AK Parti İktidarı Nasıl Bir Anayasa Hazırlayacak?

Abone Ol

Son yazılarımızda bu ülkede 1071’den bu yana hükümfermâ olan Anayasalarla ilgili bilgi vermeye çalıştık. 1961 ve 1982 Anayasaları üzerinde durmaya lüzum görmüyoruz. Zira bu Anayasalar, Tek Parti devrinde yapılan Anayasa değişikliklerinin ve yapılan devrimlerin gölgesinde hazırlanmıştır. Bu Anayasalar rengini Tek Parti devrinden almışlardır. En bâriz vasıfları, 1876, 1921 ve 1924 Anayasalarında İslâmiyet’e açıkça vurgu yapılırken, bu Anayasalarda İslâmiyet’in “İ”sinin dahi yer almamış olmasıdır. Şimdi bir kere daha “yeni Anayasa” hazırlanması gündemde. Peki Ak Parti iktidarı nasıl bir Anayasa hazırlayacak? Ortada henüz açıklanmış bir taslak yok. Ancak hazırlanan Anayasanın rengini az-çok belli eden ifadeler var. Şöyle ki: 15 Temmuz öncesinde TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman, “Laikliği Anayasadan çıkaralım. Laiklik bir kere yeni Anayasada olmamalıdır” demişti. Bu söz üzerine ortalık toz-duman oldu. Sen misin bunu diyen? CHP, HDP ve TÜSİAD başta olmak üzere bazı sivil toplum kuruluşları İsmail Kahraman’ı topa tuttular. “Laikliğin bekçisi olacağız!” dediler. “Laikliğe yan bakana yan çakarız!” mânâsına gelen ifadeler sarf ettiler. O ifadeleri sütunlarımıza taşıyacak değiliz. Ne var ki, Ak Parti cenahından da bu tepkicilere destek verir mahiyette açıklamalar geldi. İşte bunlardan birkaçı:

Ak Partili Sayın Mustafa Şentop; “Laiklik maddesinin Anayasadan çıkarılmasını tartışmadık bile. Ak Parti’nin teklifinde laiklik var” dedi. 

Ak Parti Grup Başkan Vekili Naci Bostancı şu açıklamayı yaptı: “Ak Parti’nin laiklikle ilgili problemi yoktur. Anayasa taslağında böyle bir gündemimiz de yoktur.”

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan ise konu ile ilgili özetle şu açıklamalarda bulundu: “Meclis Başkanımız kendi kanaatini ortaya koymuştur. Benim biliyorsunuz düşüncelerim bellidir. Mısır’da yaptığım konuşma çok çok önemli. [Sayın Erdoğan o konuşmalarında bütün İslâm ülkelerine laikliği almalarını tavsiye etmişti].”, “(…) Anayasada İslâm vurgusuna gerek yok.”, “(…) Bunların hepsi boş şeyler.”, “Ben bir Müslüman olarak inancımı yaşayabiliyorsam mesele bitmiştir.”, “Laiklik, her inanç grubu için güvencedir.”

Bu konuşmalara bakıldığında, Ak Parti iktidarının ve bu partinin kurucusu Sayın Erdoğan’ın Anayasa ile ilgili temel görüşlerini az-çok anlayabilmekteyiz. Ancak unutulmasın ki, bu konuşmalar 15 Temmuz’dan önce yapılmış konuşmalardır. 15 Temmuz’da bu millet tarihe geçecek bir tavır ortaya koydu. Şimdi bazıları, “bu tavrın Anayasa ile ne ilgisi var?” diyebilir. Şahsen bana göre çok yakın ilgisi var. Bu millet elinde bayrağı ile ve dilinde tekbirlerle hangi ruh yapısına sahip olduğunu ortaya koydu. Bu ruh yapısı yeni Anayasaya aksetmezse, o Anayasa nasıl bu milletin Anayasası olur?

Daha önce, “Ak Parti İktidarı Tek Parti Devri’nin Hamallığını ve Hâmiliğini Yapmayı Bırakmalı” başlıklı yazımızda görüşümü belirttiğim için tekrara girmeyeceğim. Ancak şu kadarını söyleyeyim; şayet Ak Parti, Tek Parti düzenini devam ettirmeye karar verirse, 15 Temmuz’un gerçek kahramanları da kararlarını, desteklerini ve sevgilerini gözden geçirmeye karar verir. 15 Temmuz gecesi bir kere daha görülmüştür ki, bu millet, “gözü küllü” bir millet değildir. 

Anayasa değişikliği işi ciddi ise bu meselenin ciddiyetle ve açık yüreklilikle konuşulmasına imkân ve fırsat tanınsın. Sayın İsmail Kahraman’a yapıldığı gibi yapılacaksa, ne anladık bu işten? Ülkemizin bir ateş çemberinde olduğunu herkes görüyor. Bu çemberden kurtulmak, üç kıtaya değil, bütün kıtalara açılmak için yiğitçe hamleler yapmak lazım. Bunun yolu da; “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” düşüncesinden geçmez. Gerçek kurtuluş ve istiklâl için yılana ve bütün yılanlara dokunmak lazım. Bu millette bu iman ve şuûr varken, gerisini yılanlar düşünsün…