İşgallerle bölgemizdeki tüm dengeleri alt-üst eden ABD
ortaya çıkan karmaşanın sorumluluğunu İran a yüklerken, öbür yandan da bu ülke
ile anlaşma masasında nükleer müzakereleri sürdürüyor. Yani bir yandan
Araplarla İran ı Yemen üzerinden çarpıştırmak için tırnak kaşıyor, öbür yandan
da kendisi anlaşma masasında. Öbür yandan ABD ile İran arasında sürdürülen
müzakerelerde esas alınan anlaşma metni konusunda ABD nin ikizi İsrail den son
seçimlerin galibi Netanyahu, İran ile uzlaşılmak üzere olunan anlaşma korktuğumuzdan
da kötü bir anlaşma şeklinde bir açıklama yapıyor. Hâlbuki ABD nin İsrail in
istemediği bir anlaşma metnini imzalamasının mümkün olmadığı biliniyor. Böyle
olmasaydı BM nin İsrail in kuruluşundan bu yana İsrail aleyhine aldığı tüm
kararlar ABD tarafından veto edilerek geçersiz kılınır mıydı
Bu arada sadece Afganistan, Pakistan ve Irak ta ABD nin
işgalleri sonucunda 1 milyon 300 bin insanın katledildiği gerçeği de
düşünülürse, bölgemizde akan kanın birinci derecede sorumlusu ABD dir. Bunun da
iki sebebi vardır. Birincisi bölgedeki petrol zenginliği, ikincisi ise
İsrail in güvenliğidir. Böyle olunca da Yemen e yönelik Arap Birliği nin
saldırısını doğru değerlendirmek için bu gerçeği gözden ırak tutmamak
gerekiyor. Aksi halde yapılan girişimler; barış adına atılan adımlar bölgemize
barış getirmekten ziyade ihtilafları daha da körükleyecek, akan kan giderek
fazlalaşacaktır. Neticede de Sünni İslam dünyasını İran a karşı kışkırtan ABD
ve yandaşlarının çıkarlarına hizmet edilmiş olacaktır.
Bu arada Suriye de devam eden çatışmalar karşısında ABD
ve yandaşlarının sergilediği tavır ortadadır. Dört yılı aşkın bir süredir bu
ülkede devam eden çatışmalarda hayatını kaybedenlerin kesin sayısı bilinmemekle
birlikte 250 bine ulaştığı bildiriliyor. Bir yandan Irak ve Suriye de İran
yanlısı Şii milisler çatışmalarda İranlı komutanların emrinde yer aldığı
belirtiliyor. Bu tür haberler genellikle ABD ve İsrail kaynaklı. Öbür yandan
Tikrit e yönelik Irak güçlerinin saldırısı sırasında İran yanlısı Şii milisler
ABD nin isteği üzerine cephe gerisine çekiliyor. Kısacası bölgemizde oyun
içinde oyun sahneleniyor ama bu oyuna bile bile bir takım ülkelerin
yöneticileri teslim oluyorlar. ABD ve İsrail in çıkarlarına hizmet ediyorlar.
Bu bakımdan özellikle son olarak Yemen e yönelik ittifaka dâhil ülkelerin
Mısır da düzenlenen toplantıda aldıkları Ortak Arap Gücü oluşturma kararının
bir takım medya tarafından Arap NATO su şeklinde takdim edilmesi, bir yandan
sömürgecilerin çıkarlarının koruyucusu NATO yu aklamak anlamına gelirken öbür
yandan da İran a karşı ortak bir ordu oluşturulmasına destek demektir. Hâlbuki
bu gün sadece Araplar değil tüm Müslümanlar eğer ortak bir ordu
oluşturacaklarsa bu güç İran a karşı değil, öncelikli olarak ABD yi bölgemizden
söküp atmaya, ardından da İsrail in Filistinlilere yönelik saldırılarını
engellemeye yönelik olmalıdır. İsrail e karşı seslerini çıkartamayanlar,
ABD nin bölgemizin tüm zenginliklerini sömürmesini sessizce seyredenlerin
oluşturacağı ortak güç sadece daha çok Müslüman kanı akmasına dolayısıyla ABD
ve İsrail e hizmet edecektir. Bunları yazıyorum da ne olacak Fazla bir şey
olamayacak biliyorum. ABD nin kucağında oturmaktan zevk alanların ABD ye karşı
birleşmesi zor. Ancak, belki uyarı görevimizi yapmış oluruz diye düşünüyorum.