Ah bir adam olsa

Abone Ol

Kalpazanlık, kumar, fuhuş ticareti, uyuşturucu ticareti, çek-senet mafyası, hortumculuk, yetkililere yağdanlık bütün bunlar kolay yoldan köşe dönmek için yapılan işlerdir.

Zayıf imanla, olmayan amelle cennete gidebilmek için o kolay yoldan kazandığı paralardan bir kısmını hayır kuruluşlarına vererek, şeyh elini öperek, kesin cennete götüren bir duayı okuyarak cenneti garantilemek kolaycılığa kaçmaktır.

Ülke sorunlarının tamamını verdiği oyla siyasilere yükleyivermek de kolaycılığa kaçmaktır.

 Daha önce anlattığımı zannettiğim bir fıkraya göre gündüz vakti kadınlar koyun sürüsünü sağarken aç bir kurt sürüye saldırır. Korkudan bir araya gelen kadınlar hep birden : "Aramızda bir erkek olsaydı." derlermiş. Bakmışlar ki çoban da kadınların arasında o da aynı şeyi söylermiş. Kadınlar çobana dönüp : "Sen erkek değil misin " demişler. Çoban erkekliğini hatırladıktan sonra kurt un üzerine yürür ve sürüden çıkarır.

Bizler kadın- erkek hepimiz "Bir adam olsa bu ülke kurtulur"  diyoruz da  "O adam ben olacağım" demiyoruz.

Tenimizin gıdası olan yeme, içme, giyme ve barınma konusunda ekmeği aslanın ağsından alabiliyoruz.

Bazı uyanıklarımız Amerikalı şirketleri bile uyutup dolarlarını cebe indirebiliyor ama din konusunda vatan konusunda konuşmaya gelince "Bir adam çıksa" diyerek sorumluluktan sorumsuzluğa kaçma kolaylığını tercih ederek kaybediyoruz.

İlgisiz kaldığımız alanlarda o sahanın iyi adamlarını bile göremediğimizden yok zannedebiliriz.

Herkes kendi üzerine düşen görevi yapmalı. Çalıştığı iş veya ilim dalı üzerinde çalışarak tenin gıdasını, sorumlu olduğu ailenin ihtiyaçlarını, ülkenin kalkınması için onun omuzlarına düşen yükü taşımaya çalışırken bu dünyada neyi nasıl ve niçin yaptığını öğrenmek için de Kur an ı okumaya, manasını anlamaya, anladığını uygulamaya çalışmalıdır.

Tenimiz topraktan geldiği için gıdası topraktan geliyor. Onu helal ve temiz olarak kazanıp kullanırken canımız Rahman dan geldiği için onun gıdası Rahman dan gelir. O gıda Kur an dır.

Can kuşunu Kur an gıdasıyla beslemezsek aç kalan insanın ağaç kabuklarını bile yediği gibi can gıdasını alabilmek için İngiliz, Fransız, Amerika, Çin düşünürlerinin beyinlerinin salgısıyla doymaya çalışırlar.

Kur an inerken Mekkeli müşrikler Sevgili Peygamberimizden altından köşk, bağ, bahçe, fışkıran sular istemişler. (bak: İsra 90-93)

Bağ, bahçe, köşklerde oturanlar, Kur an medeniyetine sahip olamamışlar ama Kur an medeniyetine sahip olanlar mimariye, suya, yollara, taşa,  toprağa,  mermere, medeniyetin mührünü vurmuşlar.

"Ben Kur an ı okudum bir şey bulamadım" diyenler ağzı kapalı göle girip de  "Susuzluğum geçmedi" diyenler gibidirler.

Sonra Kur an ı roman okur gibi okumayacağız. Allah ın Rasulü nasıl okumuş Nasıl anlamış, anladığıyla nasıl amel etmiş O na bakacağız. O nun hayat kumaşını kendi hayatımıza örnek kabul ederek ilmek ilmek işleyeceğiz. Bak o zaman nasıl olur.