Günlerden beri IŞİD e yönelik ABD operasyonu için devam
eden görüşme trafiğinin ne sonuç verdiği, oluşacak ittifaka karşılık nelerin
vaat edildiği şimdilik kesin olarak bilinmemekle birlikte haberlere şöyle bir
bakıldığında olayın sadece IŞİD in etkisizleştirilmesinden ibaret olmadığı,
bölgemizi tümüyle içine alan yeni bir senaryonun uygulamaya konulduğu açıkça
görülüyor. Bir yandan IŞİD e karşı bölge ülkelerini içine alan geniş bir cephe
oluşturulmaya çalışılırken, konu ile doğrudan ilgisi olamayan ama bölgemizi ve
ülkemizi yakından ilgilendiren bir takım haberlerde medyaya servis ediliyor.
Sadece iki haberin başlıklarını aktardığımızda bile ne demek istediğimiz
rahatlıkla anlaşılacaktır. İlk haberde Müslüman Kardeşler in Katar dan ayrılma
kararı aldığı, merkezin İstanbul olacağı belirtiliyor. İkincisi ise aynı
haberin hemen yanı başında, Ankara ABD nin müttefiki değil başlığı altında
yer alıyor. İki haber tesadüfen aynı gün ve aynı sayfada yer olabilir ama
şahsen olayı bir tesadüf olarak görmüyorum. Çünkü Katar yönetimine ABD
tarafından ülkelerinden Müslüman Kardeşler i çıkarması için baskı yapıldığını
düşünmek ve söylemek yanlış olmaz. Çünkü Mısır da Müslüman Kardeşler e yönelik
darbenin arkasında ABD nin ve İsrail in olduğu meçhul değil. Bu arada IŞİD e yönelik
oluşturulan koalisyona Katar da dâhil. Yani bölgemizdeki Müslüman Kardeşler ve
IŞİD den ABD rahatsız ve bu iki oluşumun etkisini ve gücünü kırmak için her
yola başvuruluyor.
Bu arada Türkiye ise özellikle IŞİD in elinde rehin
olarak bulunan 49 diplomatımızın hayatını tehlikeye sokmamak adına aktif olarak
oluşturulan koalisyonunda yer almak istemiyor. Böyle olunca ABD yönetimi
doğrudan Türkiye yi eleştirmek ve suçlamak yerine devreye The Wall Streett
Journal gazetesi giriyor/sokuluyor ve Washington ın bölgedeki yeni
müttefikinin Kürtler olması gerektiğini yazıyor. Sanki Kürtler uzunca bir
süreden beri bölgemizde ABD nin müttefiki değilmiş, Irak ın işgalinin ardından
elde ettikleri yarı bağımsız statüyü ABD sayesinde elde etmemişler gibi bir
tavır sergileniyor. Hem bölge ülkeleri hem de dünya ile sanki dalga geçiliyor.
Bu tespitin ardından IŞİD e karşı oluşturulacak koalisyon
içinde Özgür Suriye Ordusu nun yer almayacağını açıklaması ve bununla da
yetinilmeyerek, ABD, halkları özgürleştirmeyi değil, Mısır, Yemen, Irak ve
Libya da olduğu gibi köleleştirmek istiyor. ABD İsrail in yanında yer alarak
halkların özgürleşmesine karşı duruyor şeklinde gerekçelendirilmesi bir gerçeğin ifadesi değil mi Bu bakımdan
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) nun kurucusu Albay Riyad Esad ın, ABD nin kölesi
olmayacağız şeklinde özetlenebilecek açıklamasını iyi değerlendirmek ve
ABD nin IŞİD i yok etmenin ötesinde bir takım hedefleri olduğunu görmek
gerekiyor. Söz gelimi IŞİD in elindeki silahların ABD ye ait olduğu, başlangıçta
her türlü desteğin verildiği, ancak ipin ucunun kaçtığı görülünce harekete
geçildiği ve özellikle Kuzey Irak yönetimine adeta silah yağdırıldığı birlikte
düşünülecek olursa gelecekte bugün yarı bağımsız bir konumu olan Kuzey Irak
yönetiminin tam bağımsızlığa giden yolun ABD tarafından açılacağını düşünmek
hayalci bir yaklaşım olmaz.