“Erbakan’ı anma haftaları ve ‘Adil Düzen’” diyerek, Erbakan Hocamızı bu yıl farklı bir şekilde anıyoruz; bu farkı bundan önceki yazılarda açıkladık, o yazılara bakılabilir...
Ne diyorduk? Ekonomimiz çıkmazda ya; çare ve çözüm niyetine, ilgilileri ve herkesi Erbakan’ca yani Erbakan Hocamızın metodu ile uyarmaya devam ediyoruz…
Evet, Erbakan’ca ‘TEŞHİS VE TEDAVİ’ uyarılarımıza onbirinci dizi yazımızla devam edelim… “Emeksiz Kazanç, Faizin Benzer Kurumlardan Farkları, Faizin Ticaret/Kârdan Farkı, Faizin Kiradan Farkı, Faiz ve Selem Farkı” ve benzeri konular üzerinde duruyorduk… Dr. Süleyman Akdemir’in “Faizin Yarattığı Toplumsal Sorunlara Yönelik Alternatif Arayışlar: Para Peşin Mal Vadeli Selem Sözleşmelerine Yenilikçi Bir Yaklaşım” çalışması üzerinde, “Faiz ve Selem Farkı ” ile durmaya devam ediyoruz…
“Faiz ve Selem Farkı
Faizin zaman içinde artmayıp bir işlemde sağlanan belli bir rizikosuz kazanç olma durumu söz konusu olabilir. Böyle bir faizin ticarete benzediği ileri sürülebilir. İslam fıkıhçıları buna “faizi fazl” demişlerdir. Bu tür zamanla artmayan fazlalıkları meşru gören az sayıda da olsa fıkıhçı vardır. Buradaki bu fazlalığın veresiye satışından olup olmadığı tartışmalıdır. Benzer durum “selem” adı verilen sipariş anlaşmalarında da ortaya çıkar. Bir başka deyişle geç ödemenin maldan dolayı mı yoksa paranın geç ödenmesinden dolayı mı olduğu hususu İslâm fıkhında önemli bir ayırıcı faktör kabul edilir. Ödemede gecikme (veresiye) halinde fazlalık faiz sayılırken, malın teslimindeki gecikme halinde fiyat indirimi veya malın fazlalığı meşru kabul edilir. Buna “selem akitleri” denilir ve selemde fark veya menfi faiz meşru sayılır.
· Faizle selemi birbirinden ayırt edebilme kriteri, “Faiz önce malı teslim edip paranın geç alınmasından dolayı bedele ilave edilen fark iken, selem ise paranın önce verilip malın geç alınmasından dolayı bedelde yapılan indirimdir.” Görülüyor ki selem fiyatları düşürür, faiz ise fiyatları yükseltir. Bu, selemle faiz arasındaki önemli farklardan biridir.
· Selemde alıcının malı geç teslim alması tasarrufu teşvik eder. Yani nakit sahibi parayı peşin kullandırırken ortak mallarda harcama yapmaktan şimdilik feragat etmiş olur. Buna karşılık ileride elde edeceği paraya mukabil şimdi malı satın alır. Selem böylece toplum içinde daha çok üretime yardım eder, özendirir. Faizde ise kişi ileride elde edeceği paraya mukabil şimdi malı alıp tüketir, bir kısım malı tüketmekten feragat eder. Üretimin azalmasına sebep olur. Üretmeden tüketme çelişkisi doğar.
· Selem senetleri (sipariş senetleri) toplum tarafından teminat altına alındığı takdirde likidite kazanır. Böylece senet bir mal gibi alınıp satılır. Ticarette olduğu gibi selem farkı iki kişi arasında değil üç kişi arasında doğar. Böylece selem farkı alan kimse onun rizikosunu da yüklenmiş bulunur. Şöyle ki kamu/devlet vadeli buğday senedi çıkarır, çiftçilere bunu kredi olarak verir. Çiftçi bu senedi borsada satar. Tüccar bu senedi borsadan satın alır, un değirmenine satar. Hasat mevsimi sonunda çiftçi buğdayı devlet ofisine teslim eder. Değirmen sahibi de senetle bu ofisten buğdayı çeker. Görülüyor ki burada nakit kredi yerine buğday senedi kredisi verildiği için herhangi bir enflasyona sebebiyet verilmez. Diğer taraftan senet piyasada ucuz veya pahalı satılmak suretiyle rantı ve rizikosu birlikte paylaşılır. Serbest rekabet ortamı doğar. Faizli kredi, piyasaya karşılıksız paranın sürülmesi şeklinde gerçekleştiğinden enflasyonu da beraberinde getirir.
· Selem senedine dayanmayan mallarda malikin değişmesi mallardaki fizikî yerin de değişmesini gerektirir. Mal satıcının ambarından alıcının ambarına taşınır. Selem senetleri sayesinde mal fizikî statüsünü değiştirmeden hukukî statüsünü rahatça değiştirebilir.
· Selem de faiz de hacme dayandığı için fonksiyon bakımından ikisi arasında hiçbir fark yoktur. Faizsiz sistemde faiz yerine selem farkı ikame edilir. Fizibilite hesaplarıyla değerlendirmeler ikisinde de yapılabilir.”
(Kaldığımız yerden devam edeceğiz…)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.