Ata binmek mi iyi, kesip yemek mi
Bugün de gecikmiş bir yazı olarak Kırgızistan
izlenimlerimizi paylaşmak istiyorum. Orta Asya Türki Cumhuriyetleri içinde yer
alan 5 milyon nüfusa sahip bu küçük ve eski Sovyet ülkesinde, Rus kültürünün izleri hâlâ varlığını
sürdürüyor.
Halkın ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu ve etnik
çatışmalara karşı yaşam mücadelesi verdiği bu şirin ülkede insanlar, yokluk ve
zorluklarla mücadele ediyor.
***
Bir ülkeyi tanımada önemli gösterge olarak önemsediğim,
halkın görünmeyen yüzünü ve ilgi alanlarını yansıtan bir ekran olan billboard
reklamlarında kol saati, akıllı cep telefon modelleri, elektronik aletler,
mobilya, ev eşyası ve banka reklamları ilk bakışta göze çarpıyor.
Bu arada kaliteli ürün kategorisinde baş sırayı alan Türk
markaların reklamı, değişik noktalarda göze çarpıyor. Tabi mağazalar da Türk
markalarla konsepte uygun dizayn edilmiş vitrinlerle süslenmiş. İslami
duyarlılık açısından helal sosis reklamı göze çarpıyor. Örtünmeye olan ilginin
göstergesi olarak da tesettür reklamlarında hayli ilerleme var.
Reklam panolarında dikkat çekici bir ayrıntı da kredi
kartı kullanımına teşvik! Halk borca alıştırma süreci yaşıyor.
Kredi kartı kullanımından sonra başlarına nelerin
geleceğinden habersizler!..
***
Lüks otomobillerde bize nostaljik bir hatıra gibi görünen
araç telefonları hayli yaygın.
Çarpık kentleşmenin olmadığı, ağaçlarla çevrili, düzgün
planlı, geniş ve pırıl pırıl temiz caddelere sahip yollardaki araçlar
genellikle eski.
Binalar bitişik nizam ve tek tip olduğu gibi daireler
küçük. Merkezi doğal gaz sistemiyle bütün şehir kolaylıkla yakıt ihtiyacını
gideriyor.
Kırgız halkı, kendilerini anavatan dedikleri, Anadolu
topraklarından, yani Türkiye den ayrı görmüyorlar. Biz sizinle kardeşiz, aynı
kökten geliyoruz. At Türklerin vazgeçilmez parçasıdır. Sizin dedeleriniz ata
binmiş, uzaklara gitmiş zengin olmuşlar. Bizimkiler ise atları kesip yemişler.
Siz zengin olmuşsunuz. Biz de buralarda kalıp et meraklısı, yiyici olmuşuz
diyorlar.
***
Kırgızistan da selefi-vehhabilik ve Şia propagandası
yaygın. Arap ülkeleri ve İran insana ve kültüre bol para yatırıyor. Bize Siz
de gelin! diyorlar. Bu çağrıyı buradan ilgililere iletmiş olalım
Kırgızistan daki maden yatakları da Müslüman ülkelerdeki
bildik hikâye! Kömür ocaklarını Çinliler, altın madenlerini Kanada şirketleri işletiyor. Halk da yiyecek ekmek
bulamıyor.
Hani ülkemizde halk arasında kutsal kabul edilen ve
uğrunda can feda edilen, at, avrat, silah vardır ya, Kırgızlar için de
hayatta üç şey vazgeçilmez değerlidir. Kız, kımız, kumuz! Kımız (at sütünden
mamul içecek), Kumuz (çalgı aleti)
Kış şartları çok ağır geçen ülkede sadece yemekler değil,
salata ve ekmekleri bile çok yağlı. Yemek olarak buhara pilavı ve etli yemekler
revaçta.
***
Sözü Saadet Partimiz adına iştirak ettiğimiz, İslami
Uyanış Süreci Çerçevesinde Entelektüel
İnisiyatif toplantısında Yakup (Budak) Bey in konuşmasıyla noktalayalım.
Hitabetiyle göz doldurduğu konuşmasında, İslam âleminin içerisinde bulunduğu
duruma dikkat çekerek, İslam ülkelerini ateşe veriyorlar itfaiyeci rolüne
soyunuyorlar. Batı nın bu oyununa gelmemeliyiz. Müslüman topluluklar arasında
siyasi, mezhebi farklılıkları ele alarak aramızda mezhep kavgası çıkarmak
istiyor. Müslümanların üzerinde oynan oyunları ve kaos senaryolarını
Müslümanlar, kendi aralarında çözmelidir.
Haftaya Perşembeye bu konuyu tamamlayalım inşallah.
Dr. NECMETTİN ÇALIŞKAN