Abdülkadir Özkan, 0 asparagas haberi nasıl ortaya çıkardı?

Abone Ol

Önceki gün rahmet-i Rahman'a kavuşan, gazetemizin yarım asırlık şahitlerinden Abdülkadir Özkan'ın Milli Gazete’deki bir yazısına dikkatinizi çekmek istiyorum.

Şunları kaleme almıştı, rahmetli;

* "...Birkaç gündür bir magazin programında -hem de program yayınlanmadan- Bülent Ersoy'un söylediği sözler medyada tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ersoy'un sahne yasağının kaldırılması için kendisinden meşhur bir siyasetçinin yüklü miktarda para istediği şeklindeki iddiası üzerine akla ilk gelen isimler Mehmet Ağar ve Sadettin Tantan yaptıkları açıklama ile bu iddiayı yalanladılar. Bu arada Mehmet Ağar açıklamasında Bülent Ersoy'dan para isteyen siyasetçiyi tanıdığını ancak adını söylemeyeceğini, bu siyasetçinin bir sağ partinin başında bulunmadığını da belirterek bütün dikkatlerin bir anda Deniz Baykal'ın üzerine yönelmesine zemin hazırladı. Devreye Baykal'ın muhalifleri de girince işin Baykal'a ihalesi gecikmedi."

* "Şahsen Baykal'ın Bülent Ersoy'un yasağını kaldırmak ve ilgili yerlere rüşvet olarak dağıtılmak üzere para istemiş olabileceğine kesinlikle ihtimal vermiyorum ve Baykal'ın böyle bir iddia ile yıpratılmaya çalışılmasını doğru bulmuyorum. Sadece biz değil medyanın önde gelen kalemleri de Baykal'ın böyle bir iddianın muhatabı olmasından rahatsızlıklarını ifade etmeye başladılar ve savunmayı kendileri için bir görev bildiler. Böyle bir davranışı yadırgıyor ya da eleştiriyor değilim..."

***

Merhum Abdülkadir Özkan bu olaydan yola çıkarak...

Esasen Türk basınının ne durumda olduğunu...

Geçmişte kendisinin de şahit olduğu bir olay dolayısıyla yazmıştı, medyanın hal-i pür melalini...

Devamını da mutlaka okuyalım;

"Sanayi Bakanlığı'nda Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı idim. O günlerde Murat 131'lerin fiyat tasdiki söz konusu idi. Bakanlık ile üretici firma arasında ortaya çıkan bir ihtilaf sebebiyle Fiat'131'lerin fiyat tasdiki uzuyordu.

Sonunda bakanlık ile üretici firma anlaştı, daha doğrusu bakanlığın firmadan belli hususları garanti etmesini istediği belge bakanlığa verildi ve Murat 131'in fiyat tasdiki gerçekleşti.

Bunun ardından ne oldu biliyor musunuz?

Bir gazete manşetten üretici firmadan 10 helikopter alındığını ve fiyat tasdikini bundan sonra yapıldığını manşete taşıdı! Hatta manşetten verilen haber sanıyorum helikopter resmi ile de desteklenmişti. Haberin çıktığı gün haberde imzası bulunan muhabir arkadaşı -o arkadaş bugün sağ- aradım.

"Alınan helikopterler nerede? Nereye saklandı? Söyler misin?" dediğimde ezilip büzüldüğünü, "Öyle istendiği için kendisinin o haberi yaptığını!" söylemişti.

Bu helikopter alındığı iddiasını ortaya atanların iddialarını bugün bile ispat etmemiş olduklarını düşündüğümde, şimdi Baykal'ı aklamaya çalışmalarının ciddiyetle bir bağlantısı olabilir mi?

Ya da böyle bir savunmanın Baykal'a ne yararı olabilir diye düşünmeden edemiyorum..."

***

Basınımız için önemli bir kalemdi, merhum Abdülkadir Özkan. Hakkaniyetli, paylaşımcı, dürüst ve adaletli, kucaklayıcı idi.

Milli Görüş'ün koalisyon ortağı olduğu dönemde, boyalı basının tamamen asparagas (uydurma, yalan) haberlerinden sadece birisini böyle açığa çıkarmıştı.

Sadece Erbakan Hoca’mızı ve koalisyon hükümeti çalışmalarını baltalamak ve yıpratmak yolunda, Refah-Yol döneminde atılan tamamen asparagas manşet haberleri çok iyi hatırlıyoruz.

Zamanı geldiğinde bunları da anlatırız...

***

Rabbim Abdülkadir Özkan ağabeyimize tekrar rahmet eylesin...


İSRAİL, 2,5 MİLYONDAN FAZLA ZEYTİN AĞACINI NEDEN YOK ETTİ!

İşgalci, soykırımcı, Siyonist İsrail terör örgütünün tek amacı öldürmek, katletmek, yok etmek, işgal etmek...

Bunu yaparken kendileri dışında kim olursa olsun fark etmiyor!

Yeter ki kendi karanlık planlarını hayata geçirebilsinler...

2 yıldan fazla Gazze'de devam eden soykırım bunun en açık örneği...

Bir asırdan bu yana Filistin topraklarında süren katliam bunun bir yansıması...

En karakteristik örneği nedir biliyor musunuz; Siyonist rejiminin zeytin ağaçlarını yok etmesi...

Siyonist işgali kalıcı hale getirmek ve ileride kurulacak Yahudi işgal bölgeleri için alan açmak düşüncesi...

***

Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, İsrail’in Filistin’in zeytin ağaçlarını nasıl yok ettiğini ve bu durumun uluslararası hukuk ihlali olduğunu şöyle anlatıyor:

* "İsrail’in 1967’den beri devam ettirdiği Filistin işgalinin daha az gündeme gelen bir boyutu da Filistin halkının ekonomik kaynaklarının ve geçim imkânlarının yok edilmesidir. Filistinliler için en önemli geçim kaynaklarından bir tanesi de zeytin bahçeleridir hatta zeytin, Filistin’in ulusal sembollerinden biri kabul edilmektedir. Filistinli şair Mahmud Derviş, bu sembolü, “Biz, kekik ve zeytin var oldukça var olacağız” şeklinde ifade etmiştir."

* "Sembolik anlamının yanı sıra zeytin, yaklaşık 80 bin Filistinli ailenin temel gelir kaynağını oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Batı Şeria ve Gazze’deki tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 48’i zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Zeytin, Filistin ekonomisine yaklaşık yüzde 14 civarında katkı sağlamaktadır. Zeytin hasadının yüzde 93’ü zeytinyağı üretiminde, geri kalan kısmı ise sabun, sofralık zeytin ve turşu yapımında kullanılmaktadır."

* "Yakın zamanda İsrailli yerleşimciler, Batı Şeria’da halkın önemli bir kesiminin geçim kaynağı olan zeytin hasadını engellemiş ve 13 bin zeytin ağacını yok etmiştir. İsrail’in bu tür eylemleri sistematik bir şekilde yaptığı ya da yerleşimciler eliyle yaptırdığı genel olarak bilinen ve raporlanan bir husustur. Nitekim çeşitli uluslararası raporlara göre İsrail, son 20 yılda 800 bin civarı, 1967’den beri ise toplamda 2,5 milyondan fazla zeytin ağacını yok etmiştir."

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

* Fatih Belediyesi tarafından Suriçi’nin tarihî dokusuna uygun biçimde düzenlenen Cağaloğlu Kitapçılar Sokağı'nın hizmete açıldığını, sokağın klasik İstanbul mimarisinin zarafetini taşıyan cepheleri, taş kaplamalı yolları, nostaljik tabelaları ve ahşap detaylarıyla geçmişle bugünü birleştirme çabası içinde olduğunu, 12 seçkin yayınevi, kitap kültürünün projede yer aldığını, kitapçılar sokağının tarihî kimliği koruyarak bugüne taşımakla birlikte, geçmişle bağ kurduğunu, geleceğe yön veren bir adım olarak değerlendirildiğini, Küçük ve Şengül Hamamı sokaklarında hayata geçirilen projeyle, kitap satışlarının yanı sıra yazarların okurlarla bir araya geleceğini, biliyor musunuz?

---