Ortadoğu daki mevcut yönetimlerin büyük kısmı, Batı
çıkarlarını koruma adına bir yozlaşma ve yok olma nihai noktasına gelmekte
oldukları bir süreçte, halk tabanının süratle kabuk değiştirerek Müslüman
Kardeşlere sempati duymaya başlamasını, hazmedemeyerek bunu kendi yönetimlerine
karşı bir tehdit unsuru olarak görmeye başlamalarına neden olmuştur.
İşte bu zaviyeden hareketle, Mısır da gerçekleştirilen
askeri darbe, bir bakıma Batı nın, Müslüman Kardeşlerin önlenemez yükselişi
karşısında, İslam sendromundan kurtulma dan mülhem bir adımından ibarettir.
Nitekim eski İsrail Savunma ve Dışişleri Bakanı Moşe Arens ın, İsrail için
gerçek tehlike mevcut Arap yöneticileri değil, Ortadoğu da hızla taban bulan
radikal İslamcılardır nitelemesi ile yıllar önceden duyulan bildik kaygıların
dile getirildiği ifade, şu anda Mısır da yaşanmakta olan gelişmelerin bir özeti
niteliğindedir.
Mısır da Müslüman Kardeşlerin varlığı karşısında büyük
bir inhitat (çöküş) süreci içerisine giren bildik güçler, bir patolojik korku
ile hareket ederek, Afrika Köleliği (African Servitute) ni yeniden diriltme
adına sözde demokrasi anlayışlarını katletme yoluna gitmişlerdir.
Mısır da Hüsnü Mübarek in devrilme süreci sırasında,
Ulusal Değişim Koalisyonu sözcülüğünü de yürüten Muhammed El Baradey,
demokrasinin Mısır daki yükselen sesi olarak gösterilmeye çalışıldı. Fakat
gelinen noktada, sandıkta hiçbir başarı elde edemeyince, Haziran 2013 bu sefer,
demokrasinin sesi olmak yerine askeri darbenin sesi olmayı yeğledi.
Burada El Baradey den söz açmışken, onunla ilgili ayrı
bir parantez açmadan geçemeyeceğiz. Bilindiği üzere, Carnagie Endowment for
International Peace adlı think tank (düşünce araştırma kuruluşu) başkanı ve
ABD nin 1989-1991 Türkiye Büyükelçisi Morton Abromowitz, Türkiye deki görev
süresi içerisinde ABD nin Ortadoğu daki gelişmeler karşısında izleyeceği
politikaları yakından takip etmek üzere görevlendirildiği siyasi kulislerde
yıllarca dillendirilmişti.
Aynı Abromowitz, Türkiye de Erbakan ve Refah Partisi nin
faaliyetlerini Carnagie Endowment adına inceleyip, Clinton yönetimine rapor
sunmuştu. 28 Şubat süreci ve daha sonra ortaya çıkan gelişmelerde hep aktif rol
oynamıştır. Bazı kesimler 28 Şubat sonrası Milli Görüş ün bölünmesi ve bir
kesimin ön plana çıkarılmasında fikri rol oynadığını açıkça ifade
etmektedirler. Kendisinin The National
Interest.Org adlı sitede 19 Ekim 2011 de yayınladığı The Real Recep Tayyip
Erdoğan (Gerçek Recep Tayyip Erdoğan) makalesi ilginç bazı gerçekleri ortaya
koymaktadır.
Aynı Abromowitz in, Mısır Destur Partisi lideri Muhammed
El Baradey ile olan yakın ilişkisi, ister istemez Mısır da askeri darbe sonrası
oturtulmaya çalışılan yeni şablon için bir ipucu niteliğinde olsa gerek. Bu
gelişmeler Mısır daki askeri darbenin hedefi Türkiye de yaşanan 28 Şubat
darbesini çağrıştırır boyutlardadır.
30 Haziran da Tahrir Meydanı nda yaşanan protesto
dalgasında El Şe b Yurid (Halk İstiyor) pankartının altındaki olası başkanlık
konseyi için El Baradey adının yer alması ve tweeter üzerinden adının ön plana
çıkartılmaya çalışılması dikkat çekici olmuştur.
Muhammed El Baradey, Uluslararası Kriz Grubu
(International Crisis Group) Mütevelli Heyeti üyesi olarak görev almıştır. Bu
kuruluşun İcra Komitesi nin başında Morton Abromowitz in yer alması bir tesadüf
örneği olmasa gerek. El Baradey ve Abromowitz, Uluslararası Kriz Grubu nda
Siyonist George Soros, Nahum Barnea, Samuel Berger, Lawrance Larry Summers ile
birlikte görev yapmış olmaları ister istemez Mısır da oluşturulmaya çalışılan
28 Şubat benzeri politik şemanın yol haritasını göstermesi bakımından
önemlidir. Muhammed El Baradey in 2005 te almış olduğu Nobel Ödülü de bunun
gibi benzer hizmetlerinin sonucu olmuştur.
Mısır ı yeniden Batı güdümünde eski Mısır tanrısı
Serapis in arenası (serapisium) konumuna getirmek için kolları sıvayan Muhammed
el Baradey ve askeri yönetimin süngüleri şimdiden erken düşmüşe benziyor.
Mısır da ortaya konulan fiili (de facto) durumun geleceği merak konusu olsa
gerek.