Bu ayakların da ipi ne yazık ki dışarıdaydı. 1960 askeri darbesinde Ahmet Salih Korur ile Fatin Rüştü Zorlu tutuklandı.
Korur daha sonra serbest bırakılırken, Zorlu idam edildi.
Bu ikiliyle çok fazla ortak yönü bulunan Ahmet Emin Yalman’a ise hiç dokunulmadı.
Kim ya da kimler, neden Yalman’a dokunulmasını istemedi.
Bu sorunun cevabı önemli. Korur daha sonra serbest bırakılırken, Zorlu niye asıldı.
Zorlu’nun Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurucuları arasında bulunması, Sabetay ve Mason olmasına rağmen, Milli değerlere sırtını dönmemesi bir etken olabilir miydi.
(Zorlu idam edilmeden önceki abdest alıp namaz kılmıştır) Şili’nin devrik başkanı Allende de düşük dereceli bir Mason’du ama kendilerine hizmet etmediği için dış güçler, kanlı bir darbeyle, ülkenin yönetimine General Pinochet’yi getirdiler.
Darbe sonrası kurulan hükümetler yer alan bazı isimler var ki, bu isimlerin vazgeçilmez oluşu soru işaretlerine neden oluyor. 12 Mart 1971 darbesi sonrasında Nihat Erim ve Ferit Melen hükümetlerinde TBMM dışından İmar ve İskan Bakanı olan Serbülent Bingöl, 12 Eylül 1980 sonrasında Bülend Ulusu hükümetinin de TBMM dışından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yapılmıştı.
1971 darbesini ilerici solcu, 1980 darbesini ise gerici olarak tarihe not düşenler, her iki darbe sonrasında Serbülent Bingöl’ün neden TBMM dışından Bakan yapıldığı üzerinde durmadılar. Darbeyi yapan cuntanın siyasal görüşü değişse de, içerik hiç değişmedi.
CIA Türkiye şefi Paul Henze’nin, 12 Eylül’den iki gün 10 Eylül 1980’de Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’ya ‘Umarım Türkiye’de kontrolü kaçırmazsınız’ dediği, Henze’nin, 12 Eylül darbesini de dönemin ABD Başkanı Carter’e "Bizim çocuklar başardı" diyerek ilettiği sır değil. Türkiye’deki darbelerin arkasında ABD ve İsrail’in olduğu biliniyor.
……………………….