Ağıtlar…
Ah kör olası ağıtlar…
Renksiz, dilsiz ve sessiz ağıtlar.
Ah ağıtlar…
Mazlumun duası olan ağıtlar…
Bir yerde kimin mazlum olduğunu anlamak için yakılan ağıtların diline bakın… Hangi dilde yakılırsa ağıtlar bilin ki orada mazlum olan onlardır. Zira ağıt gönülden yakılır, gönle yakılır, gönül yalan bilmez, dil yalan der ancak gönül de yalana yer yoktur.
Ağıtlar acının coğrafyasında yakılır… Acının dilidir ağıtlar…
İnsanın en saf hali, insanın insanlığa yaklaştığı en önemli andır gönlün taşması… Gönül bazen sevdaya taşar bazen hüzne taşar. Gönül bazen taşamaz acı içinde kalır insanın… Sevdaya taşan gönülden muhabbet sadır olur. Hüzne taşan gönülden türküler yükselir. Ve Ağıtlar feryadın adı taşamayan gönüllerin dile gelmiş halidir… Ağıtlar çaresizliğin ve ezilmiş insanın gönül feryadıdır.
Nice dillerde nice ağıtlar yakıldı bu topraklarda… Ölümlere, tükenişlere, acılara, mazlum bakışlara, sevdalara ağıtlar yakıldı bu topraklarda… Oysa acının dili yoktur. Acının rengi hiç yoktur. Nice dillerde aynı acı yankılandı aynı feryat yankılandı… Aynı hasret dile gelip ağıtlarla ağlaştı…
Gözyaşı…
Damlalar damlaları kovalar, ırmakların kaynağı olan gözyaşı…
Ah gözyaşı…
Ne kadar da saf ve temiz, ne kadar acı ve gerçek…
Ağlar insan. Ağlamak en güzelde insana yakışır. Öz ağlamadan göz ağlamaz. Özü ağlayan ise pas tutmaz. İnsan kalbini bir kere gözyaşı ile yıkadı ise artık o insandan kötülük sadır olmaz. Gözyaşı cehennemi söndürür der erenler… O yüzden mazluma kızılmaz, boyun uzatana kılıç vurulmaz. Gözyaşı şişeleri en değerli hazinelerindir bu coğrafyanın. Bir millet düşünün ki gözyaşını saklayacak kadar gözyaşı dökmüş, hamuru sadakatle gözyaşı ile yoğrulmuş.
Gözyaşı… Bakmayın gözden süzülür gözyaşı, esasında o ruhun dilidir. O yüzden gözyaşının kokusu yoktur. Maddidir ancak ruhanidir rengi yoktur. Gözü yaşaran kişinin gönlü engin ve geniştir. Kalpten ağlar insan kalbine doğru… Gözyaşı döker inciler misali hayat verir cana hayat verir canana…
Zaman
Sahte zaman…
Kandırır insanı avutur her an.
Ve zaman.
Sahte zaman.
Ağıtları susturur… Gözyaşını durdurur…
Nice acı yenik düştü zamana… Nice sadıklar kurban oldular zaman karşısında… Olmaz, unutulmaz denilen nice feryat nice figan zamana karşı varlığını koruyamadı. Zaman bir bir unutturdu kederleri, bir bir sildirdi acıları ve özlemleri… Ey zaman ne kadar da sahtesin…
Ve İnsan
Acizliğin vücuda gelmiş hali insan…
Ve insan…
Milyonlarca yıldır kovulmanın sancısı…
İnsan ayna insan mana.
İnsan yoklu insan ayrılık…
Ey insan ne kadar da zayıfsın… Ne kadar da naif… Acıları dahi koruyamadan var olmanın derdindesin… Oysa acılarınla var olacaksın. Ağıtlar yaktıkça tazelenecek ruhun, gözyaşların sulayacak toprağı… Yine unuttun acılarını, yine unuttun mazlumluğunu, yine unuttun sancılarını… Ey insan ne kadar yokluksun…