Arap Baharı Azerbaycan?a Mı Yöneliyor

Abone Ol

24 Aralık 2010 yılında Tunus ta başlayan Yasemin

Devrimi , hızla adını Arap Baharı na çevirdi ve her tarafı kan gölüne çeviren

bir kasvet sardı Ortadoğu yu.

O gün bu gündür kan ve gözyaşı durmadı bölgede. Bir halk

Cumhuriyeti kurmayı başarmış, halkına devletin petrol gelirini bir şekilde,

adil olsa da olmasa da dağıtmayı ilke edinerek uygulamaya koymuş olan

Kaddafi yi de götürdü bu bahar rüzgârı.

Öyle bir rüzgâr ki, önünde ne Tunus durabildi, ne Libya,

ne de Mısır. Bu cehennemde esen bahar rüzgârının yönünü kim Ortadoğu ya

yönlendirdiyse, iyi yazmış senaryosunu gerçekten de. Bir gün umarım bu rüzgâr

döner dolaşır, kendisini de bulur.

Suriye nin Dera kentinde açık bir kapı bulup Suriye ye de

2011 yılının Mart ayında girmeyi başarmış olan bu bahar rüzgârı, baharın

müjdecisi olmaktan öteye kasırgaya dönüşmüş durumda. Yüz binlerce canı aldıktan

ve de iki bin yıllık bir medeniyeti yok ettikten sonra şimdi de gözünü

Kafkasya ya çevirdi.

Bölgede faaliyet gösteren terör grupları, Ortadoğu dan

Kafkasya ve Orta Asya ya geçişin köprüsünü oluşturan Azerbaycan a yönelmeye

hazırlanıyorlar. Ağızlarını sulandıran da Bakû petrolleri.

Bölgedeki terör gruplarının başını çeken IŞİD in üst

düzey kurmayları, daha bu yılın başında faaliyetlerini Azerbaycan a

kaydıracakları mesajını üstü kapalı da olsa verdiler ve altyapılarını -sağlam

bir şekilde- oluşturmak için hazırlıklara başladılar.

IŞİD in Suriye de verdiği mücadele içinde Azerbaycan

vatandaşlarının da yer alması, anlayana Azerbaycan da nelerin yaşandığının

mesajını açık bir şekilde veriyor. Azerbaycan hükümetinin ülkede radikal

düşüncelere sahip dini kuruluşların ve siyasi partilerin faaliyetini yasaklamış

olmasına rağmen, bir şekilde radikal İslamcıların, ülke içinde kendilerine

faaliyet alanı yarattıklarını ve üstü örtülü bir şekilde derinden bir çalışma

içine girdiklerini göstermekte.

Son yıllarda Azerbaycan da geniş Vahabi cemaatlerinin

ortaya çıkması, ülkedeki laik yapının yıllar içinde oluşturduğu dini

bilgilerden yoksun bir yaşam tarzı nedeni ile ülkeye hatip olarak gönderilen

Vahabi misyonerlerin görevlerini başarılı olarak yerine getirdiklerini ortaya

koyuyor. Günümüzde artık yüzyılların Şii gelenekleri ve yaşam tarzı yerini,

Vahabi inanış ve geleneklerine bırakmış durumda. Bu hatipler geceleri camilerde

ders verip gençlerin beyinlerini yeniden formatlıyorlar.

Azerbaycan da halen merkezlerinin nerede bulunduğu ve

liderlerinin de kimler olduğu bilinmeyen Meşa (Orman) Gardaşları ile Jaysul

Allah (Cünd-ul Allah-Allah ın Ordusu) adlı radikal dini kuruluşlar yaptıkları

açıklamalar ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev e ve ekibine karşı

silahlı bir mücadele başlattıklarını duyurdular. Azerbaycan hükümetinin

Çeçenistan dan geldiklerini düşündüğü bu kişilerin verdikleri ifadeleri ve

yazılı itirafları tüyler ürpertici. Silah alabilmek için Bakû deki hangi

büyükelçilikten nakdi, ayni ve bilgi yardımı aldıklarını şüphe duyulmayacak net

bir şekilde belirtmiş durumdalar. 

Geçmiş yıllarda Türkiye de yaşanan Derin Devlet ile

mücadele, 17 Ekim günü Azerbaycan Milli Tehlikesizlik Nazırı (Milli

İstihbarat) Eldar Ahmed Mahmudov un, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev aleyhine

faaliyetlere göz yumduğu, bilgilerin kendisine ulaşmasına rağmen tedbir

almadığı ve Cumhurbaşkanını yaşanacak gelişmelerden haber etmediği için

görevinden alınması ile Azerbaycan da da resmen başladı.   

Azerbaycan ı sıkıntılı günlerin beklediği kesin. Allah

Korusun Azerbaycan ımızı