Suya taş atıldığında suyun yüzeyinde dalgalanmalar olur.
Aşk da insanın kalbine düşünce orayı dalgalandırır. İnsanın hâlleri, bu
dalgaların yaydığı frekansın şiddetinde değişkenlik gösterir. Kimimizde
heyecan, kimimizde mutluluk, kimimizde hüzün, kimimizde müzmin bir hastalık
olarak kendisini belli eder. Hâllerin bir yansıması olarak davranışlarımız da
değişir. Kendimizi gizleme ya da aşikâr etme, tuhaf bir utangaçlık hissi,
ağlama ya da gülme isteği, hayal kurma veya sürekli uyuma isteği ve sair hâller
ile bilinçli ya da bilinçsiz aşkımızı yani kendimizi ifade etmiş oluruz aşkına
talip olduğumuz insana. Hüseyin Su Aşkın Hâlleri isimli öykü kitabında bu
hâlleri anlatıyor. İnsanın hâlden hâle geçen ruh hâllerini, bazen bir kadın
bazen bir erkek karakter etrafında ele alıyor. Kitap toplamda beş sıcak öyküden
oluşuyor. Sıcak diyorum; çünkü daha öyküye başlamadan öykülerin başlıkları
içimizi ısıtıveriyor. Beri Dön Güzel de Yüzün Göreyim, Sen Gelmezsen
Güvercinler Küser gibi başlıklar bir şiirin mısraı gibi zihnimizde yer
ediniyor.
Aşkın Hâllerinde Bir Gezinti
Önsöz olarak D. Sulârî nin Hikmetten okuram sırdan
sezerem/Aşk defterin açıp görem sultanım. dizeleriyle başlıyor. Sonsöz olarak
ise, Nedim ve Şeyh Galip ten alıntılanan mısralar ile sona eriyor. Öykülerin
dikkat çeken özelliklerinden biri, Su nun karakter tahlillerini ustaca yapması
ve psikolojik tahlillere yer vermesidir. Öykülerdeki karakterlerin hem dış hem
de iç hâlleri bütün ayrıntılarıyla sunuluyor. Öykülerdeki karakterler hayatlarımızın
içinden, hatta kendimiz bile olabiliyoruz bazen, onların yaşadıkları
yaşadıklarımıza çok benziyor. Bir kitabı değerli ve etkili kılan insanın
hislerine dokunması, ona insanî yanlarını duyumsatmasıdır. Hüseyin Su, Aşkın
Hâlleri nde okura bu duyguyu veriyor. Gömleği Yırtık Kırmızı Gül öyküsünde
anlatılan babaanne tipi, kadının onurunu, gücünü, ana oluşunu haykırıyor.
Hayatın estirdiği hoyrat fırtınalar karşısında direnebilen güçlü bir kadın
karakteri var bu öyküde: O sabah sanki sağlıklı en son hücresine tutunup
kalkmıştı; kadınlık gücüne İnce düşünceli olmak, zarif davranışlarda
bulunmak, sözün en güzelini söylemek hem bizi hem de karşımızdakini etkiler.
Hüseyin Su, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin hem kadına hem erkeğe yakışan tavrın
incelik olduğunu öykülerdeki karakterler çerçevesinde anlatıyor. İlk baskısı
Hece yayınlarından, dördüncü baskısı Şule yayınlarından çıkan Aşkın Hâlleri
kitabı, sıkılmadan, ama sarsıla sarsıla okuyacağımız bir kitap.
Değerlerimizi Tutup Kaldıran Öyküler: Uzayan Gölgeler
Öyküleri Hece, Dergâh, Yedi İklim dergilerinde yayınlanan
Emine Batar ın kaleminden çıkmıştır. Batar ın öyküleştirdiği hayatlar, sıradan
insanların hayatlarıdır. Öykü düş unsurlarını barındırdığı gibi hayatın
gerçekliklerine de kapalı olmamalıdır. Herkes ne düşünür bilinmez; ama gerçeği
bir imge ya da olay etrafında anlatan öyküler, bana daha doyurucu ve değerli
geliyor. Batar ın öykülerinde hayatın akışında karşılaşılabilecek gerçeklikleri
okuyoruz. Uzayan Gölgeler de, on yedi öykü yer alıyor. Kitabın giriş öyküsü
olan Babam Ölünce öyküsü, yazarın dilinin ve anlatımının kalitesini görmemiz
için yeterli. Yazar daha ilk öyküden bağlıyor okuyucuyu kendisine. Batar ın
öykülerinde maddî ve manevî değerlerimiz işleniyor. Paranın insanların
vicdanlarını kirlettiği, merhametini yitiren kimselerin insanlıktan
uzaklaştığı, şehir hayatının yaşamlarımızı nasıl yozlaştırdığı usta bir
anlatımla bize sunuluyor. İslâmî öğretiler, öykünün öz anlatımıyla okuyucuya
anlatılıyor: Satılık Ev öyküsünde komşuluk hakkının işlenmesi gibi. Zor
imtihanların dolaylarında gezindiriyor bizi yazar. Öykülerde anlatılanları
okurken bir filmden kesitler izliyor gibi oluyoruz. Canlı bir anlatım, kitabın
sonuna değin sürüyor. Paranın kirli tuzaklarına düşmüş, evini barkını, eşini,
aşını, kardeşlerini unutan bir adam var Kirli Para öyküsünde. Maddeye tapan bu
adamın hazin sonu işleniyor: Açığa çıkan ben; iplerini, kurbanı olduğu kirli
paranın eline vermiş ve hangi tarafa isterse o tarafa çekmesine müsaade etmiş
zavallı biri. Batar, öyküleriyle toplumsal yaralarımıza da değiniyor: Küçük
yaşta zorla evlendirilen bir kız çocuğunun yaşadıkları gibi. Hor görülen,
ezilen kız çocuklarının hissettikleri derin duygular, bir öyküye sığdırılıyor.
Umudu ve yaşamın güzelliklerini de anlatılıyor Emine Batar. Her şeye rağmen
mutlu olabilmenin imkânsız olmadığını, paranın alamayacağı değerlerin olduğunu
okuyucuya yeniden müjdeliyor. Hece yayınlarından çıkan Uzayan Gölgeler,
öyküleriyle duygu ve düşüncelerimizi tazeliyor, okumalısınız.