ABD ile aynı çuvala girmek !..

Abone Ol

ABDnin Irakı işgal gerekçelerini tüm dünya biliyor. Bu gerekçelerin başında geleni ise Saddamın elinde toplu imha silahları bulunduğu ve bunun da Irak halkı ve çevre ülkeler için büyük tehlike oluşturduğuydu. Diğeri ise Irakta demokrasi ve insan haklarının hakim kılınacağı iddiasıydı. İşgalden bu yana geçen süre içinde Irakta yaşananlara baktığımızda ileri sürülen iddiaların aksine gelişmeler olduğunu görüyoruz. Kısacası, dünya ABD tarafından bu hususta aldatılmıştır.

Dünya öylesine aldatılmıştır ki, Telaferde ABD askerleri katliam yapmaktadırlar. Hatta gelen haberlere göre zehirli gaz kullanılmakta, çocuklar dahil insanlar öldürülmektedir. AKPli Cavit Torunun ifadesine göre, "ABD Telaferde hareket eden her şeyi bombalıyor. İslamın bağrında napalm bombaları kullanıyor. Ahlaksızca eylemler yapıyor." Özetle Amerikan askerleri Saddamın zulmünden kurtardıklarını iddia ettikleri insanları kendi elleriyle katlediyorlar. Bugün Irakın tümünde kan ve gözyaşı dökülüyor. Hergün yüzlerce insan çeşitli olaylarda ölüyor. İşgalin başından bu yana ölen Iraklı sayısının 100 bini aştığı ifade ediliyor. Bir yanda iç savaş, öbür yanda Amerikan askerlerinin imha hareketi... İşte Saddam zulmünden kurtarıldığı ileri sürülen Irakın hali bu.

Dünkü yazımda da belirttiğim gibi aynı ABD Kuzey Iraktaki PKK varlığına sesini çıkarmıyor, bu işi Talabaniye havale ediyor. Amerikanın yaptıkları bunlarla da sınırlı kalmıyor aynı günlerde Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi sözde Ermeni soykırımını tanıyan iki tasarıyı kabul ediyor. Bu gelişme ise bazı gazeteler tarafından "1 Mart intikamı" olarak nitelendiriliyor

İyi de uluslardarası ilişkiler intikam duyguları üzerine bina edilebilir mi Böyle oluyorsa bu Amekira ile birlikte olunabilir, aynı çuvala girilebilir mi Girilirse bundan Türkiye yarar sağlayabilir mi Aynı tasarı yıllar önce Uluslararası İlişkiler Komitesine geldiğinde Türkiyenin tezlerini destekleyerek red oyu kullanan üyelerin bugün 1 Mart tezkeresinin TBMMde reddedilmesini gerekçe gösterek kabul yönünde oy kullanmaları Amerikanın dünyaya demokrasiyi hakim kılmak iddiasının samimi olmadığını göstermez mi Demokratik bir ülkenin Parlamentosu bir hükumet tezkeresini reddeddi diye üyelerin düşüncesi değişiyor ve istedikleri bir tezkere reddedildi diye o ülke cezalandırılmaya kalkılıyorsa tüm söylenenlerin yalan olduğu görülmüş olmaz mı

Tüm bunların yanında aynı günlerde ABD, Bakanlar Kurulunun gizli kararnamesine dayanarak, gemilerle İskenderuna getirdiği 4046 askeri araç ile 3404 ton patlayıcıyı İncirlikten Kuzey Iraka sevkediyor. Bunca patlayıcı Kuzey Irakta ne işte kullanılacak Bu patlayıcların en azından bir bölümünün PKKnın eline geçmesi ne anlama gelir Çünkü geçmişte bazı ülkelerin teröristlere silah dahil birçok hususta destek verdikleri biliniyor.

Bu soruların cevabı bir yana bir de Türk yetkililer yaptıkları açıklamada  sevkedilen bunca patlayıcının lojistik destek maddesi olduğunu söylüyorsa biz toplum olarak ne düşünmek durumundayız

Yukarıdan beri son birkaç gün içinde medyaya da yansıyan haberlerden bir kaçını aktarmaya çalıştım. Bunca gelişmeye rağmen her fırsatta ABDnin Türkiyenin stratejik müttefiki olduğu iddiasını dillendiriyoruz. Peki ülkemiz aleyhine bunca gelişmeye ya çanak tutan ya da bizzat uygulamaya koyan ABDden hala dost olarak bahsetmek neyin ifadesidir Böyle bir ülke ile bırakın dost olmayı -stratejik müttefik demiyorum- birlikte yanyana olmak ve görünmek bile zararlı değil midir Özellikle kuzey Iraka İskenderundan sevkedilmiş olan binlerce araç ve binlerce ton patlayıcı konusunda buna imkan veren iktidar mutlaka bir açıklama yapmak durumundadır. Olay bir takım yuvarlak laflarla geçiştirilemez. Ve artık bu ülkenin yöneticisi ve aydınlarının başta ABD olmak üzere dış ilişkilerimizi gözden geçirmeleri ve yeni bir değerlendirme yapmaları gerekmez mi ABD ve ABye, yoksa toplum olarak karasevdalı mıyız