Türkiye üzerindeki Kıbrıs baskısı çok boyutlu olarak
artmaya devam ediyor. Bu bağlamda adada Türkiye nin egemenlik haklarını ortadan
kaldırmaya yönelik hamleler de ABD ve AB ikilisinin eş zamanlı çıkışları
oldukça dikkat çekici.
Çifte kıskaç olarak da adlandırılan bu yeni süreçte,
AİHM nin Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle Türkiye yi GKRY ye doksan milyon avro
tazminat ödemeye mahkûm etmesi (ki bu karar 13 yıldır beklemedeydi) sonrası ABD
Başkan Yardımcısı John Biden ın 21 22 Mayıs ta Kıbrıs ı ziyaret edecek olması
oldukça önemli. Görünen o ki, Kıbrıs ta oluşmaya başlayan yeni jeopolitik ortam
ABD yi de harekete geçirmiş durumda.
ABD nin konuyla yakından ilgilenmesinin nedeni öncelikli
olarak bir Amerikan şirketinin yeni doğalgaz kaynaklarına yatırım yapmış olması
gibi görünmekte. Bir diğer neden ise, söz konusu doğalgaz kaynaklarının bir
kısmına Ortadoğu daki yakın müttefiki İsrail in sahip olması.
***
Diğer yandan Suriye deki savaş ortamı, Batı nın/AB nin
enerji güvenliği sorunu ve Doğu Akdeniz de Rusya ile artma eğilimi gösteren
rekabet ortamı Doğu Akdeniz i ve haliyle Kıbrıs ı ABD açısından tekrar ön plana
taşımış durumda.
Burada bir diğer önemli husus ise, tüm bu gelişmeler içerisinde
Kıbrıs sorununa halen kalıcı bir çözümün getirilememiş olması. Nitekim adada
başlatılan müzakere sürecinin zamanlaması ve burada yürütülen sessiz
diplomasi bu açıdan oldukça önemli. Dolayısıyla söz konusu ziyaret, müzakere
sürecini dolaylı bir şekilde etkilemeye yönelik bir gelişme olarak karşımıza
çıkıyor.
ABD, bu bölgede de enerji güvenliğinin sağlanması ve
doğalgazın güvenli yollardan dünya piyasasına sunulması noktasında belirleyici
olmak istemekte ve Kıbrıs taki çözüm süreci de bundan dolayı hızlandırılmış
bulunmakta.
***
Diğer taraftan, şimdilik bulunan doğalgazın hangi yolla
ve hangi güzergâhta dünya piyasasına sunulacağı kesinleşmiş değil. Fakat burada
ABD ve Batı açısından ön plana çıkan güçlü seçeneklerden birini Türkiye
oluşturuyor. Dolayısıyla, Doğu Akdeniz krizinde Kıbrıs ve Türkiye farklı bir
yere, öneme sahip!
Nitekim tüm tartışmalara rağmen en güvenli ve en ucuz
yollardan biri olarak Türkiye görülüyor. ABD bu seçeneği desteklerken, İsrail
henüz bu konuda kesin kararını vermiş değil. İsrail açısından ikinci bir
seçenek olarak doğalgazın sıvılaştırılması ve tankerlerle taşınması hususu
karşımıza çıkıyor. Ancak, bu yol ilkine göre daha maliyetli ve uzun vadeli
çıkarları açısından Türkiye seçeneğinin daha uygun olduğunun farkında.
Burada da Türkiye-İsrail ilişkilerindeki sorunlar önemli
bir engel oluşturmaya devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye seçeneğini destekleyen
ABD nin iki ülke arasındaki sorunların giderilmesi için gösterdiği çaba dikkat
çekmekte. Nitekim tam da bu noktada İsrail in Mavi Marmara baskını nedeniyle
Türkiye den özür dilemesinde ABD Başkanı Obama nın devreye girerek İsrail
Başbakanı Netenyahu yu ikna etmesi önemli bir gösterge olarak karşımıza
çıkıyor.
***
Doğu Akdeniz de enerji güvenliği açısından bir diğer
önemli sorun ise, yukarıda da kısmen değinildiği üzere, Kıbrıs meselesinin
çözümsüz kalması. Meseleye ABD perspektifinden bakıldığında, Doğu Akdeniz de
Türkiye-Kıbrıs-İsrail üçgeninde kurulacak bir işbirliğinin hem enerji güvenliği
açısından hem de bölgenin istikrarı açısından çok önemli bir zemin oluşturacağı
görülüyor.
Bu bilinçle hareket eden ABD nin Türkiye-İsrail
ilişkilerinde yapıcı adımlar attığı gibi, Kıbrıs meselesinde de daha aktif
bir rol oynaması bekleniyor ki, bu son adım onun bir göstergesi olarak karşımıza
çıkıyor.
Nitekim 2014 ün ilk aylarında çözüm müzakerelerinin
başlaması için gereken ortak açıklama konusundaki krizde ABD nin devreye
girmesi ve sorunun aşılması dikkatlerden kaçmamıştı. Özellikle Güney Kıbrıs
tarafının müzakereleri iki yıl aradan sonra yeniden başlatacak olan ortak metni
imzalamakta isteksiz davranması sonrasında ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve
Avrasya dan Sorumlu Müsteşarı Noland ın gerçekleştirdiği temaslar ortak metnin
yayınlanmasını sağlayan önemli bir etken olmuştu.
***
ABD nin Kıbrıs sorununda ve Türkiye-İsrail ilişkilerinde
aktif bir rol oynamaya başlaması yeni doğalgaz rezervlerinin etkileriyle
açıklanabilir. Ancak bunun yanı sıra Doğu Akdeniz jeopolitiğini etkileyecek
durumda olan Suriye, Lübnan, Mısır ve Libya gibi ülkelerdeki istikrarsızlıklar
da ABD nin meseleye aynı zamanda güvenlik perspektifinden baktığını
göstermektedir.
Bu ülkelerde yaşanan krizler ve savaşlar hem enerji
güvenliğini hem de ABD nin bölgedeki siyasi çıkarlarını olumsuz etkilemektedir.
Diğer yandan Rusya nın Doğu Akdeniz de artan etkisi ABD nin endişe duyduğu ve
önem verdiği bir diğer konudur. Dolayısıyla ABD nin önceliklerinden biri
bölgede istikrarsızlığa yol açacak sorunların giderilmesi ve her şeyden
önemlisi bölgedeki müttefikleri arasında ilişkilerin güçlü tutulmasıdır.
Bu da ABD perspektifinden Yeni Kıbrıs ve Yeni Türkiye
inşası ile eşdeğerdir. Zaten tüm mücadelenin altında da bu yatmaktadır. Bundan
ötürü, Kıbrıs sorununu Türkiye den bağımsız düşünmemek ve ona göre bir politika
izlemek kaçınılmazdır!