Gündem

Alim ve arif arasında fark var

Alim ve arif arasında fark var

Abone Ol

Alim ve arif arasındaki farkı edebiyatımızın meşhur simalarının yaşadığı bir tecrübe ile açıklamaya çalışalım: Reşat Nuri Güntekin, Anadolu Notları isimli gezi yazılarında, Ömer Seyfettin‘in alimler ve arifler arasındaki farka işaret ettiği yaşanmış bir olayı şöyle aktarır:

"Ömer, mekteplerden birinde edebiyat muallimiydi. Merhumu yakından tanımış olanlar pek iyi bilirler; bazen bir şeyi diline dolar, günlerce onu tekrar ederdi. O zaman da bir şey tutturmuştu: "İlim başka, irfan başka... Arif başka, alim başka diyordu.

Derin bilgisi ve çok okumasıyla şöhret almış bir muallim arkadaşı bir gün Ömer‘e takılmak istedi: "Ömer Bey, ‘ilim başka irfan başka‘ diyorsunuz. Ben buna pek akıl erdiremiyorum. Lutfedin de bana bunu bir anlatın" dedi.

Ömer Seyfettin, "başkadır cancağızım dedi. Kızmazsanız bir misalle anlatayım. Mesela siz çok okumuşsunuz, alimsiniz, fakat arif değilsiniz. Bizim serhademe  (başhademe) okumamıştır. Binaenaleyh alim değildir, fakat ariftir" Muallim arkadaşı biraz bozuldu. Fakat Ömer darılacak bir insan olmadığı için renk vermedi. Herkesle beraber güldü, geçti.

Sekiz, on gün kadar sonraydı. Ömer bir gün muallimler odasına sevinçli bir havadisle girdi. ‘Müjde‘, diyordu. ‘Avusturalya‘dan iki yüz vagon şeker geliyormuş... Şeker dehşetli ucuzlayacak‘  Ömer sık sık İttihat ve Terakki Merkez-i Umumisine gidip geldiği için diğer bazı arkadaşlarla beraber alim dediğimiz arkadaş da havadise inandı ve memnuniyet gösterdi.

Bir iki dakika sonra odaya giren Serhademeye Ömer, aynı havadisi tekrar etti. Fakat o pek seviniyor gibi görünmedi, terbiyeli bir tavırla ‘inanma beyim, yem borusudur bu. Avustralya şekeri bulsa kendisi yer‘ dedi. Ömer çocuk gibi ellerini çırparak zıplamağa başladı. Alim arkadaşına; ‘Yalan mı söylemişim cancağızım‘, dedi. ‘Bak siz bütün ilminize rağmen bu havadise inandınız. Fakat o yutmadı, cancağızım. Çünkü onda ilim yok ama irfan var. "

İşte alimle arif arasındaki fark böyle bir şey olsa gerek. Alim bir bilen iken, arif,  bir sezen konumunda. Arifler güçlü sezgileri ve olayların arka planına bakma kabiliyetleri ile ön plana çıkarken, alimler daha çok analize tabi tutulmamış safi bilgileri ile ön plana çıkıyorlar.

Kimin alim kimin arif olduğunu Allah bilir, ancak bilinmesi gereken bir şey varsa her insanın kendi ekseninde bir tecrübe yumağı olduğudur. En tepe yöneticinin de, en üst makamdaki kişinin de, hiyerarşik olarak ve eğitim bakımından seviyesi ne olursa olsun en alt düzeyde bulunan çalışanın da fikirlerine değer vermek gerek. Kurumlar, şirketler partiler, okullar, medya kuruluşları ancak bu şekilde başarılarına başarı katabilirler.