Anayasa yapamıyoruz, hiç olmazsa değiştirelim!

Abone Ol

Yeni özgürlükçü sivil bir anayasa yapılması yıllardan

beri hep gündeme gelir. Ne var ki, bu iş halkın seçtikleri tarafından bir türlü

gerçekleştirilemez. AK Parti için 2002 yılında Meclis teki sandalye sayısı

itibariyle yeni bir anayasa yapma imkanı var iken, yüzde 36 oy oranı ile yeni

bir anayasa yapılamaz, yapılsa da haklın iradesini temsil etmez iddiaları

karşısında geri adım atıldı. Aradan iki seçim geçti AK Parti son seçimde yüzde

51 oy aldı ama bu defada Meclis teki sandalye sayısı tek başına yeni anayasa

yapma hususunda adım atamayışının gerekçesi oldu. Yani yerim dar , yenim dar

meselesi. Ancak, buna rağmen yeni anayasa yapılması Türkiye nin gündeminden hiç

düşmedi. Son olarak bu hususta Meclis te bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu

oluşturuldu. Meclis te temsil edilen 4 partiden eşit sayıda üyenin katıldığı bu

komisyonda uzlaşma ile yeni bir anayasa hazırlanması içir harekete geçildi.

Geçildi ama bir türlü istenen sonuç alınamadı. Gelinen noktada dört parti 48

madde üzerinde uzlaşma sağlayabilmiş durumda. Şahsen dört partinin uzlaşması

ile yeni bir anayasa hazırlanamamasını sürpriz olarak görüyor değilim. Hatta

beklediğim bir sonuçtu. Bu husustaki düşüncelerimi bu köşeden çeşitli kereler

dile getirdim. Keşke yanılmış olsaydım, dört parti uzlaşarak özgürlükçü sivil

bir anayasa metnini hazırlamış ve halkın oyuna sunulacak bir hale getirmiş

olsalardı.

Uzlaşma Komisyonuna verilen sürelerin her bitişinde yeni

süre verildi. Buna rağmen istenen sonuç elde edilemedi. Kısacası, partiler hem

yeni anayasa hususunda isteksiz davrandılar hem de Masadan kalkan biz

olmayacağız diyerek yeni anayasa yapılamayışının suçlusu olarak diğer

partileri gösterme çabasına girdiler. Netice itibariyle gelinen noktada 48

madde üzerinde uzlaşma sağlanabilmiş ve komisyona son bir süre daha verilmiş

durumda. Meclis Başkanı Sayın Çiçek topluma ümit şırınga ederken Başbakan

Erdoğan Komisyondan ümidini kesmiş olacak ki, diğer partilere sürpriz bir çağrı

ile üzerinde uzlaşma sağlanan 48 maddenin Meclis e getirilmesini teklif etti.

Bu teklife diğer partiler ilk anda müspet bir yaklaşım sergilediler ya da öyle

bir görüntü vermeyi tercih ettiler Kısacası, mademki anayasanın tamamını

yenileyemiyoruz, hiç olmazsa üzerinde anlaştıklarımızı uygulamaya sokalım

yaklaşımı sergilendi. Ancak, bunda da ilk baştaki tavır kalıcı olmadı. MHP

Genel Başkanı Bahçeli grup başkan vekilinin kabul ettiği  teklife zamansız diye karşı çıktı.

Bu noktada uzlaşılmış maddelerin Meclis ten geçirilmesine

karşı çıkılırken, uzlaşılamamış maddeler üzerinde uzlaşma sağlayacaklarını

beklemek gerçekçi olur mu

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Meclis te temsil edilen

partilerin bazıları için önemli olan yeni sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmak

değil, darbe anayasasını yürürlükte tutmak ama bunun sorumlusu olarak

diğerlerini göstermekten ibarettir. Kısacası, uzlaşma ile yeni anayasa

yapılamayacağını kanıtlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Aslında temel

hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması hususunda sorun yoksa yeni anayasa

yapılması işinin şimdiye kadar çoktan sonuçlandırılması gerekirdi. Eğer

sonuçlandırılamıyorsa, bilinmelidir ki bazı siyasiler özgürlükçü sivil bir

anayasa yerine darbe anayasasını tercih ediyorlar demektir. Bir bakıma darbeci

zihniyetten özgürlükleri esas alan anayasa beklemek gerçekçi olmaz/olmuyor.