Öğretmenler Günü, toplumun en kıymetli neferlerini anmak için önemli bir vesiledir. Hazreti Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözü, öğretmenlik mesleğinin ne denli kutsal olduğunu bugün de güçlü biçimde hatırlatıyor. Çünkü bir toplumun kaderini, çocukların yüreğine dokunan ve zihinlerini şekillendiren öğretmenler belirler.
Yıllardır gençliğimizin ve aile yapımızın karşı karşıya kaldığı riskleri anlatırken sıkça üzerinde durduğum bir gerçek var. Telefon, tablet, televizyon ve bilgisayar gibi dijital ekranlara yüklediğim 3T ve 1B kavramları yalnızca birer kısaltma değildir. Bunlar, teknolojinin kontrolsüz kullanımının nasıl büyük bir bağımlılığa ve sosyal kopuşa yol açtığının ifadesidir. Buna eklenen yapay zekâ tehlikesi, özellikle son yıllarda hiç olmadığı kadar görünür hale geldi.
Görünmeyen tehditleri çözümlemek, gençlerimizi bu karanlık yüzlerden korumak ve aynı araçları daha doğru ve daha faydalı bir amaçla kullanmayı öğretmek için yıllardır sahada çalışıyorum. Programlarımda, yazılarımda ve konferanslarımda hep aynı noktaya vurgu yapıyorum. Teknoloji, doğru kullanıldığında bir nimet, yanlış yönlendirildiğinde ise bir felakettir.
Bu gerçeği en çarpıcı biçimde 2018 yılında yaşadık. Mavi Balina olarak bilinen dijital tuzak, aslında yapay zekâ tabanlı bir yönlendirme sistemi üzerinden çocuklarımızı ölüme sürüklüyordu. O dönemde yüzbinlerce öğrenci ve öğretmenle el ele vererek TeknoŞenlik çatısı altında büyük bir mücadele verdik ve bu karanlığı hep birlikte aydınlattık.
2018 yılında sahada gördüğümüz tehlike yalnızca bir dijital oyun meselesi değildi, evlatlarımıza uzanan karanlık bir eldi. Bu tehdidi tespit edip çözüm çağrımı ilettiğimde, Maltepe Kaymakamı Meftun Dallı, Ataşehir Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu, Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Ertuğrul Bilican milletimizin çocuklarını koruma noktasında gösterilmesi gereken duruşu tereddütsüz sergilediler.
Küresel baskılara meydan okurcasına taşın altına yalnızca ellerini değil, gönüllerini ve gövdelerini koydular. Çünkü mesele bir proje meselesi değil, vatana ve millete emanet edilen çocuklarımızın geleceğiydi. Bu milli sorumluluk duygusuyla TeknoŞenlik projesi doğmuş ve Türkiye’de bu alanda ilk kez böylesine güçlü bir adım atılmıştı.
Bugün benzer bir tehditle yeniden karşı karşıyayız. Yapay zekânın yerelde hedef aldığı kişiler ve aileler, özellikle küçük yerleşim yerlerinde fark edilmeden risk altına giriyor. Bu nedenle yeni bir başlangıç yapma vakti olduğuna inanıyorum. Suşehri’nden yükselen bir iradeyle TeknoŞenlik projemizi yeniden harekete geçiriyor ve gençliğimiz için yeni bir koruma hattı kuruyoruz. Buradan atacağımız adımın tüm ülkeye yayılacak bir farkındalık dalgası oluşturacağına inanıyorum.
Bu süreçte özellikle Suşehri Belediye Başkanı Ahmet Ayhan Kayaoğlu, ilçemizin genç kaymakamı Mahmut Fazıl Yıldız ve okullarda yapılacak konferanslara gönülden destek veren Suşehri İlçe Milli Eğitim Müdürü Erkan Yıldız, yapay zekânın yereli hedef aldığı bu kritik dönemde milletimizin evlatları için vakit kaybetmeden harekete geçtiler. Çünkü mesele teknolojiden öte, vatanın geleceği olan çocuklarımızı koruma meselesidir. Bu milli ve manevi sorumluluk duygusuyla ortaya koydukları duruş, Suşehri’nden yükselen bu seferberliğin en güçlü omurgasını oluşturmuştur.
Bu bağlamda Suşehri’ndeki seferberliğimiz, 26, 27, 28 Kasım 2025 tarihlerinde olmak üzere, bugünden itibaren resmen başlamıştır.
Teknolojiye karşı değiliz, ancak kontrolsüz teknoloji kullanımının gençliğimizi nasıl esir aldığını hepimiz görüyoruz. Amacımız, tehlikeleri tanıtmak, korunma yollarını öğretmek ve teknolojiyi gençlerimizin hizmetine sunacak doğru kullanım kültürünü oluşturmak.
Geleceğimizin emaneti olan çocuklarımız için Suşehri’nden güçlü bir ses yükseliyor. Bu sesin tüm ülkeye yayılması için hep birlikte adım atma zamanı.