94 ruhu ‘Halka Hizmet Hakk’a Hizmet’ ruhudur

Abone Ol

Saadet Partisi Üsküdar Belediye Başkanı Adayı Yılmaz Bayat’ı okumaya, dolayısıyla efsane Millî Görüş belediyeciliğinin nasıl yapıldığını ve bundan sonra da nasıl olacağını, nasıl olabileceğini okumaya devam…

Ocak Medya’dan Veysi Dündar soruyor, Yılmaz Bayat cevap veriyor.

VD: Bir vatandaş olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Belediyede ve belediyecilikte yeni bir anlayış, sistem ve düzenlemeye ihtiyaç var. Eğer seçilirseniz ilk icraatınız ne olacak?

YB: Halkla belediyeyi kaynaştırmamız gerekiyor. Belediye bir partinin değil tüm Üsküdarlıların belediyesi olacak. Bildiğiniz gibi hizmetler belediye personeli eli ile yürütülür. Öncelikle geçmiş dönemde olduğu gibi, yine, çalışanların siyasi düşüncesine bakmadan, bu ellerin yani çalışanların; güven içinde, güçlü, bilgili, becerikli ve özverili olmaları için yeniden yapılanma ve eğitim çalışmalarına başlayacağız. Öncelikle bir durum tespiti yapmamız gerekiyor. Partizan, kötü yönetim, israf ve savurgan bir belediye anlayışına son verip yeni rotamızı “Halka Hizmet Halkla Birlikte ve Halk İçin” olacak şekilde yeniden düzelteceğiz. Halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak görüyoruz ve Yunus’un dili ile “Yaradılanı severiz Yaradan’dan ötürü”, dolayısı ile insana, hayvanata ve tabiata karşı sorumluluğumuzu yerine getirmenin çabası içinde olacağız. Hizmeti, ranta kurban ve alet etmeyeceğiz. Hz. Ali Efendimiz, “Önemli işler çoktur, önemli olan işleri önem sırasına koymaktır” der. Biz de işleri önem sırasına koyarak, yani planlı bir çalışma dönemi başlatarak süratle işe koyulacağız. Hizmette kaybedilecek tek saniye, israf edilecek tek kuruş vebaldir.

VD: Üsküdar’da kentsel dönüşümle ilgili birçok sıkıntı yaşanıyor. Bu konudaki düşünceleriniz nedir? Halka dürüst davranıldı mı?

YB: Bilhassa Boğaziçi bölgesinde bu konuda ortaya çıkan sıkıntının temelinde güven problemi var. AK Partili yönetimler her seçimde, seçimi kazanmak uğruna, halka yapamayacakları sözler vererek halkı bir beklenti içine soktular. Biz de her seçimde halkımızı uyardık, vaat ettikleri şeyleri yapamayacaklarını söyledik, yapılabilecek olan işleri de tek tek açık ve net olarak anlattık. İnsanlara bir umut pompalandı ve insanlar tabii olarak üç seçim bu umuda oy verdiler. Şimdi yolun sonuna gelindi, sözler tutulamadı, halk kandırılmış pozisyonuna düştü. Mevcut yönetimler; halkı yeterince açık, net olarak, ne tür haklarının ve imkânlarının olduğu konusunda doğru bilgilendirmediler. Devlet gücünü kullanarak ve insanımızı tehdit ederek, arsalarındaki haklarının karşılığını göstermeden zorla devretmelerini istediler. Yönetim halkın değil rantın/rantçının temsilcisi pozisyonuna düştü. İnsanlarımızın artık mevcut yönetime güvenleri kalmadı. Biz bu konuda dün ne demişsek bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Biz belediye olarak öncelikle halkın temsilcisi olacağız, rantın değil halkın yanında olacağız. Hak sahiplerinin haklarını koruyacak ve haklarına sahip çıkacağız. Ferdin haklarını kamu menfaati için heder etmeyeceğimiz gibi, kamu haklarını da fertlere peşkeş çekmeyeceğiz.

VD: Cumhurbaşkanı Erdoğan 94 ruhuna dönmekten bahsetti. Siz de 1994’te belediye başkanı seçilmiş birisiniz. Hatta Sayın Erdoğan İBB Başkanı iken siz de ilçe belediye başkanı olarak birlikte çalıştınız. Bir de sizden dinlemek isteriz, nedir bu 94 ruhu?

YB: 94 ruhu; Millî Görüş’ün kırk yıllık çalışmasının geldiği bir noktadır ve Milli Görüş Saadet Partisi ile devam ediyor. Buradaki temel ölçülerden biri, Allah’ın rızasını kazanmaktır. “Halka Hizmet Hakk’a Hizmettir” prensibidir. 28 Şubat sonrası Milli Görüş gömleğini çıkaranlar, Milli Görüş’ten ayrılarak, AK Parti’yi kurdular ve bugüne kadar bu yolda yürüdüler. Birçok hizmet yaptılar, ancak görünen o ki, hizmetleri eskiden olduğu gibi Allah rızası için değil oy için yapmışlar, rant için yapmışlar. Çünkü ellerinde kazanılmış seçimler ve kazanılan rantlar kaldı, ama bereket gitti. Yolun sonuna gelindi. 94 ruhuna dönebilirler mi? Keşke dönebilseler, ama ayarları bozuldu, bünyelerine rant virüsü girdi ve rantı esas alan bir kesim yetişti. Bu süreç gösterdi ki, bir şeyin benzeri kendisi değildir. Bize benziyorlar ama biz değiller; aynı ruh kalmadı.

Not: Söyleşinin tamamı Fehmi Koru’nun Ocak Medya’sından okunabilir; okunmalı.