Hâkim milletin üstün kılıcı… Böyle diyordu, Hitler. Barış, adalet, sadece, üstün ve hâkim milletin kılıcıyla kalıcı olur.
Irkçılığın geldiği yeri göstermesi açısından yukardaki sözlere dikkat edilmelidir.
Sınırların zayıfladığı… İnternet çağının mesafeleri yok ettiği bir dönemde, ben seçildim, istediğimi yapar, dilediğim gibi kararlar alırım diyen, bu dönemin Adolf Trump, insanlığın yüzkarası diye tarihe geçecek bir karar aldı.
Yedi müslüman ülkenin insanlarına kapılarını kapattı.
Bu devirde bu karar alınır mı? Hayretler içinde kalan topluluklar, dünya geriye mi gidiyor diye endişelenmekte haklı.
Irkçılığın, müslüman düşmanlığının bu denli tavan yaptığı, dışa vurumun can sıktığı ülke Amerika. Hâlbuki Amerika göçmenler diyarı.
Farklı coğrafyadan gelip Amerikalı olan insanların memleketinde, bu izansızlık, bu köhne kafa nasıl doğdu?
Trump’un böyle yapacağı belliydi. Seçim sathı mahallinde söyledikleriyle, şu an yaptıkları örtüşüyor. Amerika’nın yeni başkanı değil, Hitler’i olacağım demişti dolaylı. Bugün için bu iddiasını gerçekleştiriyor.
Trump’u anlamak mümkün… Bu keresteden böylesi bir yapı çıkar.
Lakin adı Müslüman olan ülkelerin durumu iç karartıcı, umutsuzluk verici.
Uyuşturulmuş, tepkisiz, ilkesiz, ülküsüz insanlar… Geleceğe ait hayalleri olmayan, gayeleri olmayan toplumlar.
İstikbale yazık ediyoruz.
Bir araya gelip konuşamıyoruz. Müslümanlar, kendi problemlerini, karşılaştıkları bu tip vakalarda ortak kararlar, ortak tavırlar geliştiremiyorlar.
Hac vazifelerini ifa ederken, birbiriyle konuşmayan, dertleşmeyen müslümanlar… Sadece birbirine bakarak hac ibadetlerini yerine getiriyorlar.
Ötesi… Ötesi yok… Lal oluyoruz birbirimize.
Ümmet olmanın gerekleri yok. Birbirimizin derdiyle dertlenmenin icabı yok. Birlikte geleceği kurmak, geleceği beraber kuçaklamak… Acıyı sevinci beraberce yudumlamak yok.
Yok, olduğu için de, Trump’lar bize hakaret etmeye devam ediyorlar.
Güçlü bir İslam topluluğu olsaydı… Güçlü, organizeli, gelişmiş, sanayisini tamamlamış, düşünce çeşitliliği kazanmış bir müslümanlar topluluğu olsaydı, seçildim, beni halkım seçti diye, trump bu herzeleri yer miydi?
Aslında bu musibetten hayır çıkarmak gerekir.
Dönüp, nerde yanlış yapıyoruz, neden bir araya gelip konuşamıyoruz, tartışamıyoruz, diyebilmeliyiz.
Adı Müslüman olan milletlerin entellektüelleri nerede? Neden ortak sesleri olmaz, ortak tepkileri neden geliştirmezler?
Şairlerimiz, yazarlarımız, sanatçılarımız… Nerdeler?
Müslümanları mezhep, tarikat, anlayış kavgasına sürükleyen dış mihrakların suratına tükürmek gerekmez mi?
Niye onların oyunlarına geliriz?
Amerika yargısı, bu kararı durdu… Lakin bu kararın alınması hepimiz için dönüm noktası, kafamızı kaldırmamıza vesile olmalıdır.
Yeni bir dirilişe ve öze dönüşe… Temennim budur.