KİRACI olan bir kimsenin rahat edebilmesi için mülk
sahibi ile arasının iyi olması şarttır. Ev sahibi ile arası iyi olmayan yani
onun kurallarına göre bir davranış biçimi ortaya koymayan kiracının rahat
etmesi mümkün değildir. Peki, yeryüzünde Allah ın kurallarına göre yaşam biçimi
sergilemeyen kadın/erkeğin rahat etmesi mümkün müdür; hayır, değildir. Çünkü
Allah; lehül-mülk yani mülkün sahibidir. Oyunu kuralına göre oynamak gerekir.
Oyunu kuralına göre oyna(ya)mayan oyuncu sahadan yenik ayrılır.
Allah ile arası iyi olmayan anne ile babanın,
memurun/işçinin, subayın/yargıcın, şairin/yazarın, esnafın/patronun, çoban ile
cumhurbaşkanının kısacası toplumların veya devletlerin rahat yüzü görmesi söz
konusu olamaz. Bu içi boş bir iddia değildir. Tarih masallar yığını değildir.
Tarih bu düşüncenin atölyesidir; onu okuma ve anlama yetisi olanlar pekâlâ
görebilirler.
Nemrut ve Firavun, Ad ve Semud kavmi, Lut kavmi ve Roma
Pompei nin sonları; Allah ve onun peygamberi ile arası iyi olmayanların
durumuna işarettir. Emeviler / Abbasiler, İspanya Endülüs İslam Devleti /
Osmanlı Devletinin acınacak sonları ve son üç yüz yıldır İslam coğrafyası/dünya
Müslümanlarının hali; resmedilen fotoğrafın bir göstergesidir.
Avrupa ve Amerika nın ya da Hindistan ve Çin in diğer bir
ifade ile 21. yy. insanının görünen tablosu da bu değil midir; sağlıklı
beslenme, yeterli barınak, güvenlik ve mutluluğa hasret kalmak. Ahlaksızlık,
beyaz kadın ticareti, uyuşturucu belası, yoksulluk, yetim çocuklar, dul
kadınlar ve öldüren savaşlar; denizlerde son bulan göçmen / mülteci hayatları;
Yeryüzünün her bölgesinde bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Ama egemen güçler
bunun neden / niçinleri ve sebep / sonuçlarını saklamayı başarmaktadır.
Allah ile insanın arasının iyi olmasının ölçüsü; yalnızca
onun varlığını ve birliğini kabul etmek değildir. Yüce Rabbe inandığını
söylemek ve vicdani bir mesele olarak kabul etmek yeterli değildir. Batı
düşüncesinin ürettiği Ateizmin (Allah a ve ruhi değerlere inanmayı ve dini reddeden ) yumuşatılmış hali olan;
Agnostisizm (tanrının varlığının ya da yokluğunun, ilmi olarak nereden türediğinin bilinmediğini veya
bilinemeyeceği); Deizm (vahye dayalı tüm dinleri reddeden tek tanrı inancı)
felsefesi; Allah ile arayı düzeltmeye asla yetmeyecektir.
Ahiret inancı olmayan, yapılan tüm davranışların ceza ve
mükâfat değerleri bulunmayan; Uzakdoğu ve Hint dinleri mensupları ile Post
modernist felsefenin ürünü seküler/laik algılı Müslümanların da Allah ile
aralarının iyi olması düşünülemez.
Ve yine Müslümanlar adına; pratikte yer bulmayan, birey
ve sosyal hayatta söz sahibi olmayan ancak buna rağmen; Allah a, Peygamberine
ve Kur an-ı Kerim e iman söylemleri; Allah ile barışık olmaya yeterli
olmayacaktır.
Kiracı rahat etmek istiyorsa ev sahibi ile arası iyi
olmalıdır. Yeryüzünün kiracıları olan insanların rahat etmesi ise kendilerini
ve evreni yaratan Allah ile barışık olmaları ve aralarının iyi olmasına
bağlıdır.
Bu ise İslam ın; kafada düşünce, hal ve harekette ibadet
ve sosyal hayatta sistem haline gelmesiyle mümkün olacaktır.