'Adil (Ekonomik) Düzen' yeryüzüne hâkim olacaktır

Abone Ol

Ekonominin kuralı şudur. İş yaparsınız, üretim olur,

çalışanlar kazanır, tesis sahipleri kazanır, devlet kazanır, sermaye sahipleri

de kazanır. / Yatırım yapmazsanız işsizlik olur, herkes zarar eder. / Sermaye

en büyük kârı elde edelim diye üretimi yarıya düşürür, böylece elde ettiği

malları iki misli fiyatla satarak fahiş kâr elde eder. / Onların münkeri

emretme ve marufu nehy etmesi sadece dilde/sözde kalan bir şey olsa sabredip

geçeriz. Ama onlar aynı zamanda tekel oluşturup yatırımları kısmakta ve böylece

fiilen ülkeyi krizlere götürmektedirler. İşte zulüm düzeni budur. İnsanları

insanlıktan çıkarırlar. Herkesi kendi içtihadı ile hareket ettireceklerine,

kendilerinin çıkarlarına göre hareket ettirirler. Yatırımları da yarıya

indirerek insanları yarı aç yarı tok gezdirirler. Vergi kaçırırlar. KDV kanunu

çıkarırlar, KDV yazarlar ama uygulamazlar. Saf olan müminleri kandırmak için bu

tür kanunlar çıkarırlar, sonra da sinsice istihza ederler.

İnsan topluluk içinde özgür yaşayacak şekilde

yaratılmıştır. İnsan kendi çıkarı ile topluluğun çıkarını birleştirmektedir.

Çıkar paralelliği içinde ancak topluluk içinde özgürce yaşanabilir. / Onlar ise

yalnız kendi çıkarlarını düşünmeye başlamışlardır. Sonunda topluluk da onların

çıkarını değil kendi çıkarını düşünmeye başlamıştır. / İşte bugünkü kayıt

dışı yani kayıtsız ekonomi budur. Bugünkü dış ticaret açığı budur. Bugünkü

bütçe açığı da budur. Bugünkü ekonomik krizler budur. / Sonuç olarak

günümüzde sosyal tufan seviyesinde var olan sorunlar da işte budur. (s. 5;

752. hafta seminerimizdeki tevafukları aktarıyorum...)

Münafık kişiler değil de münafık topluluk; işte onlar

fasıktırlar. Münafık kişiler kendi çıkarlarını düşünmüşlerdir, toplulukla çıkar

çatışmasına girmişlerdir. Münafık yöneticiler ise topluluğun düzenini

bozmaktadırlar. Ekonomik krizler ortaya çıkarmaktadırlar. Topluluğun ahlâkını

bozmaktadırlar. Fısk öyle bir suçtur ki yalnız o suçu işleyenleri değil tüm

halkı rahatsız eder. Münafık kişiler değil de münafık topluluklar bu ülkeyi

parçalamak ve dağıtmak istemektedirler. Onlara bu gözle bakmamız

gerekmektedir... / Allah onlara lânet etmiştir. Bu lânet dünyadaki lânettir.

Topluluk onları dışlamıştır, onları bertaraf etme savaşı içindedir.

Türkiye deki seçimler hep onları lânetleme seçimidir. Mazi sigası ile

getirilmiştir. Yani onlar topluluk tarafından dışlanmıştır. O sebepledir ki hep

onlar fesat çıkarmakta ve seçim dışı iktidarların peşinde koşmaktadırlar. /

Bugünkü Türkiye mizi Tevbe Suresi ndeki bu ayetlerin ışığında iyi tahlil

etmemiz gerekmekte; ne yapmamız gerektiğini de yine buralarda öğrenmemiz

gerekmektedir. / Burada ve onlar için mukim azab vardır denmektedir. Bu

mukimlik dünya azabıdır. Âhiret azabı hâlid azabdır. Dünyada mukim azab vardır.

Demek ki bunlar varlıklarını Adil Düzen de de sürdürecekler, ne var ki Adil

Düzen de azabları mukim olacaktır.

Ülkemizde, Viyana dan itibaren başlayan yenilmeler sürüp

gitmiş, her geçen gün aleyhte olmuştur. Büyük azablara girilmiştir.

İktidardakiler kurtuluşu Batılılaşmakta bulmuşlar. Cumhuriyet döneminde

Batılılaşma zirveye ulaşmış, dinsizleşmeye kadar gitmişti. Sakarya da geri

dönüş başlamıştı ama halkımız derin azap içinde olmuştur.

Bu durum yalnız Türkiye ye mahsus değildi. Tüm İslâm

âlemi böyle olmuştu. Yalnız İslâm âlemi değil, tüm ehli kitap huzursuzluk

içinde idi. 1973 te MSP ile CHP koalisyon yaptı. O tarihten sonra dünya

değişmeye başladı. Savaş büyüdü büyüdü, bugün en yüksek seviyededir. Mahir

Kaynak ın da tesbit ettiği gibi; savaşın meydan muharebesi Türkiye de cereyan

etmektedir. Savaş bir kısım münafıklar ile diğer münafıklar arasında devem

etmektedir. Daha müminler cephe kuramadılar. 1967 de İzmir de Akevler olarak

başlayan müminler cephesine katılanlar sonra onlarla bir oldular. Ama şimdi

gömlek çıkarmış ve Adil (Ekonomik) Düzen i bırakmış olarak devam

etmektedirler. Biz şimdi uzaktayız. Bu eski yol arkadaşlarımızın yanımıza

dönmelerini bekliyoruz, bunu ümit ediyoruz.

Yakında Adil (Ekonomik) Düzen yeryüzüne hâkim

olacaktır. İşte o zaman münafıkların azabı mukim olacaktır. Bizim asırlardır

çektiğimiz azab mukim olmayacaktır. Zafer kazanacak ve üçüncü binyılımızı diğer

binyıllar gibi galibiyetimizle tamamlayacağız. Onlar ise hep azab içinde

olacaklardır. Çünkü son beşyüz yıldır biz azab içindeyiz ama onlar bizden daha

fazla azab içindedirler. Çünkü birbirlerini yiyorlar. Biz ise her zaman ümitli

olmuşuzdur. Çeyrek asır gibi bir dönemde en karanlık dönemimizi geçirdik ama

hep ümitli olduk. Zaferimiz yakındır... (s. 6, 7; KUR AN VE İLİM 752. hafta

-yani geçen hafta- seminer çalışmamızdan Devamı var )