Ağabey diyor ki; sakın kibirlenme, pul olursun

Abone Ol

Fâni olan dünya malı için çalanlar, şahsî menfaatinin her şeyin üstünde olması için gayret gösterenler, böylece nereden geldiğini, nereye gideceğini unutanlar, kul hakkı yiyenler! Unutmayın ki bu dünya hiç kimseye kalmayacak.

Millete harcanması gereken parayla kendisine konak, köşk, saray, muhteşem villalar yapanların bu doyumsuz iştihasının önüne geçmek için gayret göstermeyenler, tam aksi bu gibileri savunanlar, onların zulmüne iştirak ettikleri için, Allah onları zalim ilan etmektedir. Zulme ses çıkarmayanlar da zulmü işlemiş gibi zulme dâhil olurlar.

Millete ait olanları gasbedenlerin, devletin bütçesini soyanların, örtülü ödeneği keyiflerince kullananların vebali çok ama çok büyüktür. Onun için Peygamberimiz Hz. Muhammed buyuruyor ki: “Devlet malından bir hırka bile aşıran, savaşta ölse bile şehit olamaz.” Yani, her kim olursa olsun, gizli-açık işlemiş olduğu fiilinden mutlaka sorguya çekilecektir.

Ülkemizin süper güç olması için mucize aramaya gerek yok. Ama çalmayan idareciye, rüşvet almayan siyasetçiye, yalan söylemeyen bürokrat ve gazetecilere, hastasını sömürmeyen doktorlara, bilimle uğraşan akademisyenlere, helal kazanmak için çırpınıp duran esnafa çok ihtiyacımız var.

Bir insan yanlışı alkışlıyorsa, onun fikri yok demektir. İnsan eğri ile doğruyu ayıramıyorsa, aklı kıt ve yok demektir. Ayrıca yalana, dolana, çalana, sömürene bir insan sahip çıkıyorsa, o insanın ahlakı yok demektir. Ahlakın dip yaptığı yerde de toplumun ayakta kalması mümkün değildir, insanlık tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Keşke insanlar uzaktan göründükleri gibi mükemmel, konuştukları kadar dürüst, sergilemeye çalıştıkları kadar samimi olsalar, hakkı tutup kaldırsalar, her taraf gülzar olurdu.

Maalesef bazı insanlar Cuma Namazı’nı kaçırmaz ama vergi kaçırmaktan da geri durmazlar. Domuz eti haram olduğu için yemezler ama kul hakkı yemeye tenezzül ederler. Sol elle yemek yemezler ama sağ elleriyle rüşvet yerler. Sorsan, onlardan daha Müslüman’ı yoktur. Bu gibi insanlar için söylenecek olan tek şey:

Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât,

Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde.

Bu sebeplerle toplumlar nefeslenememektedir. Onun için toplumda ahlak ve maneviyatımız her gün biraz daha çoraklaşmaktadır.

Bir insan, siyasetçi, bürokrat, meslek erbabı, esnaf, başını yastığına koyduğunda, bugün de hiç kimsenin dedikodusunu yapmadım, yalan söylemedim, hiç kimsenin hakkına da el uzatmadım diyerek şükredebiliyorsa, o insandan daha zengin kimse yoktur. Ayrıca hemen belirtelim ki, devlete, millete ait olanı çalan hırsızı, haksızı, vurguncuyu savunan, herkesten daha arsız ve ahlaksızdır.

Bugün için ülkemizde kıtlık var. Ama bu kıtlık ekonomik olmaktan ziyade iman, edep, hayâ, ahlak, saygı ve şükür kıtlığıdır. Onun için her türlü ihtilaf, her gün biraz daha artmaktadır. Bu hasletlerin buharlaştığı bir ülkede selamet olmaz, saadet olmaz.

Bir toplumun ayakta kalması, önce ahlak ve maneviyatın güçlü olmasına bağlıdır. Bir insanda ahlak, namus ve vicdan buharlaşırsa, artık o insandan hayırlı hizmet beklemek nafiledir. Bu değerlerden nasiptar olamayanlara da güvenilmez. Çünkü itin kavgası et, yiğidin, ahlaklının, namuslunun derdi devlettir. İt kemikle avunur, mert, doğru olan insan da ülke ve millet sevgisiyle övünür.

Bazı insanların doğruyu konuşmadıklarını, halk olarak biliyoruz. Yalan söylediklerini kendileri de bilmekte ama asla huylarından vazgeçmemektedirler. Hâlâ haram lokma ile zıkkımlanmaktadırlar.

Bu millet, diplomalarıyla kendilerini zeki zannedenleri, paralarıyla, mallarıyla kendilerini adam zannedenleri biliyor. Ayrıca bu gibilerin bilmişliğinden, kibrinden milletin nefret ettiği cümlenin malumudur. Hemen belirtelim ki, insan neye sahip olursa olsun, sahip oldukları onu insan yapmıyorsa, o ahvalde kocaman bir hiçtir.

Nitekim mayası bozuk olan hamurdan ekmek olmaz. Kanı bozuk olandan, harama devam edenden, rüşvet alandan, çalandan, sömürenden de adam olmaz. Çünkü bunlar samimiyetsiz ve ikiyüzlüdürler. İblise kuldurlar, Allah’tan habersizdirler.

Onun için:

· Canını yakanları,

· Verdiği sözleri unutanları,

· Yüzüne gülüp de arkandan iş çeviren sahtekârları,

· Seviyormuş gibi görünenleri,

· Dost görüntüsü verenleri,

· Çalan siyasetçileri, bürokratları,

· Yalan konuşan insanları,

· Arkandan kuyunu kazanları,

hiç düşünmeden gönül defterinden silerek, nefeslenmek lâzımdır. Zaten dürüst insanların fazla dostu, arkadaşı olmaz. Zira bunlar yalakalık yapmayı bilmezler. Hiç kimseye de boyun eğmezler.

Sonuç olarak:

Ömür dediğin nedir ki,

Bir ezanla, bir selâ,

İkisinin ortası yalan dünya.

Bugün sapasağlamsın,

Yarın yoksun meselâ.

Herkes buna göre hazırlıklı olmalı ve daima hakkı tutup kaldırmalı, şerden, batıldan uzak durmalıdır. Zira sen kulsun, sakın kibirlenme, pul olursun…

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.

“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 08.12.2025