Kadın uzun yıllardır görüşmediği bir arkadaşıyla bir alışveriş merkezinde karşılaşınca büyük bir şaşkınlık yaşar ve arkadaşına sarılırken gayr-i ihtiyari şu ifadeleri sarf eder: Çok kilo vermişsin ne kadar da güzel olmuşsun, keşke bir de ben verebilsem. Arkadaşı sakin bir ses tonuyla onu teskin etmeye çalışır: Sen zaten olması gereken kilodasın. Daha fazla verirsen ayakta kalamazsın… Fakat kadın bir türlü ikna olamaz, “Hayır kiloluyum bir atmış beş boyunda bir bayan için 55 kilo çok fazla. Benim 45 kiloya düşmem gerekiyor” diye devam eder. Arkadaşı ona kilolu olmadığını izah etmeye çalışsa da kadın kilolarını takıntı haline getirdiğinden bir türlü ikna olamaz.
Uzun süredir birbirlerini görmeyen iki arkadaş karşılaştıklarında duyguları ne olur sizce? Birbirlerine hâl hatır sorup, görüşmedikleri süre içinde nelerle meşgul oldukları hakkında konuşmazlar mı? Ama öyle olmuyor, on yıl aradan sonra bir alışveriş merkezinde karşılaşan iki arkadaş söze alınan kilolardan başlıyor ve birbirlerine hâl hatır dahi soramıyorlar.
Ne yazık ki günümüz insanı değer algısını erdemler üzerinden değil fiziki görüntüsü üzerinden oluşturuyor. Buna göre bir kişinin ne kadar kilo alıp verdiği, ne kadar dikkat çektiği nasıl göründüğü her şeyin önünde tutuluyor. Bu durum özellikle kadınların güven duygularını zedelemekle kalmıyor onları bitmek bilmeyen bir yarışın içine sürüklüyor. Fakat ilginçtir yarışın kazananını hiç olmuyor.
Kadınlarımız kişilik ve mizaçları üzerinden değil dişilikleri üzerinden değerlendiriliyor. Onlardan ekranlarda gösterilen kadın figürüne uyum sağlamaları bekleniyor. Kendisine sunulan modele uyum sağlayabilmek için çaba gösteren kadın bütün enerjisini bu yönde harcıyor.
Kültürümüzde “ana” kavramı etkin bir noktada değerlendirilmiştir. Fakat artık nesilleri doğurup büyüten analarımızın, yaşanan savaş ve işgaller, hak ihlalleri, katledilen çocuklar, yoksulluk, gayr-i ahlaki sorunlar, ahlak ve maneviyattan yoksun büyüyen nesillerin durumu gündemlerinde dahi yer almıyor. Onların gündemini yapılan estetik ameliyatlar, verilen kilolar, modanın değişen seyri işgal ediyor. O yüzden erdemli çocuklar yetiştirmekten uzak kalıyoruz.
Gittiğiniz her ortamda, katıldığınız her davette konu dönüp dolaşıp kadınların kilo sorunlarına geliyor. Hanımlar birbirlerine kilo verme formüllerini aktarıyor ve kısa sürede nasıl kilo verebildiklerini paylaşıyorlar. Formül hep aynı: Ekmek şeker ve unlu mamulleri bırakacak bol sebze ve meyve tüketeceksiniz. Kadınlar bu formülleri uyguluyor ve beklentilerine ulaşıyorlar. Fakat bu durum pek uzun sürmüyor kilolar kısa sürede yeniden alınıyor ve yeni çareler aranıyor.
Peki, ne yapacağız? Bu konuda Resulullahın bizlere neler tavsiye ettiğine bakacak ve kendimize bu doğrultuda bir yol tayin edeceğiz. Yani az yiyecek, az uyuyacak ve sünnet üzere yaşayacağız. Eğer ihtiyacımız kadar tüketir ve kalan yiyeceklerimizi yoksullarla paylaşıp, bunu ibadet ruhu ile yapabilirsek kilo sorunumuz tamamen ortadan kalkacaktır. Buna inanıyorum.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Abdurrahman Sedar - Bu buluşunuzu bilhassa şu Sünnet üzerine ahkam kesen İlahiyatçı Prof.lar ile DİB'cilerden çok bekledim. Fakat, nafile, İslam diye bir dertleri yok ki . Zira,
7 sınıftan birine mensublar. Bereket siz hatırladınız
20-30 sene önce de Sitelerdeki bir şeyhe : " be dinçliğinizi neye borçlusunuz", diye sormuştu, sunucu bayan. Ne cevap verse beğenirsiniz ? " ben çok spor yaparım" dilin kurusun senin ! Rahmetli Erbakan hoca, "benim karşımdakiler beni anlıyor da, benim kardeşlerim, beni anlamıyor", derdi. Merhum, NFK ise, " daha İslamın (dış) kabuğunu delememiş", diyordu, bu zavallılara. " İslam, müslüman olmak, öyle zannedildiği kadar kolay bir iş, bie mesele değil". Çok emek ve çİLE ister. Zira, CENNET O kadar ucuz değil, bazı ahmak ve zavallılar, "af, af" diyerek, öyle zannetseler de Aah, affı bir öğrenebilsek, hiç olmazsa.
Levent Özduven - Sayın Tuncer çok haklısınız.İnsanlar sünnete göre yaşamak için çaba gösterse hiç bir sorunumuz kalmayacak...
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.