10 yıldır bekliyorlar, yine hac çıkmadı!

Abone Ol

Hasan Çakar ve eşi Gülendam Çakar… 

2008’de, bundan tamı tamına 10 yıl önce hacca gitmek için İstanbul’da kayıt yaptırdılar. 

O yıl çıkmadı. Normal diyelim… İlk kayıtta çıkması zaten biraz zor.  

2009’da da çıkmadı, hac. 

2010’da yine çıkmadı. 

2011 yılında da kuradan çıkmadılar. 

2012’de yine çıkmadı. 2013’de de çıkmadı. 2014’te, 2015’te, 2016 yılında da hac kur’ası bu çifte çıkmadı.  

Beklentileri şuydu; “10 yıldır bekliyoruz herhalde bu yıl kesin çıkar!”

Önceki gün çekilen (2017’de) yine çıkmadı. 

Hasan Çakar’ın kura sonuç sıralaması 77171. 

İstanbul’da hacca kayıt hakkı kazananların arasında sıra aralığı ise,  1 – 9910. 

Eşi Gülendam Çakar’ın kura sonuç sırası 77172

Gülendam hanımın İstanbul’da kayıt hakkı kazananların sıra aralığı ise yine aynı, 1 - 9910

Elbette, bu rakamların teknik olarak ne anlama geldiğini bilmiyoruz. 

Ama bir hacı adayına 10 yıldır sıra nasıl gelmez ben de buna hayret ediyorum. 

Tamam, tabii ki şehit yakınlarına öncelik tanıyalım. Ama belli bir yıl bekleyenleri de kur’aya sokmadan göndermek gerekmez mi? 

Mesela, 8-9-10 yıl bekleyen hacı adaylarına böyle bir kolaylık sağlanacağına dair daha önce verilen sözlere ne oldu? 

***

Aynı zamanda hac arkadaşım olan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez beyefendiye buradan sormak istiyorum;  

Sayın Başkanım, 9-10 yıldır hacca ve kutsal beldelere gitmek için aşkla bekleyen bu hacı adaylarının durumu ne olacak?

Hasan Çakar ve Gülendam Çakar daha ne kadar bekleyecek?

ŞEHİTLERE BİN SELAM OLSUN!

* İslam Davasının öncülerinden, emperyalizme karşı savaş verirken şehit olan SeyyidKutup’lara, Hasan el-Benna’lara, Ömer Muhtar’lara, cennetmekân Abdülhamit Han’lara, bilge lider Aliyaİzzetbegoviç’lere, Necip Fazıl’lara, Said Nursi’lere, Mehmet Akif’lere, Şeyh Şamil’lere, Adnan

Demirtürk’lere, MalcolmX’lere, CeharDudayev’lere bin selam olsun. 

* 12 Eylül askeri darbesinden önce, 1970’li yıllarda kutlu dava uğruna batıla karşı hakkı, zulme karşı adaleti, küfre karşı hakikati, ideolojilere karşı İslam cephesini savundukları için şehit olan Metin Yüksel’e, Sedat Yenigün’e bin selam olsun… 

* Şapka Kanunu’na direndiği için İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilen, İskilipli Atıf Hocaya bin selam olsun…

* Irkçı emperyalizmin Bosna’da, Çeçenistan’da, Filistin’de, Afganistan’da, Arakan’da, Eritre’de, Moro’da, Irak’ta, Cezayir’de açtığı cephelerde şehit düşen kardeşlerimiz var. Onlara buradan binlerce selam olsun… 

***

Bunların hepsinin üzerine bir cümle daha etmek istiyorum; 

* Hiç kuşku yok ki, bu asrın şehitlerinin öncüsü Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır. Erbakan Hocamıza da vefatının sene-i devriyesinde Allah’tan (C.C.) rahmet diliyorum.

BU SESE KULAK VERİN: “OY SANDIĞI EVİME GELSİN”

Herkes bizi ‘evet’e ya da ‘hayır’a çağırıyor. Bir referandum sürecindeyiz. Kimse engellilerin oy kullanma şartlarından bahsetmiyor. Bazı arkadaşlarımız dışarı çıkamıyor. Erişilebilirlik şartları uygun olmadığı için şartları oluşturması gereken kim; elbette merkezi ve yerel idareler. 

Bir de diyorlar ki, “Evden çıkamayan arkadaşlar ambulansla alınacak, oy kullandırılmaya götürülecek”. Ya hu biri de kalkıp şunu söylemiyor; “Sen bana ambulans göndereceğine benim tek başıma oy kullanmamı sağla!” Ambulans eve gelmesin, sandık eve gelsin. 

Ya çalıştaylar… Ve bir sürü yazı, dilekçe ne istenirse yapıldı. Bu engellilerin tek başına oy kullandırılması bu kadar mı zor? Eve sandık gelebilir, telefonla oy kullanabilir, internetten oy kullanabilir, mektupla oy kullanabilir, ev telefonu ve mobil uygulama hangisini isterseniz yapılabilir. Ama

eve ambulans göndermek çok daha kolay! Bir de bunu hizmetmiş gibi anlatırsın, oh ne güzel! 

Okula gidiyorsun, okulların çoğu engelli erişimine uygun değil. Sorsanız “burada engelli yok” derler. Bir gün kayar düşer, ayağını kırarsın, “ah” dersin, inşallah kimse düşmez ayağını kırmaz! Zor bela engelli okula gidiyor, yukarı çıkamıyor. Yahu bari adam buraya kadar gelmiş sandığı aşağı indirin. 

Bir de görme engellilerin oy kullanma meselesi var ki Aziz Nesin yaşasaydı kesin bir hikâye yazardı. Okula gidiyorum. Sandık başkanı, “Ben de seninle birlikte kabine gireceğim…” diyor. Adamlar ne kadar meraklı kabine girmeye. Ben diyorum ki, “kendi getirdiğim kişiyle oy kullanacağım”

onlar, “Hayır, bizimle gireceksin ya da oy kullanamazsın” diyor. Ben bu saçmalıkları kaç kez yaşadım. 

Evet, ‘hayır’a çağıranlar ne olur engellilerin kimsenin yardımıyla oy kullanması meselesini de gündeme getirsin. 

Bu referandumda sadece evet-hayır seçeneği var. Acaba görmeyenler için bu evet ve hayır seçeneklerini erişilebilir hale getirmek çok mu zor? 

Yoksa kimsenin umurunda mı değil! (Salih ARIKAN)

NOT:

Bugün, 27 Şubat 2017, Pazartesi 1) Emekliler hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibarıyla asgari ücretli “nasıl geçineceğim” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlık’a bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Dubakalinolacak!

--- son ---