Ağabey diyor ki; ateist, deist değil Müslüman olmak gerek

Abone Ol

Milletimiz, uzun yıllar, manevi değerlerden yoksun bir eğitime tabi tutulmuştur. Onun için de ülkemizde “ateizm”, “deizm” inancına sahip insanların sayısı artmaktadır. Oysa, “Mabudunuz tek ilâh olan Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.’ (Bakara/163) buyrulmaktadır.

Buna rağmen, deizm ilâhî dinlerin belirttiği anlamda bir ilâhın varlığına işaret etmekte, ateizm ise Allah’ın varlığını inkâr eden bir görüşü ifade etmektedir. Hemen belirtelim ki, ateizm, deizm ve nihilizm gibi akımlar Batı’da neşet eden ve ortaya çıkan din karşıtı akımlardır.

Malum, her devirde inkârcı akımların, marjinal grupların savunduğu düşünceler olmuştur. Bu anlayışlar Rönesans sonrasında hızla gelişerek, modern dönemlerde maalesef geniş kitlelerin düşünce ve yaşam biçimi haline gelmiştir. Gençler arasında ivme kazanmıştır. Bu da bilgisizlikten ileri gelmektedir. Çünkü yaratan, besleyen bir güç vardır. Bunu idrakten uzak yetişen nesli suçlama yerine, nesli tabi tuttukları milli eğitimi değiştirmeyenleri suçlamak gerekir. Zira kusur onlarındır.

Bir hadiste, Peygamberimiz: “Takat getirilemeyen belalara kendinizi maruz bırakarak zelil olmayın” (Tirmizî, Fiten, 67) buyurmaktadır. Zira hayat kimi zaman bollukla, kimi zaman yoklukla geldiği gibi, inançsızlık, ateistlik de hiç ummadığımız yerlerden üzerimize gelerek, tahribatını yapabilir. Böylece neslimizin manevi alanı çoraklaşır. O zaman da nefse hoş gelen ateizm, deizm, nihilizmin alanı genişler, nefse hizmet ziyadeleşir, insanlar böylece dünyevileşir. Arkasından mankurtlaşma gelir.

Müslüman olarak biz deizm, ateizmin tesirinde kalarak, onların rengine giremeyiz. Çünkü: “Allah’ın (verdiği) rengi boyandık. Allah’tan daha güzel rengi (bize) kim verebilir? Biz ancak O’na kulluk ederiz.” (Bakara/138) Onun için renk veren mantıksızlıklara asla iltifat edemeyiz. Biz, eğitimin bozukluğu sonucunda renk veren klik ve meşreplere, ideolojik totemlere de iltifat edemeyiz. Çünkü Türk milletinin kahir ekseriyeti Müslümandır. Ancak hâlâ din dışılık kılıcı, başımızın üzerinde sallanmaktadır.

Allah buyuruyor ki: “Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın ve dinsizlerin) bir hâkimiyeti yoktur. Onun (şeytanın ve dinsizsin) hâkimiyeti, ancak onu (şeytanı ve dinsizi) dost edinenlere ve onu Allah’a ortak koşanlaradır.” (Nahl / 99-100)

Hemen belirtelim ki; milli ve manevi değerlere önem vermeyen sistemlerin baskısı altında kalan, Allah’tan, peygamberden habersiz bir öğretime tabi tutulan, bir nesilden elbette maneviyat beklenemez. Bu akıl almaz durumun müsebbibi, yıllardır gençlerimize bu çarpık eğitimi dayatanlardır. Bu sistem sayesinde, milli ve manevi değerler dejenere edilmiş, vatan ve millet sevgisi buharlaşmış durumdadır.

“De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. (Çünkü) Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân/31) buyrulmaktadır. Yani Allah’a yakın, putlardan, firavun ruhlulardan, tâgûtlardan, totemlerden de uzak duralım ki selamete ulaşabilelim.

“Allah, inkâr edenleri ve zalimleri (putperestleri, Karun ruhluları) asla bağışlamayacaktır. Onlara asla bir çıkış yolu da göstermeyecektir.” (Nisâ/168) buyrulmakta, böylece ateizm, deizm peşinde koşanların akıbeti belli olmaktadır. Malum, zulüm cezasız kalmaz. İmansızlık taşıyan kavramların peşinde koşanların akıbetleri hüsranla son bulacaktır. Onun için ateist, deist değil, Müslüman olmak ve Müslüman gibi yaşamak gerekir.

Allah’ın (hâşâ) deist, ateistlerin yaptıklarından habersiz olduğu sanılmamalıdır. Zira: “Allah onların cezalandırılmalarını, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim/42) Bunların yaptıklarının cezasız kalmayacağı ferman buyrulmaktadır. Unutmamak gerekir ki; bu tehdidi dikkate almayan deist ve ateistler, din dışılık peşinde koşanlar, dünya ve ahirette huzur bulamayacaktır.

Sonuç olarak:

Ateizm, insanları ruhen fakirleştiren ve onun en büyük iyiliklerini gasbeden bir cehalettir. Milletin ahlakını, dinini tahrip eden en büyük zehir, ateizm ve deizmdir. Bir milletten Allah fikrini kaldırırsanız da geride ateizm ve menfaat için yaşayan bir toplum kalır.

Nitekim dinsiz insan ve dinsiz toplum, bir manada suyu çekilmiş değirmen gibi boş ve manasızdır. Bir başka manada da engel tanımayan sel suları gibi korkunç ve tehlikelidir. Çünkü ateizm ve deizm, insanın temiz yaratılışını bozar, insanı en yırtıcı hayvan derecesinden daha aşağıya düşürür.

Ali Ulvi Kurucu’nun dediği gibi:

Çıldırdı beşer, döndü de fânilere taptı,

Dinsizliği alkışlayarak âbide yaptı.

Menfûr idi mücrîm gibi, dindar olan insan,

Dipçikle ezilmişti, göğüslerdeki iman.

Baykuşları bülbül diye alkışlayan eller,

Kopsun da kırılsın, o deni kirli kalemler.

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.

“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 29.12.2025