Adaletin katli

Abone Ol

 Eğer bir patron, kendisine yalakalık yapmadığı için dürüst ve başarılı bir işçisini itip kakıyor ve haklarını gasp ediyorsa; Bir anne çocukları arasında ayırım yapıyor, daha başarılı olanı göklere çıkarırken daha zayıf olanı yerden yere vuruyorsa; Bir eğitimci öğrencilerinden birini diğerlerine üstün tutuyorsa;

Bir kişi, elindeki çöpleri alt kattaki komşunun üzerine doğru savuruyorsa;

Bir vatandaş diğerinin sırasını gasp edip, öne geçiyorsa; Bir baba sorumluluklarını yerine getirmediği gibi, çocuklarını rızık kapısı olarak görüyorsa;

Bir yaşlı vaktini ilim ibadet ve tefekkürle geçireceği yerde eğlence peşine takılıyorsa;

Bir genç, diğerini uçuruma sürüklüyorsa;

Bir kişi yalan ve hile ile makam sahibi olabiliyorsa;

Erdem ve faziletler hak ettiği yere koyulmazken, yalan, hile, kibir, kin, nefret ve yalakalık en geçerli akçeye dönüşüyorsa, bilmelisiniz ki, o toplumda adalet hunharca katledilmiştir. Adaletin yeniden ikamesi ise anne-babaların sorumluluğundadır. Çocuk dünyaya geldiğinde yaşama dair hiçbir şey bilmez. Fakat iyiliğin çekirdeği genetik kodlarında mevcuttur. Anne-baba çocuğun fıtratında yer alan bu çekirdeği geliştirmeli ve yeşertmelidirler. Unutmayalım, iyiliği ayakta tutan temel dinamik adalettir. O yüzden anne-babanın çocuğa ilk kazandırması gereken duygu da bu olmalıdır. Çocuğa adalet bilinci vermek için sınırları çizilmiş eğitim ortamlarına ihtiyaç yoktur. Anne-baba çocuğa bu duyguyu, kardeşleri,  arkadaşları ve yakınları ile ilişkileri üzerinden öğretebilirler. Fakat kesinlikle ihmal etmemelidirler. Zira yapılan bütün haksızlıkların temelinde adaletsizlik vardır. Ve yapılan her haksızlık sahibine negatif enerji olarak geri döner.