Bismillâhirrahmanirrahîm!
GEÇTİĞİMİZ hafta sonu Millî Gazete Avrupa Ofisi’nin davetlisi olarak Almanya’daydım. İki ayrı eyalette, “Millî Basın Günü, Millî Gazete Okur Yazar Buluşması” programları yapıldı. Halkla İlişkiler Başkanı Talip Ulusoy, üç gün bize rehberlik etti. Gurbetçi kardeşlerimizle buluşturdu. Millî Gazete’nin vefakâr ve sadık okurları, ekibimizi yalnız bırakmadı. Programın organizesini Saadet Stuttgart’ın Basın Yayın Başkanlığı yaptı.
İlk program Pazar günü kahvaltılı olarak Ludwigsburg’da başladı. Programda Stuttgart eyaletinde yayımlanan iki gazete sahibi de vardı. Biri Türkçe yayınlanan “Kilim” gazetesi sahibi Denizli kökenli Ali Batmaz; diğeri de Almanca yayımlanan Welt Heimat-“Dünya Evimiz” gazetesi sahibi Binali Özoğlu! Her ikisi de birer konuşma yaparak, bölgesel gazeteciliğin sorunlarını anlattılar.
Programda öncelikli olarak Millî Gazete konuşuldu. Saadet Stuttgart Bölge Başkanı Ömer Şengül, Hasan Bitmez’e rahmet okuyarak başladığı konuşmasında; “Millî Gazete’nin Millî Görüş hareketinin hafızası olduğunu” belirterek, “Millî Gazete istikamet beyanıdır ve hak çizgidedir. Biz de hak ve hakikatin yanındayız; hakikate sahip çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
Millî Gazete Avrupa Ofisi adına konuşan Dr. Mehmet Karacabey de, “Siyaset bir sanattır. Siyasetsiz olmaz. Farklılığımız zenginliğimizdir. Millî Gazete de hak davanın gür sesidir” görüşünü seslendirdi. Halkla İlişkiler Sorumlusu Mehmet Ergün ise şunları söyledi: “Millî Gazete, bir ailedir. Sahibiyse siz okuyucularımızsınız! Hayatta yılmayalım, boşluk bırakmayalım. Dağ ne kadar yüksek olsa da, yol onun üstünden geçer.”
ÖNCÜ GAZETE
LUDWIGSBURG’DAKİ programa katılan üç kişiyi unutamayacağım: Tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına rağmen programın önemini fark ederek programa gelen Tekin Ulusoy’u; Türkiye ve Almanya’da Saadet’in bütün programlarına katılmasıyla tanınan Kayserili Cemal Aslan ağabeyi; yaşlılığına rağmen 50 km uzaklıktaki Sindelfingen’deki evinden programa katılan Trabzonlu Temel Sahih büyüğümü!
Programda sıram gelince, Millî Gazete’nin çığır açan öncü bir inanç ve fikir gazetesi olduğunu; inanç esaslarından taviz vermeden bugünlere geldiğini; kâinat çapında bir dava olan Millî Görüş hareketinin medyada temsilciliğini yaptığını; Türkiye’de ve dünyada insanlığı bekleyen Siyonist tehlikeye karşı hepimizi uyardığını anlattım.
Erbakan Hoca, Millî Gazete’yi gözü gibi korur; uygun ortamlarda gündem yapar; bütün gazeteler getirilip önüne konduğunda ilk eline aldığı gazete Millî Gazete olurdu. Millî Gazete’nin hakkı, hakikati haykırması çok önemliydi. Bu sebeple; “Ceketimizi satar, Millî Gazetemizi çıkarırız” derdi. Erbakan Hoca’nın şu sözleri, bütün dünyada medyanın ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yetiyor: “Bir ülkede haksızlıklar medya yoluyla destekleniyorsa, zulüm devam ediyor demektir.”
Millî Basın Günü’nün ikinci durağı Baden Wüttemberg eyaletine bağlı Karlschule kentindeki Saadetli kardeşlerimizin hizmet mekânıydı. Saadet Karlscule Başkanı Beyazıt Şimşek, aynı gün yapılması gerekli bir görevde olduğu için telefonla aramak nezaketi gösterdi. “Teşkilât Başkanı Tuncay Öztaş öncülüğünde programa hazır olduklarını” belirtti. Başkanı aratmayan seçkin bir toplulukla karşılaştık.
ÖRNEK HOCAEFENDİ
KARLSCHULE’DEKİ “Millî Gazete Okur Yazar Buluşması” hemen hemen Stuttgart’taki program formatında geçti. Okuyucular da görüş ve sorularıyla etkinliğe katkı sağladılar. Bir hanım okuyucunun, “Millî Gazete çocuklarımız için de bir sayfa oluşturabilir mi?” sorusu önemliydi. Yöneticiler not alarak konuya el atacaklarını söylediler. Gazetenin daha iyi olması konusunda gelen teklifler sonuna kadar dinlendi.
Almanya ziyaretimde gördüm ki, yaşanan hareketli şartlar Millî Görüş kadrolarının “kabuğunu kırması”nı sağlamış. Sen-ben çekişmesinin faydasızlığı görülmüş. Dernek, cemiyet ve diğer bütün muhataplarını “hedef kitle” olarak görmeye başlamışlar. Örneğini yaşayarak gördüm. Akşam namazı sonrası Levent Pusmaz kardeşimiz; “Rastatt’ta DİTİB’in Hayır Çarşısı var. Anadolu kültüründen yemekler yiyelim” dedi.
DİB’e bağlı DİTİB’e vardık. Caminin avlusu, yemekhanesi, camisi adeta ana baba günü! Binlerce insan! Yemekhaneye geçerken caminin hocası bizi güler yüzle karşıladı. Nezih bir ortam olan “Şark Köşesi”ne aldı. Nefis Anadolu yemeklerinden faydalandık. Gelenlerle tanıştık. Hepsi bizim insanımız! Kucaklaştık, muhabbet ettik. Ezan okununca cami bölümüne geçtik.
Namazı kıldık. Dua bitince caminin muhterem hocası Artvin kökenli Mustafa Büyükbaş cemaate; “Arkadaşlar! Türkiye’den Millî Gazete yazarı bir misafirimiz var; bir selâm verecek” dedi ve mikrofonu elime verdi. Canlarımızla kısa bir hasbihal ettik. Konuşma sonrası hepsi bizimle, birbiriyle musafaha ettiler. “İnsanımız birbirini özlemiş” diye düşündüm. Görevimizi yapalım; göreceksiniz, gerisi gelecek.”