Osmanlı’nın kahramanlıklar tarihinin altın sayfalarından biri de Akka’da yazıldı. Fransızların meşhur generali Napolyon Bonapart’ı 64 gün boyunca bulunduğu yere çivileyen ve arkasına bile bakmadan kaçmasını sağlayan bu destanın baş kahramanı 80 yaşına merdiven dayamış Cezzar Ahmed Paşa’ydı. Napolyon’un, Uzakdoğuyu sömürgeleştirme umudu Akka önünde bitmiş, “Akka’da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirebi¬lirdim!..” sözleri tarih kitaplarında yerini almıştı. Yenilgi sonrası Fransızlar, Sayda ile Mısır’ı Osmanlı’ya bırakarak Paris Barış Senedi’nin imzaladı. Fransızların mağrur generali Napolyon’a savaş meydanlarındaki ilk yenilgisini tattıran Cezzar Ahmed Paşa ise Akka’daki başarısından sonra yaklaşık 5 yıl daha Osmanlı’ya hizmetine devam etti. Bugünkü sayfamızı Cezzar Ahmed Paşa ile komutasındaki askerlerinin Akka Kalesi’ni cansiperane savunmasına ayırdık.
KÜSTAH FRANSIZ’A, CEZZAR AHMET PAŞA’NIN CEVABI: ÖMRÜMÜZÜN SON GÜNLERİNİ DE CENKLE GEÇİRİRİZ
Fransa’nın İtalya’daki zaferleri, İngiltere’yi endişelendirmiş, Fransızları ise cesaretlendirmişti. Bu zaferlerin ardından Fransızlar, İngiltere’nin can damarı niteliğindeki sömürgelerini ele geçirmek istemiş, bunun için de yeni bir zafer hülyasıyla Osmanlı’nın elindeki Mısır’a gözünü dikmişti. Mısır ele geçirilirse, İngiltere’nin Ortadoğu ve Afrika’daki sömürgeleriyle irtibatı kesilebilecek, Akdeniz’deki İngiliz üstünlüğüne büyük ölçüde darbe vurulmuş olacaktı. Bu iş için Fransızların mağrur generali Napolyon görevlendirildi.
İngiliz ve Fransızların sömürgelerini ellerinde tutmak ve yeni sömürgeler edinmek için giriştiği rekabet, bütün Ortadoğu ve Afrika’yı kan gölüne çevirmişti. İngilizlerin en büyük gelir kaynaklarından biri olan Hindistan gibi toprakların hakimiyeti için karadan Suriye’nin, denizden ise Mısır’ın ele geçirilmesi gerekiyordu. İtalya’daki icraatları sebebiyle zafer sorhoşluğu yaşayan Fransız General Napolyon Bonapart, 1798’de Mısır seferine çıktı. Yaklaşık 300 harp gemisi ve 60 bin askerle yola çıkan Fransızlar, seferin hedefini gizlemeye çalışmışsa da bunda başarılı olmamıştı. Osmanlı’nın tedbir almasından endişe eden Fransızlar, sefer için kılıf olarak asi Kölemenlere karşı Osmanlı’yı takviye etmeyi ve deniz yollarındaki güvenliği sağlamayı göstermişlerdi. Kısa zaman sonra bunun böyle olmadığı Fransızların Malta işgaliyle ortaya çıktı. Fransızlar, 1 Temmuz 1798’de İskenderiye, 22 Temmuz’da da Ehramlar Savaşı’yla Kahire işgal edildi. Bütün bu gelişmeler yaşanırken, İngilizler de boş durmamış, 1 Ağustos’ta İskenderiye’de bulunan Fransız donanmasını büyük bir bozguna uğratarak dağıtmıştı. Bu yenilgiyle Mısır’da adeta mahpus kalan ve elindeki askeri taşıyacak gemilerden yoksun kalan Bonapart, anayurduyla yeniden bağlantı kurmanın hesapları içine girdi.
NAPOLYON’UN YENİ HEDEFİ SURİYE
Mısır ve civarındaki bu hareketliliğe çok geç cevap veren Osmanlı ise yaklaşık bir ay sonra Fransa’ya savaş ilan etti. Tamamen kendi menfaatleri için Fransızlarla savaşan İngilizler ve Ruslarla bir ittifak kuruldu. Bu ittifakla birlikte İskenderiye’yi Fransızlardan temizleme amacıyla Osmanlı donanması yola çıkmış, İngiliz ve Rus donanmalarıyla birlikte hareket geçmişti. Aynı zamanda Suriye’deki Osmanlı birlikleri de takviye edilerek, savaşa hazır hale getirildi. Fransızlar, Mısır seferini 10 Şubat 1799’da Suriye üzerine yürüyerek genişletmiş, Ariş üzerinden Gazze’ye ulaşmıştı. Daha sonra 7 Mart’ta da Yafa’yı işgal eden Fransızlar, vahşiliklerini de göstermiş, Yafa’da 10 bin Müslümanı katletmişlerdi. Fransızların ilerleyişi Filistin’in kuzeyinde küçük bir liman olan Akka önüne kadar devam etti. Tersanesi olan bir liman arayışındaki Fransızlar için Akka Kalesi kolay bir hedef olarak görünüyordu.
“RÜTBE-İ ŞEHÂDETİ İHRAZ ETMEDEN, BİR KARIŞ TOPRAK VERMEM!..”
Napolyon’un Akkamuhâsarası 19 Mart’tan 21 Mayıs Salı gününe kadar altmış dört gün devam etmiş, günbegün artan saldırılar hiçbir sonuç vermemişti. Fransızların her saldırısı, Türk süngüsüyle bertaraf edilmiş, düşmana büyük kayıplar verdirildi. Kaleyi bir iki günde alacağı hayaliyle savaşa giren ve ağır kayıplar veren Napolyon, kaleye tekrar bir elçi göndererek CezzarAhmed Paşa’ya yeni bir teklif iletti. Savunmanın Osmanlı açısından olumlu bir sonuç vermeyeceğini belirten elçi, şehir teslim edilirse Paşa’nın ordusu ve ağırlıkla¬rıyla beraber istediği yere gitmesine izin verileceğini bil¬dirmişse de, Cezzar Ahmed Paşa’dan aldığı cevap şu olmuştur:
“Devlet bizi bu kaleyi teslim etmek için vezir yapmadı. Ben Cezzar Ahmed Paşa, rütbe-i şehâdeti ihraz etmeden, bir karış toprak vermem!..”
Cezzar Ahmed Paşa’nın bu cevabı Napolyon’u iyice çileden çıkarmış, ordusunun bütün gücüyle geceli gündüzlü taarruza geçmişti. Cezzar Ahmed Paşa ise, askerleriyle birlikte delikanlı edasıyla kılıç sallıyordu. Kuşatmanın 52. Günü Rodos’daki Nizam-ı Cedid askerlerden 3 bin kişilik bir takviye kuvvetini alan Osmanlı ordusu artık daha güçlüydü. Bu büyük gücün de farkına varan Fransızların iyice moralleri bozulmuş kaleyi zapt edemeyeceklerinin farkına varmışlardı. Akka kuşatmasında ordusunun yansını kaybeden Napolyon, 21 Mayıs Salı günü geri çekilmeye karar verip, o gece karanlıktan istifadeyle ağırlıklarını gömüp, soluğu Kahire’de aldı.
“GERİ KALMIŞ BİRKAÇ GÜNLÜK ÖMRÜMÜZÜ DE KÜFFAR İLE CENKLERDE GEÇİRİRİZ”
Fransızların kaleyi kuşatma harekatı 18 Mart’ta başladı. İskenderiye, Kahire ve Gazze’yi rahat bir şekilde ele geçiren General Napolyon, zafer sarhoşluğuyla Akka’yı da 2-3 günde alacağının hesaplarını yapıyordu. Akka Kalesi’ni savunan birliğin başında 80 yaşına merdiven dayamış Cezzar Ahmet Paşa vardı. Mağrur Fransız, bir elçi göndererek, kalenin teslimini istediği mektubunda şu ifadeleri kullanmıştı: “İşte kalenin duvarlarının önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük ömrünü almış olmak bana bir şey kazandırmaz. Seninle harp etmek istemiyorum. Benimle dost ol ve kaleyi teslim et”
Cezzar Ahmed Paşa’nın bu kibirli ifadelere cevabı kesin ve netti: “Hamdolsun gücümüz yetiyor ve elimiz silah tutuyor. Geri kalmış birkaç günlük ömrümüzü de küffar ile cenklerde geçiririz”
Napolyon, seksenlik vezirin bu cevabını okuyunca etrafındakilere, “Anlaşıldı, bu ihtiyar bizim birkaç günümüzü heba edecek; ama, merak etmeyin, iki gün sonra şehrin ortasındayız!.” demiş ve bu hayal ile 19 Mart günü savaşa başlamıştır.
KRONOLOJİ
1 MAYIS TRT Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu (1964).
2 MAYIS Bingöl’de deprem meyda na geldi. Depremde 176 kişi öldü, 522 kişi de yaralandı (2003).
3 MAYIS Fatih Sultan Mehmed’in vefatı ve yerine II. Baye zit’in tahta çıkması (1481).
4 MAYIS Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile İsrail arasında, Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan Filistinlilere özerklik verilmesini öngö ren anlaşma (1994).
8 MAYIS 2. Dünya Savaşı’nın sonu (1945).
10 MAYIS Cezzar Ahmet Paşa’nın, Akka’da, Napolyon’a karşı zaferi (1799).
13 MAYIS Mehmet Ali Ağca’nın, Roma’da, Papa’ya yönelik suikastı (1981).
13 MAYIS Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen bir madende çıkan yangın sonucunda 301 maden işçisi hayatını kaybetti, 80 işçi yaralandı. (2014)
14 MAYIS Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Cerbe Deniz Savaşı’nı kazandı. (1560)
15 MAYIS İzmir’in işgali (1919).
17 MAYIS Danıştay’a avukat Alpars lan Arslan tarafından düzenlenen silahlı saldırı daDanıştay İkinci Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirdi ve dört üye yaralandı. (2006)
18 MAYIS Sovyetler Birliği lideri Sta lin’in emri ile Kırım’da soykırım amacı ile sürgün yapıldı. Kırım Tatarları’nın tamamı vatanlarından sürüldü, %46’sı sürgünde hayatı kaybetti. Hayatta kalabilenlerin kimlikleri yok edilmeye
çalışıldı. (1944)
19 MAYIS Mustafa Kemal’in, Sam sun’a gidişi (1919).
20 MAYIS Sultan II. Osman’ın katli (1622).
21 MAYIS Kuzey Kafkasyalılar- Çerkesler, anavatanları olan Kuzey Kafkasya’dan Rus işgalciler tara fından başka topraklara sürgün edildi. (1864)
21 MAYIS Albay Talat Aydemir’in ikinci darbe girişimi. Anka ra’da sıkıyönetim ilan edildi (1963).
21 MAYIS Anayasa Mahkemesi, Milli Nizam Partisi’nin kapatıl masına karar verdi. (1971)
21 MAYIS Hacda şeytan taşlama sıra sında çıkan izdihamda 185 hacı öldü. (1994)
22 MAYIS Geniş bir alanı etkileyen Büyük İstanbul Depremi s onucunda 4 binden fazla kişi öldü. (1766)
22 MAYIS Ankara, Ulus’ta meydana gelen patlama sonucunda 5 kişi öldü, 60 kişi yaralandı. (2007)
24 MAYIS Selçuklu Devleti’nin kuru luşu. (1040)
24 MAYIS Bulgaristan zulmünden zorunlu Türk Göçü (1989).
24 MAYIS Yüzde 85’i yerli malzeme ile üretilen ilk Türk uçağı ‘ Mavi Işık 79-XA’, Kayseri İkmal Merkezi’nde başarılı bir deneme uçuşu gerçekleştirdi. (1979)
26 MAYIS II. Bayezit’in Vefatı (1512).
26 MAYIS Necip Fazıl Kısakürek’in doğumu. (1904)
27 MAYIS Ordu Yönetime El Koydu (1960).
29 MAYIS Kabakçı Mustafa Ayaklanması ve Sultan III. Se lim’in tahttan indirilip, IV. Mustafa’nın tahta çıkartıl ması (1807).
29 MAYIS İstanbul’un Fethi (1453).
29 MAYIS Bilderberg Toplantıları’nın ilki yapıldı. (1954)
30 MAYIS Günümüzdeki adıyla İstan bul Üniversitesi, Fatih Sul tan Mehmet’in İstanbul’u fethinin ertesi günü kurul du. (1453)
30 MAYIS 32. Osmanlı padişahı Abdü laziz tahttan indirildi. (1876)
30 MAYIS I. Balkan Savaşı sona erdi. (1913)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.