Önceki dört yazımızda konu ile ilgili olarak TEŞHİS ile ilgili yazılar yazdık…
Bundan sonraki yazılarımızda TEDAVİ yani çare ve çözümler yazılacak…
“Bir İslam Ekonomisi Disiplini: Adil Ekonomik Düzen”; Dr. Sema Yaşar.
Bu bölüm şu açıklamayla başlıyor: “Modern bankacılık sistemi olarak da adlandırılan kısmi rezerv bankacılığı sisteminin ekonomi üzerinde neden olduğu istikrarsızlıklara ve bunların sonucunda toplumda ekonomik anlamda meydana gelen sorunlara çözüm yolları araştırılmıştır.” Sonra, özellikle 1929 Büyük Buhran sonrasında yapılanlar anlatılıyor… Anlatılanlar uzunca ve önemli, özellikle konunun uygulayıcıları istifade etmeli…
İslam ekonomisi açısından önemli olan bölümle devam edelim: “Oluşan kaydi paranın ekonomi üzerinde neden olduğu negatif etkilerin yanı sıra faiz ile işlem görüyor olması bu sistemin İslam ekonomisi ilkeleri ile bağdaşmamasına neden olmakta ve İslami açıdan büyük bir sorun teşkil etmektedir. İslam ekonomisinde para ve mal farklı iki kavram olarak değerlendirilmektedir. Bu iki kavram arasındaki en önemli ayırt edici özellik ise malın bir doyma noktası olmasına rağmen paranın doyma noktasının olmamasıdır (Prof. Dr. Osman Eskicioğlu, 2009). Bu noktada İslam ekonomisine göre para bir mal değil, mala ulaşma aracıdır. Dolayısıyla para ihtiyat ve spekülatif amaçlı değil, bir mal ve hizmeti temin edebilmek amacıyla sadece mübadele amaçlı olarak talep edilmelidir. Paranın bu özelliği ise her malın bir bedeli olduğu, paranın da bir mal olması sebebiyle bedelinin faiz olduğu gerekçesi ile faizi savunanların bu görüşünü bertaraf etmektedir. İslam ekonomisine göre faiz, pek çok önemli sorunun temel kaynağını oluşturmaktadır. Toplum içerisinde sermayenin özgürce dolaşmasının önündeki en büyük engellerden biri faizdir. Ayrıca sermayenin yoksullardan zenginlere doğru akmasına neden olarak gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da artırıcı bir etki oluşturmaktadır. Faizli alışverişlerde taraflardan sadece biri fayda sağlamakta iken diğeri zarar etmektedir. Bu ekonomik zararlarının yanı sıra faizli sistem cimrilik, bencillik, duyarsızlık gibi duyguların toplumda artış göstermesine neden olmaktadır. Ayrıca insanların arasındaki merhamet ve dayanışmayı azaltarak sosyal açıdan da birtakım olumsuz etkiler meydana getirmektedir.
İslam ekonomisinde faiz, emeksiz kazanç elde edilmesine fırsat sunması sebebiyle bir sömürü aracı olarak değerlendirilmektedir. Kaydi para oluşumunun faiz getirisi üzerine temellendirilmesi neticesinde reel ekonomiden ziyade finans ekonomisinin hâkimiyet alanının genişlemesi ve buna bağlı olarak da ekonominin dış şoklara karşı savunmasız bir hale gelmesi gibi nedenlerle İslam ekonomisi faizi tamamen yasaklamaktadır. Para talebinin de sadece işlem amaçlı olması gerektiğini belirten İslam ekonomisi kuralları gereği özünde faiz kazancı elde etme amacını barındıran spekülatif amaçlı para talebi tasvip edilmediği için gerçekte olmayan, spekülatif amaçlı kullanılan, üzerinden ciddi miktarlarda faiz geliri elde edilen kaydi para konusunda da İslam ekonomisi düşünürlerinin büyük çoğunluğunun olumsuz görüşe sahip olduğu belirtilmektedir (Prof. Dr. Sugözü, 2017: 193-203). Tüm bu sebeplerle İslam ekonomisinde faize yer verilmemekte, bu sebeple para arzı konusunda da kısmi rezerv sisteminin aksine tam rezerv sisteminin önemini vurgulayan bir yapı mevcut olmaktadır.
İslam ekonomisi gelir dağılımı adaletini benimseyen, varlığın adil paylaşımından yana olan, yoksulların ihtiyaçlarını göz ardı etmeyen, insanların içinde yaşadıkları topluma karşı sorumlu oldukları fikrini benimseyen bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla da enflasyon oranlarındaki artış, borçlanma, haksız kazanç, gelir dağılımı eşitsizliği ve akabinde meydana gelebilecek yoksulluk gibi unsurlara neden olan faiz, İslam ekonomisi tarafından kabul görmemektedir. Netice itibariyle kısmi rezerv sistemine bağlı olarak bankalar tarafından oluşturulan ve faiz getirisi üzerine temellendirilen kaydi para da İslam ekonomisi ilkeleri gereği kabul görmemekte, bunun yerine yatırılan vadesiz mevduatın bankada tutulmasını öngören tam rezerv sistemi teşvik edilmektedir.”
TEDAVİ yani çare ve çözümleri de içeren Dr. Sema Yaşar’ın “Bir İslam Ekonomisi Disiplini: Adil Ekonomik Düzen” çalışma konusu ile kaldığımız yerden devam edeceğiz…