Asiye?ce bir duruş

Abone Ol

Zalim bir kişiye karşı hakkı savunmak, maddi dünyada

sahip olabileceğiniz her şeyi gözden çıkarmak demektir. Bu, sahip olduğunuz,

makam, mevki, arkadaş, dost, para, eş, çocuk ve bütün imkânlarınızı Allah ın

rızasına karşılık feda etmeyi göze alabilmektir. Makam ve para sevgisi ile

sarhoş olup, özenden uzaklaşan kaç insan böyle bir şeyi göze alabilir sizce

Kaç insan peşinde koşturduğu mevkiini ve uğruna bütün insanlığını feda ettiği

mal ve mülkünü gözden çıkarıp böyle bir duruş sergileyebilir Her şey yolunda dediğiniz

anlarda konuşursunuz, ucuz çıkışlar yapar, hamasi mesajlar verirsiniz. Fakat iş

Allah için bir şeyi feda etmeye gelince her şey değişir. Böyle durumlarda

mazeret üzerine mazeret üretir ve kendinizi geri çekersiniz. Oysa bizden

istenen Asiye gibi bir duruş sergilemektir Onun gibi, sarayı, hizmetkârları,

para mevki ve dünyevi unvanları elinizin tersiyle itip hakka teslim olmaktır.

Firavun Allah ın dinine karşı savaş açmış, inananların

baş düşmanı olmuştu. Maddi gücünü kullanarak insanları zorbalıkla dinden

çevirmeye çalışıyor müminlere akla hayale gelmeyecek eziyetler yapıyordu. Asiye

hem Hz Musa yı büyüten kadındı hem de Firavunun eşiydi. Maddi anlamda her şeye

sahipti. İstediği her şeyi elde edebilirdi. Fakat o dünyayı elinin tersiyle

itti ve Allah a teslim oldu. Firavun için bu kabul edilemez bir şeydi. Bir

kadın onun gözünün içine baka baka nasıl karşı çıkabilirdi Tehditler ardı sıra

geliyordu. Fakat Asiye kararlıydı, Cennete karşılık her şeyini vermeye hazırdı.

Bu Firavunun anlayabileceği bir şey değildi. Bir insan nasıl oluyor da inandığı

din için bu ihtişamlı hayatı terk edebilir diyordu. Oysa Asiye dünyevi akılla

hiç bir şekilde idrak edilemeyecek ihtişamlı hayatlara talip olmuştu. Allah ın

yardımını bütün hücrelerinde hissetti, iyi şeylerin bedeli olacaktı elbette.

Asiye saraydaki tutsak hayatına karşı özgürlüğü seçti ve

cesurca haykırdı. Bütün korkuları biranda silindi, tarihsel rolünü en iyi

şekilde oynarken yalnızca Allah a teslim oldu. Tevhidin meşalesini elleriyle

kaldırdı ve insanlığı uyanışa çağırdı. Firavunun adamları bedenini hedef almış

ve ona ağır işkenceler yapmışlardı. Oysa o bedenden ayrılalı çok olmuştu. Şehit

olmuş, artık çok ötelere özgürlüğün doruk noktasına ulaşmıştı. Görünmez

zindanların duvarlarını yıkmış ve özgürlüğü seçmişti. Giderken verdiği tek

mesaj şuydu: Zalim ne kadar diretirse diretsin hakkı söylemekten ve yaşamaktan

bir lahza geri kalmayın