İmam-ı Gazali rahmetullahi aleyh İhya sında Hz. İsa
aleyhisselama atfedilen bir sözü nakleder. Hz. İsa aleyhisselam demiştir ki:
Yalanı çok söyleyenin güzelliği;
İnsanlarla mücadele edenin mürüvveti gider.
Ahlâkı kötü olanın da, daima canı sıkılır. (Gazali,
İhya, C/3, Sf: 266, Bedir Yay, İstanbul, 1979)
İslâm ahlâkı, Allah tan başka her şeye tapmaktan
vazgeçmekle başlar.
İmansızlık ahlâk kaidelerini de dumura uğratır.
Ahlâk dinden ayrı bir şey değildir; din hükümlerinin
doğru ve tam olarak yaşanmasından doğan bir haldir. İslam ın gayesi, güzel
ahlâkı yaşatmaktır.
İman ve ibadet esasları ile ahlâkı ayırmanın imkânı
yoktur.
İman yönünden en mükemmel olan ahlâkı en güzel olandır.
(Hadis)
İnsanların birbirleriyle olan münasebetleri hem zaruri,
hem de devamlıdır. Bu münasebetlerle ilgili ilimleri öğrenmek kadın-erkek
herkese farz-ı ayndır.
Siyasi ve ictimai ahlâka sahip olmayan bir mükellefin
İslâm a hizmeti mümkün değildir.
Medreselerin kapılarına Edeb ya Hû yazılmasının sebebi
her şeyden önce edebin talep edilmesinin hikmetinden dolayıdır.
Beni Temim kabilesinden bir grup Medine ye gelince
Bilal-i Habeşi, Ammar bin Yasir gibi sahabelerle alay etmişler.
Hz. Safiye ye Yahudi nin kızı, Yahudi demişler.
Ebu Cehil in oğlu İkrime Müslüman olduğu halde onu
tanıtırken, Bu gördüğünüz adam ümmetin Firavun unun oğludur demişler.
Durumu bu zatlar Peygamber Efendimize (S.A.V.)
bildirmişler bunun üzerine Hucurat Suresi ndeki konu ile ilgili ayetler nazil
olmuştur.
Kendi nefsi için istediğini kardeşi için istemeyen
kâmil manada iman etmiş olamaz (Hadis).
Bu, ahlâkın iman ile ilgisini gösterir.
Bir gün Peygamber Efendimiz (S.A.V.) etrafındakilere:
Size nafile namaz, oruç ve sadakadan daha önemlisini
haber vereyim mi Dediğinde;
Buyur ya Resulûllah diyen sahabelerine:
Dargın olan iki mü mini barıştırmaktır. Çünkü dargınlık
dini kazır, buyurmuşlardır.
Bunlar ahlâkın temel taşlarıdır.