Sepetlerine,
Kütüphanelerden Fuarlara; Kitaplar!
Son yıllarda moda oldu. Önceleri İslami kesimin, Ramazan
Etkinlikleri/şenlikleri kapsamında başlattığı kitap fuarları, okuyucudan yoğun
ilgi gördü. Bunun üzerine yayıncılar ve fuarcıların yeni gözdesi olarak,
Anadolu nun potansiyeli müsait değişik illerinde kış sezonu icraatı olarak
uygulamaya kondu. Allah bereket versin.
Yakından bildiğim ve ziyaret izlediğim son iki ay
içerisinde birbirine komşu birkaç ilimizde fuarlar düzenlendi. Geçen hafta sonu
uğradığım bir fuardaki gözlemlerimi aktarmak istiyorum.
***
Fuar girişinden başlayalım. Fuar girişi, panayır
havasında ilgi ve insan çekecek nesnelerle kaplı.
Fuar girişinde ilk stantları kamu destekli kurumlar; Türk
Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi ve Kültür Bakanlığı Yayınları gibi
kurumlar kaplamış.
Resmi devlet politikasını empoze eden yayınları/ürünleri
ucuz fiyata satışa sunuyorlar. Buna devlet politikası yönü hariç olmak üzere-
Diyanet İşleri Başkanlığı na ait yayınevini de ekleyelim. Bu stantlarda işe
yarar yayınlar bulmak mümkün.
Birkaç adım ileri gittiğinizde, son dönemlerin
zirvedeki/top on cd ve kasetleriyle, revaçtaki roman yazarlarının yayınları ile
karşılaşıyorsunuz.
Diğer bölüm ise tamamen para tuzağı! Üniversite Sınavı,
YGS, LGS, YDS, DGS, KPSS, bilmem ne S sınavı hazırlık kitapları!
Sınav manyağı haline getirilen gençlere yönelik, Soru
Bankası, Sınav Çözüm Rehberi Test Kitapları, Çıkmış Sorular vb. adlar altında
eğitim amacı gütmeyen tamamen sınavlara yönelik kâğıt yığınlarına dönüşmüş
-kitap diyemeyeceğim- yayınlar dolu.
Türkiye de gelecek
dönemde bu yayınlarla büyüyen/gelişen neslin nasıl bir dünyaya sahip olacağını
tahmin edebilirsiniz.
Bilgi içeriği ve
kültür açısından son derece sığ ve kısır olan bu politikalar neticesinde
üretilen, bu yayınları okuyanlardan adam olmaz demekten kendinizi
alamazsınız.
***
Anlaşılıyor ki, bu yeni, gizliden gizleye uygulanan sinsi
politikayla; okumayı seven, bilgi aşığı insanların, bilgi dünyasını köreltmek
istiyorlar. Böylece Amerika daki Pulp Fiction dedikleri ucuz romancılık türünün
bir şekilde hayatımıza girmesi sağlanıyor.
Yani okumaya okuyacaksan, sayfalar dolusu bilgi oku, ama
hepsi boş olsun. Sadece romanlar, eskinin Teksas, Tommiks romanları, şimdi yeni
yeni isimlerle ve başka görüntülerle piyasada!
Yıllardır çok
satanlar listesinde zirvelerde gezinen kişisel gelişim türü kitaplar da sanki
artık demode olmaya başlamış. Yerine daha değişik kitaplar ortaya çıkmış,
kişiyi ön plana çıkaran, falanca Holdingin Ceo suna ait başarı hikâyesi veya
hayatının kilometre taşları gibi yayınlar revaçta.
Tabi bu arada, akademik dünyadaki yükselmenin temel şartı
olan, yayın yapma zorunluluğu neticesinde neşredilen kitapların, yayınların
bilgi çöplüğü haline gelmesinde çok büyük payı olduğunu unutmamak gerekir.
***
Eskiden cemaatler
aslî mecralarındayken yani ihale takibinden çok adam yetiştirme gayretinde
oldukları günlerde, hangi kitapların okunması gerektiğini tavsiye ederlerdi.
Haftalık sohbetlerde kitap kritikleri yapılır, herkes birilerine kitap özetleri
aktarır ve yazar önerirdi.
Ama şimdi heyhat!
Hangi kitabı okuyunca sınavı kazanacaksın Hangi kitabı
okuyunca köşeyi dönersin Tek hedef bu oldu.
Bazı cemaat ve dinî kisveli oluşumlara bağlı
yayınevlerinin stantlarında ise kitap fuarıyla ilgisi olmayan, tamamen kişileri
ve bazı eşyaları kutsayan/kutsallaştıran ürünler dikkat çekiyor.
Eskiden değil kitap fuarı; herhangi bir kitapevine
gittiğinizde, bir raftan diğer rafa bir saatte geçemezken, şimdi koca bir fuar
alanını yarım saatte gezip bitiriyorsunuz.
Eskiden değerli kitaplar kütüphane raflarında asilce
beklerken; şimdi üç tanesi 5 liraya indirim sepetinde alıcı bekliyor.
Eskiden okurlar bir kitap için kütüphaneler dolaşırken;
şimdi insanlar eğlence için bir AVM havasındaki kitap fuarlarını
dolaşıyor.
Yazılı kültüre işaret eden ve ilk emri oku olan bir dinin
mensuplarının işe yarar şeyler okuması ve okuduklarını hayata aksettirmesi
zorunludur.