Akıllar bozulunca

Abone Ol

Korunması, geliştirilmesi gereken “akıl” nimetimiz, ne yazık ki, “ifsad” projelerinin, araçlarının saldırısınca zorda...

“Yapay zekâ” gelecekte demans, bunama, unutkanlık ve Alzheimer hastalığı riskini artırır, hayal ufku kısıtlı, hantal, aptal, ahmak, uyuşuk, düşünemeyen ve fikir üretemeyen “geri zekâlı bir toplum”a kapı aralar! (Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın)

Sayın hocamız; "yapay zekâ"nın, "geri zekâlı bir toplum"a kapı aralayacağı tehlikesine dikkat çekerek, ilgilileri uyarıyor. Bu, açıkça, en büyük nimetlerden/değerlerden "aklın" ifsadı/bozulması/çelinmesi demektir. Bütün değerleri ifsada odaklı Siyonistler, tüm araçları kullanarak bir firavun yöntemi olan "aklın çelinmesi"ni de benimseyerek uygulamaktadırlar. Allah'ın yarattığı fıtrat, tahrif edilerek, her çeşit ifsat, ıslah adıyla yapılmaktadır. (Bakara/11, 12, 205 Nisa/118-119 Zuhruf/54)

Akılları bozulmuş, tefrikaya düşürülmüş toplumların yönetilmesi, sömürülmesi, köleleştirilmesi, tam da Siyonist ideolojiye/tek dünya devleti sapkınlığına uygun gözüküyor. Dünyada bütün insanların nefretini kazanabilmek de az akıl değil mi?

"Yapay zekâ"; aklı bozan/çelen özelliğiyle de Siyonizm’e hizmet etmiyor mu?

 “Yapay zekâ” da, haram lokmalar da aklı bozuyor... Haram lokmalar kalbi ifsad eder/vicdan terazisini bozar; insan yanlış ölçür, tartar. “Kalp bozulunca, bütün organlar da bozulur/salih ameller de işlenemez...” (sav) Yanlışları doğru görür. Yanlış yaptığına/gördüğüne inanmaz ki, tevbe istiğfar etsin.

* Allah’tan (cc) başka veliler edinenler de “yanlış” yolda olduklarına inanmazlar. (Araf/30)

* Kur’an hükümlerini görmezden gelenlere şeytan musallat ve kılavuz edilir; şeytan onları yoldan çıkartır; onlar da kendilerini “doğru” yolda sanırlar. (Zuhruf/36-38)

“Yapay zekâ”nın aklı, ruhu nerde?

KALB, BÜTÜN ORGANLARIN BAŞI VE ÂMİRİDİR... Eğer o bozulursa bütün organlar bozulur ve o düzelirse diğer bütün organlar da düzelir... KALB AĞACIN GÖVDESİNE, diğer organlar ise AĞACIN DALLARINA benzer... Dallar ağacın gövdesinden aldıkları gıda ile beslenir, ona göre iyi veya kötü olurlar... KALB; bir ÜLKENİN HÜKÜMDARI, diğer organlar da o HÜKÜMDARIN HALKI ve ASKERLERİDİR...

Rızkımız/kazancımız bizi yönetir. Fıtratımız; helal lokmaya göre programlanmıştır. Lokmalarımız/kazançlarımız bizim aklımızı, vicdanımızı, amellerimizi, istikametimizi etkiler, belirler. Haram kazançlar, bizim doğruyu-yanlışı fark etmemizi engeller; yanlışları, doğru zannettirir. Haram kazanç; yalan söyletir, salih amellere, duaların kabulüne engeldir. Hastalık ve her çeşit musibetlere sebeptir. Haram kazançlar/lokmalar kanımızı kirletir, amellerimizi de bozar...

Kirlenen tenimizin/bedenimizin, kanımızın temizlenmeye ihtiyacı olduğu gibi, günahlarla kirlenen kalbimizin, nefsimizin de arınmaya ihtiyacı vardır. "Nefsini arındıran kurtulur…" (Şems/9)

Haram kazanç; kalbimizi/vicdanımızı da olumsuz etkiler; "yanlış" olan şeyleri, "doğru" olarak görürüz. Vicdan terazimiz bozulunca her şeyi yanlış ölçer, değerlendiririz, maazallah...

Midemize giden haram lokmaların, kalbimizi kirletip bozduğu gibi, aldığımız yararsız, zararlı/zehirli bilgiler de hem aklımızı hem de kalbimizi bozmuyor mu? Hem kazançlarımızın hem de öğretim ve eğitimimizin "besmele"li (helal kazanç, milli eğitim) olmasına ihtiyacımız yok mu?

 "Zamanımızda iki büyük hastalık var: İlki ribasız/faizsiz kazanç/lokma yok; girmediği yere kokusu sinmiş. Haram malın kimseye faydası olmaz... İkincisi de "besmelesiz" bilim/öğretim-eğitim. Bunlar, bütün sorunların sebebidir." (H.Şaban Ef. ks)

Nerdeyse "normalleşen" faizci ekonomi ve "milli" olmayan eğitim sistemiyle nereye?

"Yapay zekâ"da, haram lokmalar da aklı bozuyor...

Aklımızı kim koruyabilecek?

 İçinde bunaldığımız düzenden/çıkmazdan kurtulmak için, toplum olarak, kendimizi düzeltmeye ihtiyacımız var. (Rad/11). Bunun için de akla muhtacız… Akıllarımız da, sürekli olarak, saldırılarla çeliniyor, bozuluyor. Bu Siyonist bir ifsad projesi, ne yazık ki, başarı ile uygulanıyor. Alkol, madde bağımlılığı, internet bağımlılığı, haram lokmalar, yapay zekâ vb. araçlarla akıllar feryatta...

Akıllar çelinince/bozulunca, toplumların güdülmesi kolaylaşır. Halk hem bölünmeli hem de akıllar çelinmeli. Firavun yöntemi... Sürüyor...

Sorun; temelde bütünüyle bir düzen sorunudur; insan fıtratıyla uyumlu/milli/ahlaki bir eğitim ve hukuk… biricik çözümdür...

Eğitim ile hukuk, tohum/çekirdek ile toprağa benziyor. İkisi de fıtratla/toplumun değerleriyle ve birbiriyle uyumlu/barışık olmalı ki, toplumda adalet ve barış/saadet olabilsin. Verimli toprakla, sağlam tohumu/çekirdeği emekle buluşturduğumuzda, ekin/meyve de bereketli ve güzel olabilir. Toprak da, tohum da yabancı/GDO’lu/yapay olduğu için bozuk/zulüm düzeninde bunalımdayız. Toprağımızı (hukuk) da, tohumumuzu (eğitim) da düzeltmek ihtiyacındayız. (Araf/58, Rad/11)

Kendimizin/toplumun düzelmesi için de, öncelikle bizi kuşatan ifsadın/bozgunculuğun/zulmün önlenmesi/engellenmesi gerekiyor: "Def'i mefsedet, celbi menafi'den evla'dır." (Bozgunculuğun/zulmün engellenmesi, faydaların/ıslahın/adaletin sağlanmasından önceliklidir.) (Mecelle)

Küresel (ifsad) zulüm düzenini, hak/adalet temelinde İlahi bir düzenle değiştirmekten başka çare yoktur, vesselam.