Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor.
Kamuoyunda hep isimler tartışılıyor.
Filancayı mı seçelim, falancayı mı A nın hakkıdır, hayır
B nin hakkıdır
Bizce üzerinde durulması gereken asıl mesele yine
gözlerden kaçırılıyor.
Önce o makamın adını telaffuz etmeli. Başkanlık mı, yarı
başkanlık mı, cumhurbaşkanlığı mı Her kafadan ayrı bir ses. Yeni kurala göre
halk seçecek. Başka herhangi bir özellik sayılmamış. Aslında halkın seçecek
olması da bizce bir aldatmaca. Çünkü belirli sayıda milletvekilinin önerisi
olmadan halk istediğini seçemiyor. Halbuki halkın seçmesi demek birilerinin
önerisine ihtiyaç duymaksızın, belirli sayıda vatandaşın da önerisi ile aday
gösterilebilmenin mümkün olmasıdır.
Diğer bir husus, yeni kuralların arasında, o makamın
yetkilerinde ve adında bir değişikliğin bulunmamasıdır. O halde halkın seçmesi
durumunda da yetkiler açısından herhangi bir değişikliğin olmayacağını
göstermektedir. O halde başkanlık ya da cumhurbaşkanlığı ismi arasında yetkiler
açısından bir fark bulunmamaktadır.
Halkın seçtiği cumhurbaşkanının daha etkili olacağı
iddiaları da boştur. Çünkü kullanılacak yetkiler zaten bellidir. Bazı yetkiler
var idiyse ve şimdiye kadar kullanılmadı ise, eski cumhurbaşkanlarının var olan
yetkilerini kullanmamış oldukları anlamı doğmaktadır.
Bunlardan da önemlisi o makama kim seçilirse ne yapmayı
vadetmektedir
Dünyayı, İslam dünyasını ve ülkemizi ilgilendiren devasa
boyutta sorunlar var.
Mesela dış politikada yıllardır yanlış adımlar
dolayısıyla yapayalnız kalmış bir Türkiye. Birleşmiş Milletler teşkilatının
Haçlı ve Siyonist yanlısı uygulamaları. İslam ülkelerinin bölünmüşlüğü,
sömürülmesi, zulüm ve işkence altında tutulması. İslam Birliği konusunda
atılacak adımlar. Ülkemizde bulunan ve kontrolümüzün olmadığı silah tesis ve
cihazlar. Komşularımızla ilgili sorunlarımız. Kıbrıs politikamız, doğudaki
sorunlarımız, başıboş iç göç ve getirdiği sorunlar. Eğitim ve kültür
politikalarımız. Gelir dağılımındaki adaletsizlikler. İşsizlik ve istihdam
sorunu. Yanlış tarım ve sanayi politkaları. İhracat ve istihdam dengeleri,
bütçe açıkları... Daha bir sürü birikmiş sorunlar.
Seçilecek olan kişinin bu sorunlara bakışı ne olacak
Hangi çözümleri hangi yetkilere dayanarak üretecek
Bunların hiç birisi, konuşulmayı bırakın gündeme bile
getirilmiyor.
Peki, halk seçecek deniyor da, halk kimi, neden, niçin
seçecek Kime hangi projelerinden dolayı oy verecek Kim hangi projelerinden
dolayı aday gösterilecek
Varsa yoksa belli isimler tartışılarak vakit öldürülüyor.
Kişilerin cebinde belli makamların tapusu var da biz mi
bilmiyoruz
Bu seçimi bari oldubittiye getirmeden, vakit varken enine
boyuna konuşarak ve projeleri tartışarak yapalım.
Seçim deyince biz bunu anlıyoruz...
MAKAM SEVDASI
Sakın iftiralara(!) kanmayın,
O lütfen meydanlara çıkmış!
Makam sevdalısıdır sanmayın,
Bu yiğide meydanlar acıkmış!..