitkilere dağıtılıyordu. Bu sayede, bölgenin kurak iklimine rağmen, bahçelerdeki bitkiler sürekli olarak ihtiyaç duydukları suya kavuşabiliyordu.
Bahçelerin mimari yapısı da oldukça dikkat çekiciydi. Teraslar halinde yükselen bu yapılar, adeta katman katman bir doğa harikasını andırıyordu. Her teras, bir önceki terastan daha yüksek olup, üzerinde çeşitli bitkilerin yetiştirildiği geniş alanlar bulunuyordu. Bu düzenleme, bahçelere hem estetik bir güzellik katıyor hem de bitkilerin suya ulaşmasını kolaylaştırıyordu.