ARINÇIN HODRİ MEYDAN! ÇIKIŞINI NASIL OKUMAK LAZIM?

Abone Ol

* AKP kurucularından Bülent Arınç, CNN Türk TV’de “olay” denebilecek açıklamalar yaptı. Açık açık Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğana ve AKP yanlısı medyaya göndermelerde bulundu.

* Arınç, öteden beri AKP içinde “aykırı” çıkış yapabilen isimdi zaten. Ama bu kez, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık hedef aldığı Doğan Grubu’nun medyasından seslenmesi -kabul edelim, etmeyelim-  farklı bir anlam içeriyor.

* Hele hele Abdullah Gülün, Ankara katliamından PKKyı da sorumlu tutan Erdoğanın "terör örgütü uzantısı" diyerek seçim yarışına girdiği HDPnin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaşı arayarak başsağlığı dilemesinden sonra bu çıkış daha da anlamlı hale geldi.

* Arınç’ın bu çıkışını şu isimlerle de “ilişki”lendirenler çıkabilir, çıkıyor da; Abdullah Gül, Haşim Kılıç, Abdullatif Şener, Abdulkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Meral Akşener, Ali Bardakoğlu… 5. parti söylemlerinin iş bu isimlerle direk bir alakası olduğu dile getiriliyor, zira!

* Bülent Bey’in açıklamasından sonra şu cümleyi sarf etmek mümkün mü acaba; kurulduğu tarihten bugüne 13 yılını iktidarda geçiren AKPde “büyü bozuldu” ve kurucu çekirdekteki üç isimden ikisi, Bülent Arınç ile Abdullah Gül, "Recep Tayyip Erdoğanla buraya kadar" dedi ve bu pozisyonlarını giderek daha açık ifade ve tavırlarla netleştirdi.

* Bülent Bey’in, "Bizim yola çıktığımızda şahsi meseleler bir kenarda kalmıştı ve önde kim varsa konuştuğumuz şuydu. Sen eşitler arasında birincisin, ben eşitler arasında birinciyim. Bu kadar, bir ekibiz, kadroyuz. Omuz omuza vereceğiz ve korkmadan yolumuza devam edeceğiz" cümlesi tam da büyünün bozulduğuna ilişkin kanaatleri pekiştiriyor.

* Abdullah Gül’ün, Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra ziyaret ettiği illerde hiçbir AKP teşkilatına uğramaması, AKP’den gelen mitinglere katılma çağrılarına olumlu cevap vermemesi, kurucusu olduğu partinin son kongresine iştirak etmemesi… Tüm bunları Arınç’ın son çıkışı ile irtibatlandıranlar mutlaka olacaktır.

* "Birlikte siyaset yaptığımız insanlarla aramıza buzdan duvarlar girdi, birilerine sevgimde azalma olabilir… Adımın üzerine soru işareti koymaya utanmıyor musunuz Yeni yetme zıpır güruh!" sözleri de Erdoğan ve son dönemdeki yakın ekibine mesajlar içermesi açısından karakteristik.

* AKP’ye yakın medyanın Arınç’ın son çıkışına tepkisi ilginç. Bu tepkilerden birisi şöyle mesela; “Bülent Arınç; tamam konuşsun, eleştirsin ama ille de seçimlere bir hafta kala mı konuşacak, eleştirecek Bülent Arınç gerçekten bir kere daha düşünsün. Ayrıca kendisine ağır eleştirilerden ziyade BİLGELİK yakışır, Sayın Arınça bunu öneririz…” AKP medyasının bir kısmının tavrı, “Arınç, en azından seçime kadar susmalı!” yönünde. Peki, ama Bülent Bey ya susmazsa ve seçime kadar bu paraleldeki açıklamalarına devam ederse!..

* Arınça ambargo uygulayan ve bir dönem kendi bakanlığına bağlı olan TRT ve Anadolu Ajansı halen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğana bağlı. Akdoğan, günlüklerini tutacak kadar Erdoğana yakın bir isim. Bakan Akdoğan, Cumhurbaşkanıyla ilişkisini "baba-oğul ilişkisi gibi" nitelemekte. Akdoğanın, Arınça Erdoğandan habersiz ambargo uygulattığı herhalde düşünülemez.

* Son söz; testi kırıldı, Erdoğan ve Gül ekibi arasındaki uçurum biraz daha büyüdü, Arınç daha açık konuşmaya ve dolayısıyla 5. parti söylemleri ete kemiğe bürünmeye başladı. Bu durum seçimlere ne kadar etki eder Bekleyip, göreceğiz…

HANGİ BARONLAR!

Küresel savunma harcamaları 2013 yılında 1.702 milyar Dolar civarında gerçekleşmiştir. On yıl öncesinin (2004) savunma harcamaları (1.359 milyar Dolar) dikkate alındığında, bu rakam %25’lik bir artışa karşılık gelmektedir. Son on yılda (2002-2013) kaydedilen savunma harcamaları ortalamasıyla bir önceki on yılın (1994-2003) değerleri mukayese edildiğinde küresel savunma harcamalarının %43 oranında arttığı görülmektedir.

Bu uzun erimli genel artış eğilimine karşın, son iki yılda (2011-2013) -1998’den beri ilk kez- savunma harcamalarında -%2’lik bir azalma yaşanmıştır. Bölgesel bazda, orta erimde (2009-2013 dönemi 5 yıl) kaydedilen savunma harcamaları ortalaması esas alındığında sırasıyla; Amerika (780 milyar Dolar), Avrupa (411 milyar Dolar), Asya ve Pasifik (372 milyar Dolar), Orta Doğu (123 milyar Dolar) ve Afrika (37,1 milyar Dolar) küresel dağılımı oluşturmaktadır.

Orta erimde son beş yıllık (2009-2013) savunma harcamaları ortalaması bir önceki beş yıllık (2004-2008) dönemle mukayese edildiğinde, artış eğiliminin Avrupa’da oldukça düşük olduğu (%4), Amerika Kıtası’nda (%16) ve Orta Doğu’da (%20) orta seviyede, Asya ve Pasifik (%33) ile Afrika’da (%41) ise diğer bölgelere oranla yüksek olduğu görülmektedir. (Kaynak: SIPRI, Military Expenditure database (1998-2013), (2014).

***

Aynı esaslar üzerinden kıta içi alt bölgelerin savunma harcamaları analiz edildiğinde, Kuzey Afrika (%74), Orta Amerika ve Karayipler (%46), Doğu Avrupa (%42) ve Doğu Asya (%36) öne çıkmaktadır. Küresel ve bölgesel ölçekte genel itibariyle orta erimde savunma harcamalarında genel bir artı eğilimi görülmekle beraber, ülke bazında yapılan incelemeler; güvenlik sorunu yaşayan ve çoğunluğunu gelişmekte olan devletlerin oluşturduğu grubun aksine Batılı devletlerin savunma harcamalarını sabitlendirme veya azaltma yoluna gittiğini, bu kapsamdaki bütçenin büyük ölçüdezorunlu idame giderlerine ve daha düşük maliyetli modernizasyon projelerine harcandığını göstermektedir.

Küresel ve kıtasal bazda beş yıl öncenin savunma harcamalarındaki değişim (2009 ve 2013) irdelendiğinde ise; Afrika’nın %34 (10,9 milyar Dolar artış), Ortadoğu’nun %23 (25 milyar Dolar artış) ve Asya ve Pasifik %15 (51 milyar Dolar artış)’lik artış eğilimine karşın, Avrupa’da -%3,3 (-14 milyar Dolarazalma) ve Amerika’da -%9,5 (-76 milyar Dolar azalma) oranında azalmanın gerçekleştiği görülmektedir.

Bu durum 2009 ve 2013 yılları arasında toplam -3,1 miyar Dolarlık azalmaya karşılık gelmektedir. Görüldüğü üzere inceleme ölçeği yeteri kadar daraltıldığında savunma harcamalarında esasen net bir artıştan söz etmenin mümkün olmadığı görülmektedir.

2013 yılı itibariyle, savunma harcamalarında birinci sırayı 640,221 milyar Dolar ile ABD almıştır. Bunu Çin Halk Cumhuriyeti (188,460 milyar Dolar), Rusya Federasyonu (87,836 milyar Dolar), Suudi Arabistan (66,996 miyar Dolar), Fransa (61,228 milyar Dolar), İngiltere (57,891 milyar Dolar), Almanya (48,790 milyar Dolar) ve Hindistan (47,398 milyar Dolar) takip etmiştir. Türkiye ise 19,085 milyar Dolar ile sırasıyla Kanada (18,460 miyar Dolar), İsrail (16,032 miyar Dolar), Kolombiya (13,003 miyar Dolar) ve İspanya’nın (12,765 miyar Dolar) önünde yer almıştır.

Türkiye’de savunma sanayisinin (tedarik ve modernizasyon) kullanabileceği rakam yaklaşık olarak savunma bütçesinin %19’u kadardır. (TASAM).

NOT: Bugün, 26 Ekim 2015 Pazartesi. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!